“Allah Allah bu da ne şimdi” böyle diyecek yazının başlığını okuyanlar ? Vatin Ganah ne ola ki? Yeni bir akım? Yeni bir moda? Yeni bir marka mı? Nedir bu? Üstelik şimdiden fanatikleri bile oluşmuş.. Çıkış yeri neresi? Nerde patladı? Nerden yayıldı?
Neyse çokda merakta bırakmayayım sevgili okurlarımıda Vatin Ganahın cici, mor, saten elbiseli patlıcan meyvesi olduğunu yazayım biran önce…
Hint kökenli otsu bitkiye Araplar badincan Hintliler vatinganah demişler.. Türklerde ise patlıcan..
Herhalde tutku derecesinde sevenleri patlayana kadar yediklerinde büyükleri ‘’yeme artık patlıycan’’ deyince bu isme dönüşmüş fosforlu, uzun yapraklı, sap kısmı hafif dikenli patlıcangiller familyasının bu mormeyvesi…
Yıllar önce deniz kenarında güneşlenirken yanımızda güneşlenen ortayaş ailenin beyi hanımına akşama ne yemek var diye sorduğunda , hanım; vallahi bir lokma bişi yok bakacağız artık deyince, adam hiç düşünmeden ‘’yap bir patlıcan kızartma be hanım ben domatez soslu iki patlıcan kızartmayla 6 kilo rakı içerim’’ deyince etrafta güneşlenenler patlattı kahkahayı, tabi ben dahil…
Patlıcan fanatiği biri olarak bende mutlaka haftada birkaç kez bu sebzenin bir yemeğini, kebabını, dolmasını, kızartmasını, zeytinyağlısını yada salatasını yaparım..Salata dedimde közlenmiş patlıcan salatası en doğru yeme şekli patlıcanı.. Zira acı patlıcanı kırağı çalmaz gibi bir atasözü ile acımsılığı şaka yollu anımsatıldığı üzere, içindeki farklı esansın yanında acılığıda su götürmez bir gerçek.. Fakat tuzlu suda bekletilme işlemi ile bu olumsuz yanıda ortadan kaldırılıyor garibin.. Tabiî bu acılık işlenmeden önceki hali.. Ve mide, bağırsak, karaciğer hastalarına pek önerilmiyor.. Bu yüzden közlenerek yada ocakta pişirilerek ve kabuğu soyularak yenmesi tavsiye ediliyor..Tabiki bu sırada parmaklar, hatta eller kollarda yeniyor… Demekki közlenmiş patlıcan ve sarımsaklı yoğurt ile yapılan salatası eski bilge insanların sadece damak zevki için düşündükleri bir yol değil.. Sağlıklı ve doğru olan.. Yani Yaradanın bizlere yolladığı her tür meyve, sebze, bitki, otun, yine o ulu varlık tarafından bilgiside yollanmış küçük varlıklarımıza.. Yani kodlanmış bilgiler hücrelerimize.. Ne incelik, ne latiflik Tanrım.. Birkez daha şükür..
Neyse sayfadaki yerimi çokda aşmadan bebek patlıcanlar içinde iki kelime yazayım..Hiç acımadan karnı yarılarak (burada biraz içim acıyor) içlerine doldurulan ince kıyılmış lahana, havuç ve kırmızı biberler (neyseki kereviz saplarıyla bağlanıyor tekrar) tuzlu, sirkeli su ile turşusu yapılıyor kii görüntüsü çok şeker.. (tıpkı folklor kıyafeti giymiş bebekler gibi) Ben kahvaltıda bile yiyorum.. Varın siz düşünün vatin ganah sevgimi..
Ama ben bu hafta ege usulu patlıcan dolmasını tarif edeceğim.. İnanın ağzına patlıcan sürmeyen müdavimi oluyor.. Deneyin görün sevgili mide dostlarım.. Kalın sağlıcakla.
Ege Usulu Patlıcan Dolması
Malzemeler
2 adet kemer patlıcan
1 su bardağı pirinç
1 adet büyük kuru soğan
1 adet domatez
1 tatlı kaşığı biber salçası
4-5 dal taze nane
4-5 dal maydonoz
4-5 dal dereotu
1 çay bardağı zeytinyağ
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
1,5 su bardağı su
Hazırlanışı
*Patlıcanlar enine üçe bölünür. İçleri oyularak yarım saat tuzlu suda bekletilir.
*Kuru soğan salata soğanı gibi doğranarak zeytinyağda sarartılır.
*Kabukları soyulup zar şeklinde doğranmış domates soğanlara ilave edilir.
*İki, üç dakika sote edilen soğan ve domateze yıkanmış pirinç ve yarım su bardağı su eklenerek ateşte suyu çektirilir.
*Ateşten alınan dolma içine ince kıyılmış maydonoz, dereotu, tazenane, biber salçası, tuz karabiber konur hafifçe karıştırılır.
*Tuzlu sudan çıkarılmış patlıcanlar kurulanarak içleri dolmaiçi ile doldurulur ve tencereye dizilir.
*Dolmaların üzerine 1 su bardağı su ilave edilerek pirinçler yumuşayana dek pişirirlir.
*Soğuyunca tabağa alınan dolmalar azuya göre maydonoz, ve limon dilimleriyle süslenir..