1961 doğumlu Obama, dünyanın tek süper gücünün başkanı. Obama’nın başkanlığını memnuniyetle karşılayanlar kadar kaygı ile karşılayanlar da var. Obama hiç kuşkusuz çok önemli. Ancak kurumlaşmanın en süt düzeyde olan ve dünyaya hükmeden ABD’de her şeyin başkanın iki dudağının bir hareketine bağlı olması da mümkün değil. ABD’de tüm yetkiler sistemin katı kurallarının sınırları içinde kullanılır.
Barack H. Obama ABD Kongre Bahçesi’ndeki görkemli yemin töreni ile ikinci dönem başkanlığına resmen başladı.
Obama’nın yemin töreni nedeniyle ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi John Koenig, Ledra Palas’taki Ara Bölge’de dün akşam bir davet verdi.
Kuzey ve Güney’den yaklaşık seksen davetli vardı.
***
Amerikalılar, şu an için dünyanın tek süper gücü olmalarına karşılık, diplomatik anlamda ince düşüncelidirler.
Dün akşamki davette gösteriş yoktu.
Çok büyük bir salon yerine Ara Bölge’deki Chateau Status Restaurant seçildi.
Lefkoşa Büyükelçisi John Koenig, kısa bir konuşma yaptı.
Bir anlamda kısa bir hoş geldindi.
Ve sonrasında ekrandan Washington’daki tören izlendi.
***
Obama’nın harika bir hatip olduğuna vurgu yapmaya gerek yok.
Aslında kapitalizmin Kabe’si ABD’de insanların ruhuna hitap etmek ihmal edilmiyor.
Obama, yemin ederken İncil’e elini bastı.
Bir gün önce Beyaz Saray’da eşi Michelle Obama’nın babası tarafından hediye edilen Robinson Aile İncil’i üzerine elini koyarak yemin eden Obama, programa organizasyonuna göre dünkü yeminde iki İncil kullandı.
İki İncil’den biri, ilk başkanlık yemininde de kullandığı eski ABD Başkanı Abraham Lincoln’un okuduğu İncil, ikincisi ise Martin Luther King’in kullandığı İncil.
***
Obama’nın dünkü yemin törenini yaklaşık 800 bin kişi izledi.
Dünya televizyonları da naklen yayımladı.
Televizyonlardan kaç milyar kişi izledi? Önümüzdeki günlerde mutlaka açıklanır.
***
İzleyenler arasında yüzler taşındı ekrana.
Irkçı bir yaklaşıma kaymamak için yüzleri kategorize etmek istemem ancak siyahilerin yüzlerinden farklı bir mutluluk vardı.
ABD askeri müdahalelerde bulunduğu ülkelerde asla kabul edilmeyecek uygulamaların tarafı olan ABD, kendi ülke sınırları içinde hem demokrasi hem de insan hakları bakımından oldukça iddialıdır.
***
Obama’nın yeni dönemde neler başaracağı konuşulmaya başlandı. Gelecek konuşulurken geçmiş dört yılda neler başardığı da özetleniyor.
BBC, Obama’nın dört yılını şöyle özetledi:
“Barack Hussein Obama 4 Kasım 2008 seçimlerinde Cumhuriyetçi rakibi John McCain’i açık farkla yenip, ABD’nin ilk siyahi başkanı olarak tarihe geçmişti.
Yemin edip göreve başladığında 47 yaşındaydı.
Harry Truman’dan bu yana ilk şehirli başkan ve Hawaii doğumlu ilk başkan oldu.
John McCain, George Bush ve Bill Clinton’ın aksine Vietnam Savaşı’yla, 1960’ların kültürel mücadeleleriyle dolu bir geçmişten gelmiyordu.
Obama iktidarında Demokratlar Cumhuriyetçiler’in muhalefetine rağmen ekonomiyi canlandırma programını Kongre’den geçirdi, sağlık sistemini değiştirdi, Wall Street’i ve bankacılık sistemini yeniden düzenledi ve Amerikan otomotiv sanayiini çökmekten kurtardı.
Demokratlar ve Obama ayrıca eşcinsel olduklarını açıklayanların Amerikan ordusunda çalışmasını engelleyen 20 yıllık yasağı kaldırdı.
Obama ayrıca kongrenin onayı olmadan, kendi başkanlık yetkilerini kullanarak, ABD’ye çocuk yaşta getirilmiş bazı genç kaçak göçmenlere geçici olarak ülkede kalma izni verdi.
Usame bin Ladin’i öldürmeleri için bir komando ekibi yolladı, Irak’taki Amerikan savaşına son verdi ve Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev’le yeni bir nükleer silah anlaşması imzaladı.
Başkanlık koltuğuna oturduğunda Afganistan’da ABD öncülüğünde yapılan operasyonlara hız verdi, bu da Amerikan askeri kayıplarını artırdı.
Ancak Obama, Afganistan’da güvenlik sorumluluğunu 2014’ün sonundan itibaren Afgan ordusuna devretme, dolayısıyla da 10 yılı aşkın süredir açık olan bu cepheyi kapatma sözü de verdi.”
***
Obama’nın konuşmasını herkes dikkatle dinledi.
Dünkü töreni organize edenler, “Amerika’nın Geleceğine İnanç” vurgusunu öne çıkardı.
Şiir gibi konuştu.
Konuşmasında küresel ısınmayla mücadele, eş cinsel hakları, 10 yıllık savaş döneminin ardından ekonomik krizin yaralarının sarılması ve dünyada yeşeren demokrasilere destek olunması, konularını öne çıkardı.
Obama, Harvard’da hukuk öğrenimi yaptı.
Uzun yıllar yurttaşlık hakları konusunda uzmanlaşarak avukatlık yaptı.
Konuşmasında bilinen çizgisini koruyarak konuştu.
İşte Obama’nın konuşmasından bazı kesitler:
“Zaman değiştiğinde kendimizin de değişmesi gerektiğini biz her zaman anladık. Bireysel özgürlükleri korumak için Amerikalılar ortak hareket etmelidir.
... Amerikan halkı artık bugünkü dünyanın ihtiyaçlarını karşılamak için yalnız hareket edemez. Hiç kimse çocuklarımızın geleceğini şekillendirmek için ihtiyacımız olacak matematik ve fen öğretmenlerini tek başına eğitemez. Ya da yeni iş alanları yaratacak yolları, ağları, araştırma laboratuvarlarını tek başına inşa edemez. Şimdi, şimdi her zamankinden daha fazla bunları beraber yapmalıyız.
... Bu Amerikan jenerasyonu, dayanıklılığımızı çelik gibi yapan krizlerle test edildi.
... Bu dünyanın ortaya koyduğumuz kaliteye gösterdiği sınırların ötesinde talep için Amerika’nın seçenekleri sınırsızdır. Gençlik, çeşitlilik, açıklık ve risk kapasitesi. Gittikçe daha da daralan bir grubun halinin çok iyi olup gittikçe büyüyen bir kesimin idare edebilir bir şekilde olmasıyla bu ülkenin başarı kazanamayacağını halk anlıyor. Biz Amerika’nın refahının yükselen orta sınıfın omuzlarında olacağına inanıyoruz.
... Küresel ısınma tehdidine, başarısızlığımızın çocuklarımız ve gelecek kuşaklara ihanet anlamına geleceğini bilerek cevap vereceğiz. Bazıları belki bilimin ezici bir çoğunlukla oluşturduğu kanaati inkâr ediyor olabilir. Ancak kimse yangınların, korkutucu kuraklığın ve güçlü fırtınaların yıkıcı etkisinden kaçınamaz. Yenilenebilir enerjiye olan yol uzun ve zaman zaman zor olacak. Ama Amerika bu geçiş dönemine direnemez. Bizim buna liderlik etmemiz gerek. Ancak bu şekilde Tanrı tarafından bizim kontrolümüze verilen gezegenimizi koruyabiliriz.”
***
1961 doğumlu Obama, dünyanın tek süper gücünün başkanı. Obama’nın başkanlığını memnuniyetle karşılayanlar kadar kaygı ile karşılayanlar da var. Obama hiç kuşkusuz çok önemli. Ancak kurumlaşmanın en süt düzeyde olan ve dünyaya hükmeden ABD’de her şeyin başkanın iki dudağının bir hareketine bağlı olması da mümkün değil. ABD’de tüm yetkiler sistemin katı kurallarının sınırları içinde kullanılır.
Böyle olmasa ABD, ABD olmazdı...
Günün sözü:
Büyüklük lafla olmaz.
(Havadis gazetesinden alınmıştır)