Avrupa’da İkinci Dünya Savaşından sonra büyük soykırım davasında Sırp komutan Ratko Mladiç’e müebbet hapis cezası verildi. Bosna kasabı olarak bilinen katil soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş kanunlarını ihlalden ceza aldı. Tabiiki bu ceza, hunharca katledilen 8 binden fazla Müslüman Boşnak’ı geri getirmez. Çok geçde olsa adaletin tecellisi, Bosnalı müslümanları ve insanlığı bir nebze olsun teselli edebilir. Ancak, demoktrasinin kalbi Avrupa’nın göbeğinde, Boşnak müslümanlara reva görülen insanlık suçu soykırımın unutulmaması, sürekli hatırlanması ve her geçen gün dozunu arttırarak yükselen ırkçılık çerçevesinde dile getirilmesi önemlidir. Ve bu ceza, elbette, 3 Temmuz 1995 gecesi BM karargâhında görevli Hollanda askerlerinin ölümden kaçan 350 Bosnalı’yı koruma yerine Sırplara teslim etmelerinindeki sorumluluğu unutturmaz.
Den Haag’daki Eski Yugoslayva Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan Sırp komutan Ratko Mladiç, hatırlanacağı üzere Bosna Savaşından yaklaşık onaltı yıl sonra 2011 yılında yakalanmıştı. Katil, Boşnak Müslüman nüfusu yok etmeyi amaçlama ve Srebrenitsa katliamı da dahil onbir ayrı suçtan yargılandı. Mahkeme heyetine küfür eden katil, salondan çıkartıldı. Müebbet hapis cezası Srebrenitsa'da yakınlarını kaybeden Müslümanlar tarafından sevinçle karşılandı. Diğer taraftan Mladiç’e destek vermeye gelen bir grup Sırp ırkçısı ise Mladiç’in fotoğraflarinın yer aldığı tişörtleri giyerek eylem yapmayı denediler. Aradan geçen yıllar sonra Srebrenitsa soykırım acısı yeniden tazelendi…
Wilders’e tokat gibi tarih dersi
Her fırsatta Müslümanlara sataşan, her olayı suistimal eden ve her defasında da ağzının payını DENK Partisi genel başkanı ve milletvekili Tunahan Kuzu’dan fazlasıyla alan ırkçı parti lideri Wilders’e bu sefer fırca D66 Partisi lideri Alexander Pechtold’an geldi. Alışılageldiği üzere Wilders meçlis kürsüsünden populizm yaparak, ülkesinde İslam istemediğini belirterek bir çok Hollandalının kendi ülkesine yabancılaştığını söyledi. Bunun üzerine kürsüye gelen Pechthold ile Wilders arasında karşılıklı atışma başladı. Konuşmalar esnasında, Pechthold ‘görüldüğü üzere Wilders 1850’lili yılları özlüyor, o çağın yaşantısını ideal toplum yaşantısı olarak görüyor. Bay Wilders, herhalde kitaplardan okudu, o denemde dul kadınların Kiliseden aldıkları bir lirayla bir haftayı nasıl geçirdiklerini. Arkadaşlar, bu da bize tarih dersinin bu hükümet için ne denli önem arzettiğini gösteriyor. Hemen, Başbakan Rutte öğretmen, toplum ve tarih bilgileri dersi bana da Wilders’e de lazım’ dedi Pechthold. Devamında da, ağzına sakız ettiği İslam meselesine gelince, ‘Wilders’in ailesinin geldiği yer, bir milyondan fazla müslümanın yaşadığı ve bizim bir zamanlar sömürgemiz olan, baskı altında tuttuğumuz Endonezya. Wilders, bu mu istediğin? Şeklinde devam eden tartışmada milletvekilleri gülmekten kendilerini alamadılar. Pechtlold’un zaman zaman bu tür çıkışları var. Devam ettirmesini, haksızlık karşısında susmamasını dileriz...
Eski Bakan otubüs şöförü
Bu hafta haberlerde Hollanda’yla ilgili okunan bir başka haber de hiç şüphesiz, eski Devlet Bakanı’nın artık bundan sonra part time olarak otobüs şoförü olarak çalışacak olmasıydı. Eski Bakan, doğum yeri olan Arnhem’de haftanın bazı günlerinden direksiyon başına geçerek yolcu taşıyacak. Konuyla ilgili bir görüş belirten Hollanda İçişleri Bakanı Sander Dekker, “İşsiz güçsüz evde oturmak yerine otobüs sürüyor. Ne kadar güzel” dedikten sonra, ‘bir gün nasip olursa eski Bakan Teeven’nin kullandığı otobüse binerim, çünkü güçlü bir şoförün arkasında oturmak yolculara güven verir’ yorumunu yaptı. Hatırlanacağı üzere, Teeven 2015 yılında Devlet Bakanı olduğu sırada, ‘savcılık yaptığı dönemde bir uyuşturucu kaçakçısının soruşturması kapsamında vereceği bilgi karşılığında para aklayabilceği anlaşmasının’ ortaya çıkmasıyla istifa etmişti. Teeven şu günlerde şoförlük eğitimi alıyor. Kamuoyu, eski Bakan ve savcının bu davranışını örnek davranış olarak konuşuyor...