Sanık: Ahmet Kenan Evren

Sanık: Ali Tahsin Şahinkaya.

Suç: Zor ve cebirle anayasal düzeni devirmek.

Bu tarihi bir tablo.

Peki bu tabloda bir eksik yok mu?

Ahmet Kenan Evren\'in zor ve cebir kullanarak devirdiği hükümetin adı neydi?

Hangi hükümeti devirdi Ahmet Kenan Evren?

AP hükümetini.

O zaman bu iddianamenin müşteki hanesinde kimin adı yer almalıydı?

Dönemin Başbakanı olarak Süleyman Demirel olmalıydı değil mi?

Milletin seçtiği bir Başbakan olarak, anti demokratik bir yöntemle görevden uzaklaştırılmıştı?

Başka kim olmalıydı?

Süleyman Demirel\'in 6\'ncı, Türkiye Cumhuriyeti\'nin 43. Hükümeti\'nin üyeleri olmalıydı.

Ekrem Ceyhun, İsmet Sezgin, Esat Kıratlıoğlu, Muhammed Kelleci ya da bugün parlamentoda olan Köksal Toptan veya Sümer Oral...

Devrilen hükümet onların hükümetiydi. Yıkılan bakanlıklar onların bakanlığıydı. Üstüne üstlük bir de yasaklı konuma düşmüşler, bir kısmı Zincirbozan\'a sürülmüşlerdi.

Birinci derecede dönemin Başbakanı Demirel ve Bakanlar Kurulu üyelerinin, 12 Eylül\'den sonra Mamak Cezaevi\'ne atılanların, idamla yargılanan MHP\'lilerin ve MSP davası sanıklarının, 12 Eylül parlamentosunda görev yapanların davaya müdahil olmasını beklerdim.

Stockholm Sendromu benzetmesini kullanmak istemiyorum. Çünkü sevmiyorum. Ama bu durumu da anlamakta zorlanıyorum.

Hiçbirisinin şikayet başvurusu olmadığı gibi, açılan davaya müdahil dahi olmadılar.

Daha vahimi ise başta Demirel olmak üzere eski AP\'liler referandumda hayır kampanyası yürüttüler.

1979 yılında AP Azınlık Hükümeti kurulmuş. 4 Aralık tarihinde Demirel, sıkıyönetim komutanlarını toplayıp, \"Silah istiyorsanız silah, yetki istiyorsanız yetki, para istiyorsanız para\" demiş, anarşi ve terörün önlenmesi için ne talep edilirse karşılayacakları taahhüdünde bulunmuştu.

Kenan Evren, \"Demirel bol keseden atacaktı\" diye not düşmüştü anılarına. Demirel de, \"Anı değil itiraf\" başlıklı cevabında, o toplantıda kendisine söz verildiği halde tek bir kelime etmeyen Evren\'in aklının gerisinde başka şeyler yattığını belirtmişti.

Haklıydı Demirel...

Ekrem Ceyhun\'a para tedarik ettirip, İsmet Sezgin\'e silahların gümrüklerden gizli bir şekilde geçirilmesini takip ettirip, sıkıyönetimlerin emrine silahları verdirmiş, talep ettikleri kanunların bir kısmını çıkartıp, MİT\'ten bilgi akışını sağlamıştı.

Ama Kenan Evren oralı değildi.

30 günlük AP hükümetine uyarı mektubu vermişti.

\"Eylül 1979\'da Genelkurmay İkinci Başkanı\'nın başkanlığında ufak bir çalışma grubu kurduruyordum\" diyordu anılarında Kenan Evren. Yani 12 Eylül\'den 1 yıl önce.

O grubun görevini de, \"Bir müdahale zamanı gelmiş midir\"in araştırılması olarak tarif etmişti Kenan Paşa. 11 Temmuz olarak belirlemişti müdahale tarihini. \"Bayrak Planı\" dağıtılmış ama 10 Temmuz\'da Fransa\'da Türkiye\'nin borçlarının ertelenmesi toplantısı ve Erbakan ile Ecevit\'in AP azınlık hükümetini düşürme ihtimali üzerine darbe ertelenmişti. \"Şartların olgunlaşması için 1 yıl bekledik ama bu arada çok kan aktı\" diyecekti, Bedrettin Demirel Paşa.

Süleyman Demirel\'in, \"Türkiye 11 Eylül günü akan kanın 13 Eylül günü nasıl durduğunun cevabını bulmak zorundadır\" dediği nokta da buydu. Bu sorunun cevabını, \"Kenan Evren\'i Çankaya\'ya taşımak için aktı o kan\" diye verecekti Demirel.

Bunların hepsi doğru da...

Benim anlamadığım bir şey var.

Bu Kenan Evren kimi devirmişti?

Demirel\'i...

Şimdi sanık Kenan Evren var ama müşteki ya da müdahil olarak Demirel yok.

4 Nisan\'da duruşma var.

Sizi de bekleriz demokrasi şampiyonu Süleyman Bey...