Değerli okurlarım, bugün sizlere, kendilerini eleştiren şairler gibi hicivli ve takılgan bir yorum sunacağım.
Geçen hafta, perşembe günü akşama doğru, whatsApp’ten bir fotoğraf ve arkasından, “siz neredesiniz?” sorusu geldi. Önce fotoğrafı açtım. Salonda bir grup insan ve arkada, “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” afişi yer almaktaydı. Mesele anlaşılmıştı. Bir iki dakika düşündüm. Soruya nasıl cevap verecektim? “Güzel bir soru, cevabı hem var hem yok” diye geri yazdım. “Tahmin etmiştim, gelecek sefer umarım” geri bildirim aldım…
Fotoğrafı gönderen ve soruyu soran arkadaş, bize göre solcu, komünist, Marksist birisi. Biz ise, muhafazakar, Müslüman, vatansever insanlarız. Bu arkadaş bizim mahallenin mümtaz ve alicenap temsilcileri ve dahi resmi zevat tarafından dışlananlardan da aynı zamanda…
Ancak, bu arkadaş, dondurucu soğuklarda, parkasını giyip elinde, “Özgür Filistin, Katil İsrail” pankartıyla Amsterdam sokaklarında yürüyen birisi. Ve bu arkadaş, Amsterdam’da, “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” çerçevesinde organize edilen programda yer almakta.
Bu iki paragraftan sonra, kimden bahsettiğim, aşağı yukarı anlaşıldı herhalde?
Daha açık bir şekilde ifade etmemiz gerekirse; Avrupa’da İslam düşmanlığından ve ırkçılık illetinden en çok Müslümanlar zarar görüp ve hedef gösterilirken, ‘İslamofobi ile mücadelede Müslümanlar neredeler’ demek istiyor bu arkadaş.
İsterseniz konuyu biraz daha açayım.
Geride bıraktığımız günlerde, Avrupa’daki Müslümanları çok yakından ilgilendiren iki önemli tarih ve gün vardı. Bunlardan birisi, “15 Mart Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü”, diğeri de “21 Mart Uluslararası Irkçılık Ayırımı ile Mücadele Günü”ydü. Her iki tarih ve gün, Avrupa’daki Müslümanlar için önemliydi. Çünkü, hem İslam düşmanlığının hem de ırkçılığın birinci derecede muhatabı, mağduru ve hedefi Müslümanlardır.
Hedefteki Müslümanlar, bu uluslararası tarih ve günler çerçevesinde ne yaptılar?
Bir program, bir basın bildirisi, sosyal medyada açıklama v.b. etkinliklerle olayı gündeme taşıdılar mı? Naçizane şahsım, son bir hafta süreyle Hollanda’daki kuruluşlarımızın sosyal medya bildirimlerine dikkat kesildim. Maalesef, üzüntüyle belirtmeliyim ki, kuruluşlarımızın, ne İslamofobi İle Mücadele günü ile, ne de Irkçılıkla Mücadele Günü ile ilgili her hangi bir paylaşımlarına rastlamadım.
Özellikle bizim mahalledeki kuruluşların, sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımlarda, içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı dolayısıyla organize edilen iftar sofralarından çekilen fotoğraflar yer almaktaydı. İftarlara katılanların yoğunluğundan övünme yanı sıra, emeği geçenlere ve iştirak edenlere teşekkürler vardı paylaşımlarda.
‘Acaba, Müslümanlar için önemli olan bu iki tarihin, bu yıl Ramazan’a denk gelmesiyle mi, ilgi gösterilmedi’ diye de düşündüm. Ancak, ırkçılık ve İslamofobi ile mücadelede, Avrupa’daki Müslümanların nerede olduklarını ele alan yorumlarımı hatırlayınca, olayın Ramazanla ilgili olmadığına kanaat getirdim. Gerçi, bireysel olarak, her iki günün anlamına binaen paylaşım yapan Müslümanlar da vardı, sosyal medya hesaplarında, ancak kurumsal hareket göremedim.
Her şeye rağmen, Fas’lı sosyal aktivistlerin girişimiyle 15 Mart 2024 tarihinde Amsterdam’da, ‘Oranje Kerk’ salonunda “İslamafobi ile mücadele” etkinliği organize edildi. Siyasilerin, siyaset bilimcilerin ve hukukçuların konuşmacı olarak katıldığı program, daha sonraki iftar programı sonrasında, Amsterdam Endülüs Orkestrası’nın konseri ile sona erdi.
Yazının başında sorulan, “Siz neredesiniz?” sorusuna şimdilik vereceğimiz cevap şöyle:
‘Biz, bu günlerde, gündüzleri oruç tutuyoruz. Orucumuzu büyük salonlarda, bir şölen havasında yüzlerce Müslümanın katıldığı iftar sofralarında açıyoruz. Birbirimizi ağırlıyoruz. Dayanışmamız güçleniyor. Siz, bir müddet daha, bizim yerimize de, “İslamofobi ve Irkçılıkla Mücadele” etmeye devam ediniz. Öyle iftara birkaç saat kala, bir fotoğraf gönderip, siz neredesiniz diye sorup, bizi zora sokma, rahatımızı bozma lütfen. Biz, şimdilik, salonlardayız…’
Veyis Güngör
24 Mart 2024