İki asırdır 'gazeteler modern insanın sabah duasıdır.' İnsanlık sabah duasıyla yetinmiyor. Ama kimse sabah duasından vazgeçmiş değil.

Tıpkı roman gibi günlük gazeteler de Sanayi Devrimi’nin ürünü.
Öyle ki ünlü Alman filozofu Hegel gazeteler için ‘modern insanın sabah duası’ demişti.
Hakikaten de öyle değil mi?
Niçin dua eder insan?
Kendi fiziksel gerçekliğinin ötesinde metafizik bir varlıkla iletişim kurabilmek için.
Niçin gazete okur modern insan?
Kendi dünyasının dışına çıkabilmek, etrafında olan bitenden haberdar olabilmek için.
Bir bağdır gazete, bizi bizim dışımıza bağlayan…
Gerçekten bağlanamasak da bağlanıyormuş hissini veren… 

***

Tıpkı dua gibi…
Ritüelleri vardır, ritmi vardır, zamanı ve temrini vardır…
Tek kişilik bir duadır, toplu okunmaz.
Sabahları okunur, akşama bırakılmaz.
Her din gibi gazetelerin de kendine özgü kuralları vardır.
Tek kişilik ayinleri, Cuma, Cumartesi, Pazar duaları vardır.
Her köşe başında vaizleri, her mahallede bayileri, hemen her sokakta takipçileri vardır.
Güne gazete ile başlanır…
Çünkü gün gazetedir.
Dün, bugün, yarın gazetelerde yeniden var olur.
Gündemi gazeteler belirler, gazeteleri gündem.
Bu yüzden tam iki asırdır ‘gazeteler modern insanın sabah duasıdır.’
Ama artık insanlık sabah duasıyla yetinmiyor.
Dijital insan her an kendi dünyasının dışına çıkabilmek, etrafında olan bitenden haberdar olmak istiyor.
Kimse sabah duasından vazgeçmiş değil.
Çünkü modern insanın sabah duası hem ihtiyaç hem alışkanlık…
Ama dijital insan sabah duasıyla yetinmiyor.
Her an her yerde bildiği dilde, inandığı dinde dua edebilmek, etrafıyla iletişim halinde olmak istiyor. 

***

Katıldığım birçok toplantıda soruyorlar…
‘Gazeteler ölecek mi?’ diye…
Din öldü mü?
İnsanlık dua etmekten vazgeçti mi? Hayır.
Çünkü dua da gazete de bir ihtiyaç.
Hatta buna sevişmeyi de ekleyin.
Çünkü Albert Camus “Geleceğin tarihçileri modern insanı tarif ederken ‘Onlar sevişir ve gazete okurlardı’ diyecekler” diyor.
Sevişmek, dua etmek ve gazete okumak; aynı ihtiyacın sonucu.
Kendini aşma, kendi dışında birileriyle bağ kurma.
İnsanlık ne sevişmekten vazgeçti ne dua etmekten ne de gazete okumaktan.
Bütün mesele modern bir ürün olan gazetenin dijital dünyanın ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanması. Okurla o bağın yeniden kurulması.
Sabah başlayan duanın gün boyu sürebilmesi.
Dinler kendisini yeniliyor, bin yıllık dualar değişiyor gazeteler mi değişmeyecek?
Elbette değişecek.
Değişecek ama ne yönde?
Her şeyden önce kıblesini okura dönerek…
Geçen hafta radikal.com.tr’de ‘gündeme dair #nediyosun’ kampanyası başlattık.
İstedik ki Türkiye’nin hızlı değişen gündemini birlikte değerlendirelim.
Bir hafta içinde videosu 702 bin kez izlendi.
On binlerce yorum geldi.
Sadece internette değil artık gazetede de haberleri bu yorumlar eşliğinde veriyoruz.
#nediyosun’ Radikal’in daha geniş ve derinlikli hale gelecek okuyucu-gazete-web-cep-iPad ilişkisinin başlangıcı.
Kısa bir süre sonra okuyucularımızı birebir yazı işleri toplantısına dahil edecek, hepsinden birer muhabir, editör, görsel yönetmen yaratacağız.
En önemlisi Radikal okurlarını, aynı zamanda Radikal yazarı yapacağız.
Çünkü gazeteler için ‘kendin çal kendin oyna dönemi bitti.’
Artık birlikte çalıp birlikte oynama zamanı.
Nediyosunuz?

(Radikal gazetesindne alınmıştır)