Uzun bir zamandır ‘dört gözle beklenen’ nüfus sayımı için son 24 saatin içerisine girdik. Burada sonuçlara ilişkin bir açıklama yapmayacağım. Çünkü sonuçları gayette hepimiz biliyoruz. Ne de olsa etrafta ‘uzman’ çok değil mi ama?
Ancak beni esas ilgilendiren nokta 21. yüzyılda son kez de olsa yarın evlere hapis olacak olmamız. Basın sektöründe çalışanlar olarak tabii ki bizler gerekli izinleri alarak görev başında olmaya devam edeceğiz. Ancak evde kalan vatandaşlarımıza zaman geçirmeleri için ‘nacizane’ bazı önerilerim olacak. Eğer beğenirseniz buyrun uygulayın…
Eve kapanmak durumunda olduğumuz günlerde pek çoğumuz genellikle kitap okuruz. Bu kah tarih konulu kah aşk konulu kah ihanet kah da masalsı kitaplar olur. İşte eğer sizde bu dört türü beğeniyorsanız ilgiyle takip edeceğiniz bir önerim var sizlere… Kitabın adı; “KTY, KTHY olalı hiç görmedi böyle keder’…. Kitabın konusuna gelince…
Ambargolar altında olan bir ülkede kötü bir yönetim varmış. Bu yönetim de yıllar boyunca kendisinden önce ülkenin kötü yönetildiğini söyler dururmuş. Bu söylentiler, atışmalar sürerken ülkede bir kriz baş göstermiş. Ülke yönetimi bir araya gelmiş ve bir karar vermiş; “tamamen iflas edeceğimize bazı şeylerden vazgeçelim…”
Önce gökyüzünün çelik kanatlı kuşları olan KTHY gelmiş akıllarına….” Bu kuşlar çok yer, çok içer. Ben bunların suyunu, yemini keseyim. Ne de olsa başka kuşlar da gelir geçer memleketten” demişler.
İşte çelik kanatlı KTHY için sonun başlangıcı bu şekilde olmuş. KTHY’ye yıllarca emek veren ekmeğini yiyenler, yönetimin aldığı bu kararla bir anda kendilerini kapının önünde bulmuşlar. Halkın ser sefil halini görenler, ‘merak etmeyin size daha güzel bir kuş bulacağız’ diye ümit vermişler. Bir söz vermişler, iki söz vermişler, üç söz vermişler… Bu böyle tam 407 gün sürmüş gitmiş… Hala daha ne kadar süreceği de belli olmayan bu hikaye yeniden hatırlanmak ve gözden geçirilmek için bire bir…
Eğer kitap okumayı değil de film izlemeyi seviyorsanız o zamanda ‘Aynı rol aynı perde’ isimli bir filmi önerebilirim sizlere…. Üstelik bu film o kadar popüler ki her gün her saat başında, saat 19:00’da da daha uzun soluklu olarak dönüyor televizyonlarda… Başrollerde 10 artist ve 1 aktrist yer alıyor. Filmin ana temasında hayata pembe gözlüklerle nasıl bakabileceğiniz anlatılıyor. ‘Biz şunları yaptık’, Şöyle başarılıyız’, ‘böyle başarılıyız’ repliklerinin bol olduğu bu filmi dilerseniz bir kez daha izleyebilirsiniz.
Ama yok, ‘yeter artık sıkıldık bunlardan’ diyenler içinse tavsiyem güzel bir müzik dinlemek ve kendinizi o notaların rakslarına bırakmak... Tabii bu arada kadınlar kendilerini evde temizliğe, çamaşıra, bulaşığa verebilirler. Aynı şekilde erkekler de belki eşlerinin uzun zamandır ‘şunu tamir et canım’ dedikleri o ütüyü ya da prizleri tamir edebilirler. Ya da en iyisi sadece pencere kenarında oturmak ve sakinliğin tadını çıkarmaktır…
Herkese iyi hafta sonları!