Yüreğimize kor düştü mübarek bir ayda. Anaların gözyaşları sel oldu. Birileri kalkıp sayı hesabı yapıyor.
'Bizden şu kadar, onlardan bu kadar öldü' diyor.
Sonuçta ölen insan ve tamamına yakını bu ülkenin çocukları.
Kim kimi öldürüyor? Niçin öldürüyor?
Bilmeyen de sanır ki PKK, Kürtlük davası için asker öldürüyor.
Yok öyle bir şey.
Bilmeyen de sanır ki PKK, Kürdistan için Kürt gençlerini ölüme yolluyor, gencecik askerlerin üzerine kalleşçe ölüm yağdırıyor.
Yok öyle bir şey.
Bu bilmeyenlerin içinde Türkler de var, Kürtler de...
Evet, PKK'ya hâlâ bir biçimde destek veren Kürtler ne yazık ki PKK'nın gerçek yüzünü ve misyonunu görmüyorlar.
Geçmişte yaşadıkları acılar ve derin mağduriyetler dolayısıyla duygusal bir bağlılık içinde olan bir kesim PKK'nın davasının hiçbir şekilde Kürtlük davası olmadığını görmüyorlar. PKK'nın Türkiye'ye karşı Suriye vb ülkeler tarafından kullanılan bir terör organizasyonuna dönüştürüldüğünü görmek istemiyorlar.
Kimileri ise artık bu gerçekliği tüm yalınlığıyla gördükleri halde kopamıyorlar PKK'dan. PKK'yı karşılarına almaları halinde her şeylerini yitireceklerini görüyorlar. O yüzden ya derin bir suskunluğa gömülüyorlar, ya da PKK'yı çaresizlikten desteklemeye devam ediyorlar.
PKK'nın bloke ettiği politik Kürt mahallesinde durum böyle...
PKK Türk mahallesinde durum nedir?
Türklerin kahir ekseriyeti PKK eşittir Kürt denklemi üzerinden konuşuyorlar. Sanıyorlar ki PKK, Kürtlerin hakları için silah konuşturan bir örgüttür.
Beni asıl ilgilendiren Türk mahallesinin aydınları...
O aydınların içinden sol tandanslı kimileri var ki bilerek ve isteyerek PKK yandaşlığı yapıyorlar. PKK'nın Kürtlerin hakları için savaşım verdiğini söyleyip duruyorlar. Kendileri de biliyorlar aslında, PKK'nın asıl amacının Kürdistan olmadığını. Ama PKK üzerinden ancak sol muhalefeti sürdürebileceklerine inandıkları için böyle konuşup böyle davranıyorlar. Asıl tehlikeli olan da bence bu APOCU TÜRKLER'dir. Kürt sorununun çözümünün önünde de engel olarak duranlar asıl bunlardır. Bakmayın siz onların Türk ve Kürt gençlerinin ölümünden duydukları rahatsızlığı dile getirmelerine, o ölümlerdir asıl onları var kılan. Onlar kandan beslenen kızıl renkli faşistlerdir. Tek amaçları, düşman olarak gördükleri AK Parti iktidarının devrilmesi olan bu Kemalist-sol kırması APOCU TÜRKLER'in insan yaşamının kutsallığından söz etmeleri birer palavradan ibaret.
Medyada etkin pozisyonlarda bulunan kimi liberal-sol kökenli Türklerle geçmişte ulusalcı cenahta hayli toz yutmuş ve PKK düşmanlığıyla şöhret kazanmış kimi esaslı (!) Türk kökenli yazarların AK Parti'ye karşı PKK safında birden bire hizalanmaları da doğrusu düşündürücüdür.
Ülkenin doğusunda evlatlarımız yaşamlarını yitiriyorlar.
Kan üzerinden birileri ise siyaset yapıyor.
Hepsinin ortak düşmanı: AK Parti.
Ortaya koydukları çözüm önerileri ne peki?
Boş laflardan ibaret.
Çıksınlar açıklasınlar bilelim...
PKK'nın bir bölge üzerinde hakimiyetini öngören 'Demokratik Özerklik' projesine AK Parti Hükümeti'nin 'evet' demesi halinde bu sorunun çözülebileceğine mi inanıyorlar? Çözüm için önerdikleri bu mu?
Eğer öyleyse o geçmişin hızlı ulusalcıları 'ver-kurtul' edebiyatı üzerinden niye AK Parti'ye düşmanlık yapıyorlardı?
PKK ile bir bölge karşılığında müzakere edilmesini mi talep ediyorlar?
Çıkıp açıklasalar da bilsek...
İşleri güçleri AK Parti'nin güvenlik konseptini esas alarak demokratikleşmeyi askıya aldığını söylemek. Bu yüzden sorunun çözülmediğini ileri sürmek.
Bilmeyen de sanır ki PKK, demokratikleşmeyle çok ilgili... Kürtlerin anadilde eğitim talepleri de dahil tüm haklı talepleri karşılandığında PKK silah bırakır!
Yok öyle bir şey...
PKK silah bırakmayacak diye Kürt vatandaşlarımızın haklı demokratik ve kültürel taleplerine karşı çıkan bir Hükümet yok. AK Parti Hükümeti de böyle bir Hükümet değil.
AK Parti, 'Kürt sorunu eşittir PKK' denklemine en fazla karşı çıkan bir parti olmasına rağmen hâlâ böyle dediği varsayılarak eleştiriliyor. İnsaf bunun neresinde?
AK Parti'nin dediği hep şu oldu: Kürt meselesi ayrı, PKK meselesi ayrı!
Bunu dediği için AK Parti'yi dün yerden yere vuranlar şimdi kalkmışlar AK Parti'nin Kürt meselesiyle PKK meselesini eşitlediğini iddia ediyorlar!
Bu kadar çelişkiye de, çarpıtmaya da pes doğrusu!
PKK'nın Şam'daki Baas rejiminin düşüşünü engellemek veya geciktirmek için eşzamanlı olarak Türkiye'ye karşı yürüttüğü savaş, Arap Baasçılığıyla Kürt Baasçılığının ittifakının bir ifadesidir. Yanısıra PKK'nın Şam rejiminin kendisine sağladığı ağır silahlar ve Kuzey Suriye'de sağladığı siyasi pozisyon dolayısıyla ödediği diyetin bir ifadesidir.
PKK, Suriye'deki Baas rejiminin ve başkaca ülkelerin taşeronu olarak iş görmektedir.
PKK'nın davasının Kürtlük davası olduğunu ve Kürt sorunu çözülürse PKK'nın biteceğini söyleyenlerin aklına şaşarım...
PKK tehlikeli oynuyor. Sırf Şam vb başkentlerdeki efendilerini memnun etmek için Kürt gençlerinin kanı üzerinden derin bir kaosa kapı aralamak istiyor.
PKK masum sivil halkın öldürülmesinin yeni askeri çözüm (!) stratejisinin yararına olacağını bildiği için Şemdinli gibi yerleri düşürme planı yapıyor. Ne kadar çok insan ölürse o kadar örgütsel varlığını sürdürebileceğini varsayan PKK, bölgeyi tekrar olağanüstü hal bölgesine dönüştürmek istiyor.
Suriye vb ülkelerin PKK üzerinden Türkiye'ye verdikleri mesaj apaçık: Biz de içinize oynarız ve sizi içerden oyarız!
PKK, başkalarının kendisine biçtiği bu uğursuz rolü oynuyor işte.
BDP Kürtlere kaybettirecek bu işbirlikçi ve lanetli rolün siyasi sözcülüğüne soyunmuş durumda. CHP ise PKK'nın akıttığı kandan siyaseten nemalanmanın arayışı içinde.
(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)