2012 yılının en flaş ekonomi kavramı "orta gelir tuzağı" oldu. Bundan böyle de konuşulmaya devam edecek.
İlk defa MÜSİAD'ın geçen yıl ortaya attığı ve bu yıl da Ekonomi Raporuna koyduğu kavramı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu olmak üzere pek çok kişi ve kurum yorumlama ihtiyacı hissetti.
Açılımı şu: 10 bin dolar milli gelire sahip Türkiye, yüksek gelir grubundaki ülkeler sınıfına dâhil olmak için 25 bin dolar milli gelire sıçraması gerekiyor. Bu sıçrama 10 yıllık bir süreçte aşılamazsa, gelir tuzağına düşmüş olunacak.
Kaygı şu: Dünyadaki ekonomik krizin yanı sıra komşularımızda yaşanan konjonktürel durumlar Türkiye'nin 10 yılda sağladığı üç katı milli gelirini; önümüzdeki 10 yılda ikiye nasıl katlayacak?
Türkiye'nin 2012 yılı büyüme oranı yüzde 3-4 olarak tahmin ediliyor. Geçen yılın yarısı bile değil. Önceki gün açıklanan ihracat rakamları da geçen yılı aratıyor.
TİM açıkladı: Ağustos ayında ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 düşüşle 10 milyar 505 milyon dolar olarak gerçekleşirken, yılın ilk 8 ayında yüzde 10,17 artışla 97 milyar 717 milyon dolara ulaştı. Son on iki aylık dönemde ise ihracatımız yüzde 10,91 artışla 143 milyar 931 milyon dolara ulaştı.
Bir zamanlar yüzde 60 civarında ihracat yaptığımız Avrupa ülkelerinden aldığımız pay azalmaya devam ediyor. AB ülkelerine ihracatımız Ağustos ayında yüzde 13 geriledi. İlk 8 aydaki gerileme ise yüzde 11 oldu.
Türkiye, bu durumda ve orta gelir tuzağını konuşurken büyükler almış başını gidiyor. Nasıl mı?
Koç Holding, 2012 yılının ilk yarısında satış gelirlerini yüzde 21 artırarak 40,7 milyar TL'ye yükseltti. Avrupa'daki zorluklara rağmen de ihracat gelirlerini yüzde 11 artırmayı başardı.
Ayrıca, yatırıma ayırdıkları miktarı iki katına çıkardılar.
Sabancı Holding'in büyümesi de benzer özellikler gösteriyor. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artarak 12 Milyar 546 Milyon TL seviyesine ulaştı.
Sadece Türkiye'nin en büyükleri mi? Mesela, son 10 yılda kendinden sıkça bahsettiren Kiler Perakende, yüzde 26,7 büyüdü. Yerel perakendecilerde büyüme yüzde 15 civarında tahmin ediliyor.
Bir zamanlar tartışmasız Türkiye'nin üçüncü büyüğü kabul edilen Şişecam'ın 2012 yılı 6 aylık net satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 artışla 2.674 milyon TL'ye ulaştı.
"Yeniden yapılandırma sonuç verdi" diyen Türkiye'nin en büyük gıda şirketi Ülker'in satışlarını 2012'nin ilk 6 ayında yüzde 55,7 artırarak 1 milyar 141 milyon liraya ulaştırdı.
Sakın ola, devlerin büyümesinde gözüm kaldığını sanmayın!
Geçen ay açıklanan İSO 500 yılı listesine göre; 2011'de üretimden satışlar cari fiyatlarla yüzde 27, sabit fiyatlarla ise yüzde 13,1 oranında artmıştı.
2011'de dikkat çekici bir gelişme de üretimden satışlardaki artışa rağmen kârda düşüş yaşanmıştı. Bu yıl kârlarda düşüş bekleniyor. Büyüme ayrı, kârlılık ayrı bir stratejidir.
Büyük gruplar ve şirketler; oluşan yeni konjonktürlere göre pozisyon almayı beceriyorlar. Ya küçükler ne yapacak?
Orta gelir kesimi, bütün dünyada tartışılıyor. Türkiye'nin yüzde 58,3'ü kendini orta gelirli kabul ediyor. Tartışma, milli gelirin orta gelire nasıl paylaştırılacağı...
Orta gelirin temsilcisi KOBİ'lerde ilk altı ayın bilançosu nasıl acaba? Bu konuda verilere sahip değiliz şimdilik.
Eğer siz de yüzde 58,3'lük orta gelirde iseniz kendinize sorun: Yeni oluşan iç ve dış dengelere göre benim pozisyonum ne olacak?
Konumlanmamızı iyi yapabilirsek, ne orta gelir tuzağına düşeriz ne de gelecek kaygısı yaşarız!
(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)