Türkiye'nin 22 Mayıs'a kadar bir haftada alt-üst olup türbülansa gireceğini düşünenler yine çok fena yanılıyor.

Türkiye'nin son yıllarda atlattığı krizleri, Suriye krizini ve içinden geçtiğimiz 'terörlü' günleri düşünün. Türkiye emin adımlarla, ekonomisini rayına koymuş bir şekilde yola devam ediyor.

Türkiye'nin, 2002 öncesindeki gibi kırılgan bir siyasi, ekonomik ve sosyal yapısı yok artık.

Başbakan Çiller dönemindeki devalüasyonda sabah uykusundan uyanan milyonlarca insan, bir gecede fakirleşmiş, durumu iyi olanlar bile servetlerinin yarısını kaybetmişti bir gecede.

Başbakan Ecevit'in arkasından fırlatılan bir yazar kasa ile Türkiye tarihinin en büyük ekonomik türbülansına girmişti hatırlayın.

***

Şimdi sadece 3 milyon savaş mağduru sığınmacıya, Avrupa'nın hiçbir ülkesinde gösterilmeyen özenle ev sahipliği yapıyoruz.

TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü gibi yüz akımı kuruluşlarımız, dünyanın dört bir yanında yardıma muhtaç insanlara ulaşıyor. Dünyanın her köşesinde harıl harıl ecdat yadigârı tarihi eserler aslına uygun olarak Türkiye'nin oralardaki mührü olarak yeniden hayata kazandırılıyor.

İstanbul Üçüncü Boğaz Köprüsü, denizin altından bir kez daha kara trafiğini birleştirecek Avrasya tüp geçidi, İstanbul Üçüncü Havalimanı, İstanbul-İzmir arasını 3 saate indirecek Körfez Geçiş Projesi gibi dev yatırımlar hızla ilerliyor.

Tüm bunlar komşumuz Suriye'deki yangın etrafa sıçrayacak bir noktaya gelmişken, DAİŞ ve PKK terör örgütü ülkemize durmadan saldırırken, çukur terörüne karşı güvenlik güçleri başarılı operasyonlar yaparken oluyor.

***

Bunlar olurken eski Türkiye artığı bazı isimlerin "iç savaş"tan, 'darbe'den veya Gezi türü yeni kalkışmalardan medet umarak yazılar döşenmesi tek kelimeyle acıklı.

Yeni Türkiye'nin siyasetini okuyamamanın getirdiği kısır döngü içinde debelenip duruyorlar.

Eski Türkiye geçmişte kaldı. Yeni Türkiye Erdoğan'ın liderliğinde emin adımlarla geleceğe yürüyor.

Millet de her şeyin farkında.

İlk gerçek şu; Türkiye'nin bir lider ihtiyacı yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 yıldır milletten aldığı emaneti başarıyla temsil ediyor.

Ulusal, uluslararası her noktadan yapılan saldırıya göğsünü siper ediyor, dik duruyor.

Dost-düşman herkes, Erdoğan'ın milletin çıkarını önceleyen tavizsiz ve net duruşunu istese de istemese de görüyor.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaya rest çekiyor, iç savaş çığırtkanları, darbe seviciler ise Erdoğan'ın kendilerine biat etmesini bekliyor. Hepsi büyük yanılsama içinde.

7 Haziran'dan sonra, AK Parti-CHP koalisyonunun kurulmasının Türkiye demokrasisi için çok büyük bir ilerleme ve AK Parti için 'meşruiyet' sağlayacağını iddia edenler, 1 Kasım'dan sonra bu tezlerinden çabucak vazgeçti.

Bugün hala, Erdoğan'dan, 'höt' dendiğinde şapkasını alıp gidecek bir 'lider' çıkarmak için uğraşanlar, milletin Erdoğan'ı anladığı kadar siyaseti bilmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti Malatya'da:

-Gerektiğinde tüm dünyaya meydan okurken arkamda tüm Türkiye'nin olduğunu biliyorum. Yarınlar bugünden daha iyi olacak, hiç endişeniz olmasın. Geldiğimiz noktadan geriye dönüş yoktur. Unutmayın İslam dünyası Türkiye'ye bakıyor.

Aynen öyle…

(Aktüel'den)