Önceki yazımda  “MHP’li vekiller için bayrak insin, ezan sussun, vatan yansın önemi yok; önemli olan bir sonraki seçimde yerlerini korumaları” cümleme vekillerimizin kimi telefonla arayarak, kimi mail atarak tepki verdiler. Hatta bir vekilimiz “Sizin bu yazınız beni adeta ölümden beter etti, ruhum incindi. Dosttan beklenmeyen taş, daha ağır geldi. Artık mücadele etmemeye karar verdim. Sizler bu şekildeyseniz diğerlerinden ne bekleyebiliriz ki? Hayatım boyunca hep gerçekler ve dürüstlük yoluna kendimi adadım. Ülkemin ve Milletimin çıkarlarını kendi çıkarlarımdan önde tuttum”  ifadeleriyle bir trajedi sergiledi.
MHP grubundaki milletvekili arkadaşlarımızın iyi niyetlerinden, gayretlerinden, vatanseverliklerinden zerrece şüphem yok amaaa... Bir de aması var bu işin... Bu yazımda işte oraya projektör tutacağım.
Türkiye bir gemi, rotası Batı’ya doğru. Kaptan köşkünde Tayyip Erdoğan, yardımcı kaptanlar Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli güle oynaya rotayı takip ediyorlar. Her şey büyük patronun programladığı gibi yapılıyor.
MHP’li vekillerin bir kısmı Batı’ya doğru yol alan geminin güvertesinde ellerinde üç hilalli bayraklar, Doğu’ya doğru koşuyorlar...
Bir vekilimiz ülkücülere şöyle sesleniyor:
- “Meclis kürsüsünde en çok ben konuştum, en çok yasa tasarısını, en çok soru önergesini ben verdim...”
Gemi, Batı rotasında yol almaya, vekilimiz gemi güvertesinde Doğu’ya koşmaya devam ediyor... Ülkücü vekillerimiz güvertede bizlere seslenmeyi de ihmal etmiyorlar:
- “Hadi ülküdaşlar düşün peşimize, istikbal Doğu’dadır.”
Arkadaşların bir kısmı vekillerin peşine takılıyor, ülkücü şuura ermiş ak saçlılar ve aydınlık beyinli gençler gülüyorlar:
- “Ne koşması ya hu, gemi Batı’ya ilerliyor, sizler Doğu’ya koşuyorsunuz?”
- “Ne yapalım o zaman?”
- “Yardımcı kaptanı değiştirelim, sonra kaptan köşkünü ele geçirelim. Rotayı değiştirmeden güverte koşusu ile bizi de komik duruma düşürmeyin.”
Vekillerin bir yarısı itiraz ediyor:
- “MHP’de lider sorunu yoktur, ölünceye kadar Devlet Bahçeli liderimizdir”.
- “İyi de sayın vekilim, kaptan köşkünde her şey süt liman. Tayyip’in Batı rotasına itirazımız bile yok.”
- “Sana ne, liderimiz öyle yapıyorsa vardır bir bildiği” 

 
***

 
 “Vardır bir bildiği” nakaratlarıyla 15 yılımız heba oldu. Artık anladık ki kimsenin bir bildiği yokmuş. Artık anladık ki yanlış yapılan bir şey de yokmuş. Artık anladık ki her şey bir vazife imiş...
Bana gönül koyan vekil arkadaşlarım!.. Sizler benden önce, ülkücü tabanın sözcüsü olmalısınız. Suriye tezkeresi konusunda yok aslında birbirimizden farkımız. Ama vekillerin bir kısmı dut yemiş bülbül, bir kısmı kerhen yazılarla tezkereyi savunuyor, bir kısmı  “vardır bir bildiği” nakaratlı gazeller okuyor...
Hangi biriniz sessiz ülkücü çoğunluğun sözcüsü oldunuz? MHP grubunda hangi birinizin fikir ve görüşlerine başvuruluyor? Söz aldığınızda doğruları dedelerimizin okları gibi söyleyebiliyor musunuz? Ortak akıl, ortak başarı getirir. Genel Başkan indinde hangi birinizin fikirlerinin 5 kuruşluk kıymeti var?
Eyvallah vatanseversiniz, eyvallah bilgilisiniz, eyvallah çalışkansınız ama vatanın MHP dinamizmine ihtiyacı olduğu şu günlerde hangi ülkücü tavrıgösterdiniz? MHP’yi tek adam sultasından kurtarmadan, MHP’yi AKP payandası olmaktan çıkarmadan göstereceğiniz gayretler elek ile su taşımaktan ibarettir.
İngiliz işbirlikçisi Damat Ferid Paşa’yı cuma selamlığında “Sadrazamım çok yaşa”  nidalarıyla alkışlayan Türk evlatları da en az MHP Başkanlık Divanı kadar vatanseverdiler... Safdil vatanseverlik onları vebalden kurtarmaya yetmedi, MHP’li vekillere hiç yetmeyecek.
Sayın vekiller herkes şapkasını önüne koyup düşünsün. “Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım”  tavrı ülkücü tavır değildir.
MHP bu hantallığından ne zaman kurtulacak? MHP onbeş yıllık kan kaybını nasıl telafi edecek? MHP tabanının “değişim dinamiği” ni seslendirmekte niye bu kadar çekingensiniz? Bütün birimlerinde ülkücülerin, yani sizlerin söz hakkı olduğu, ortak aklın sözcüsü MHP istiyorsanız  “gönüllü kul”luğa son vermeyi düşünmelisiniz.
Bu yazıya son noktayı koyuyordum ki MHP Genel Sekreter Yardımcısı Muzaffer Çakmaklı divan üyeliğinden istifa etti.
İstifa sebebinin “MHP’nin antidemokratik yönetim şekli”  olduğunu belirten Çakmaklı,  “Bu kutsal davanın git gide uçuruma doğru sürüklendiğini gördüm ve buna dur diyecek hareketin Koray Aydın’ın başlatmış olduğu öze dönüş hareketi olduğunu ilan ediyorum” diyerek istifa dilekçesini kendi elleriyle verdi.
İşte “ülkücü tavır” budur!

(Yeni Çağ gazetesinden alınmıştır)