Almanya’nın Frankfurt kentinde dün (Salı akşamı) törenle başlayan Uluslararası Kitap Fuar’ı Pazar akşamına kadar sürecek… Törene Frankfurt’un olduğu eyaletin başbakanı, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ile bu yıl fuarın partner ülkesi olan Gürcistan’ın başbakanı katıldı. Frankfurt beş gün kitapseverlerin başkenti olacak adeta… Şair Ülkü Tamer, Bruegel şiirinde ‘İçime çektiğim hava değil, gökyüzüdür’ der. Yazar, eleştirmen Doğan Hızlan da yirmi yıl önce birlikte fuarı gezerken, yaptığı benzetmeyle ‘Kağıt ve mürekkep kokusunu doya doya genzime çekiyorum ‘ dediğini hatırlıyorum… Başka bir dünya…
Fuarı da yazacağım… Ama önce bir ödül haberi… Almanya’da, Avusturya’da, İsviçre’nin Almanca konuşulan bölgelerinde veya dünyanın herhangi bir yerinde yaşayıp Alman edebiyatını takip edenlere, ilgilenenlere… Dün Alman Kitapçılar ve Yayıncılar Birliği’nin Almanca yazılmış en iyi roman ödülü verildi… Tören Frankfurt’ta Römer Belediye Sarayı’ndaki Krallar Salonu’nda yapıldı…
Ödüle Almanya’da yaşayan İspanyol asıllı kadın yazar Inger-Maria Mahlke’nin ‘Archipel’ romanına verildi… Her üç ülkedeki yayınevlerinden geçen yıl çıkan iki yüze yakın roman arasından 25 bin Euroluk ödüle layık bulundu… ‘Archipel’ takımada anlamındadır… Kökü ‘üstün deniz’ anlamına gelen Yunanca arkhi- (lider) ve pelagos (deniz) kelimelerinden gelir. Antik çağda Ege Denizi için kullanılıyormuş… Şimdi ise artık ada grupları için kullanılıyor.
Yazar, İspanya’nın Atlantik’te Afrika kıyısındaki adalarından Tenerife’den Almanya’ya göç eden bir ailenin 1977 Almanya doğumlu evladı… Berlin’de hukuk okumuş… Ama mesleği bırakıp yazarlığı seçmiş… Roman üç ailenin geçmişinde yüz yıllık İspanya tarihini anlatıyor. Ama ilginç olan bugünden geriye doğru 1919’a giderek anlatıyor. Bugün yaşanan krizden, 1936’daki İçsavaş’a 1919’daki grip salgınına doğru gidiyor. Tenerife, İspanya tarihinde önemli bir yere sahip… General Franko’nun çıkış yeri…
Okumak için roman seçmekte tercih, bilgi, tavsiye rol oynar… Ama yine de prestijli edebiyat ödüllerine göz atmakta yarar var derim… Almanca edebiyatta her yıl verilen üç ödül önemli… Prestijli ödüllerin belki ilk üç sırasıdır bunlar… Dünkü Kitap Ödülü, Alman Dil Akademisi’nin verdiği Georg Büchner Ödülü ile Avusturya’nın Klagenfurt kentinde Ingeborg Bachman Ödülü...
Ingeborg Bachman Ödülü, 2005 yılında Almanya’da yaşayan yazar Feridun Zaimoğlu’na verilmişti… Çok sayıda ödüle sahip Feridun Zaimoğlu Klagenfurt’ta bu yılki ödül töreni konuşmasını da yaptı. ‘Edebiyat için’ adıyla yapılan bu konuşma, Almanca edebiyat çevrelerinde her yıl büyük yankı uyandırıyor. Zaimoğlu’nun bu yıl yaptığı konuşmanın konusu ‘Kelimelerin Gücü’ydü…
Tüm bunları neden yazıyorum. Eşim Nalan, Okuma ve Edebiyat Pedagogu… Kitap fuarları, edebiyat günleri en yoğun olduğu günler… Akşam bu ödülü konuştuk… Bana da kitapseverlere duyurmak kaldı… Çünkü bugünden itibaren kitapçıların vitrinini süsleyecek… Saatin akrep ve yelkovanı hep aynı hızla dönse de zaman hızlı akıyor deriz hep… İşte bu hızlı akıp geçen zamanda ruhumuzu biraz da edebiyatla zenginleştirmenin hiçbir zararı yok… Bilakis faydası var… İnanın bana…