Bir gece vakti kanal kanal dolaşarak telefonla canlı yayına bağlanan şu meşhur yaşlı adam var ya, onun durumunu kısaca \"Korku dağları bekler\" diye tanımlayabiliriz.
Zat-ı Şahaneleri, Eski Kaptan\'ına yönelik yirmi sekiz şubat dönemi iddiaları için, \"Şantaj yapmışsa, şerefsizdir\" diyebilecek hale gelmişse, \"hesap verme korkusu\" kapıya dayanmış demektir.
\"Benim bilgim yoktu, yapmışlarsa işte bunlar yapmıştır\" demeye getiriyor ki; trajikomiktir.
Patronu olduğu Amiral Gemisi\'nin, mermi yağdırır gibi attığı o zehir zemberek manşetlerden haberi yokmuş gibi davranıyor.
Böyle giderse, bir süre sonra \"Aslında bu gazete benim değil\" falan diyecek, herhalde!
Şimdilerde birbirlerine düşseler de; yirmi sekiz şubat sürecindeki medya cinayetlerinde ortaktırlar.
Can Ataklı, 1999\'da Öküz Dergisi\'ne yaptığı ifşaattan yıllar sonra bir kere daha sahne aldı.
Çarşı, fena karıştı.
Bu defa, bambaşka bir atmosfer var; yirmi sekiz şubatın sorgulanması yolunda ilk adımların atıldığı bir dönemde patladı, tartışmalar...
Ataklı, telefonda yediği azardan ürkmüş olsa da, sözlerini çöpe atmıyor; yaşadıklarımı anlattım, diyor.
Bahattin Yücel mi? Hadisenin büyüdüğünü görünce daha önce söylediklerinin hepsini afiyetle yuttu...
Nehir kenarında kahır mektubu yazmakla meşgul Eski Kaptan\'ı arayıp \"U Dönüşü\" çalıştı!
Bahattin Bey, Refahyol hükümetinin Turizm Bakanı iken 13 Haziran 1997\'de istifa etmişti.
Refahyol\'un bitişinin (18 Haziran 1997) işaret fişeği gibiydi, onun istifası!
Filmi geriye doğru saralım da, görelim...
1997\'nin 23 Mayıs\'ında...
Tansu Çiller\'in DYP\'sinde yaprak dökümü başlamıştı.
Daha doğrusu, başlatılmıştı!
O tarihte iki milletvekilinin (Şamil Ayrım ve Hikmet Aydın) istifasının ardından...
24 Mayıs\'ta bu defa İlhan Aküzüm ve Jefi Kamhi DYP\'den koptular.
İstifalar, Hürriyet ve Milliyet\'i acayip sevindirmişti.
Evet, TÜSİAD üyesi Jefi Kamhi ilk istifacılar arasındaydı.
Üstelik, 1995 genel seçimi öncesinde DYP\'ye monte edilen A Takımı\'ndandı.
Yoksa, \"A Takımı Olayı\" da bir proje miydi?
Çiller\'in A Takımı\'nda yer alan isimlerden bir kısmı bakan olmuşlar; \"korku filmi\"nin sonunda Refahyol bitirilirken, yine o takımdan gelmişti, dikkat çekici istifalar!
23 Mayıs\'ta (1997) DYP dökülmeye başlamıştı ya; peki bu tarihten sadece iki hafta önce ne olmuştu?
10 Mayıs\'ta, Sultanahmet Mitingi\'nde konuşan Çiller, Hürriyet ve Sabah grubuna verilen yüksek miktarlardaki teşvikleri açıklamıştı.
Hürriyet ve Milliyet\'e 424.8 milyon dolar; Sabah\'a da 220.4 milyon dolar gittiğini söyleyen Çiller...
\"İki patrona verilen teşvikin, bütün medyaya verilenin yüzde 90\'ından fazla olduğuna\" dikkat çekiyordu...
Şu manidar tarihlere bir daha bakınız:
10 Mayıs, 23 Mayıs, 13 Haziran, 18 Haziran!
Yirmi Sekiz Şubat sürecinde hortumlanan bankaların maliyeti ise 57 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
Can Ataklı, Ekim 1999\'da Öküz Dergisi\'ne konuştuğunda şunları söylemişti:
\"Tüccar generaller vardı, bize geliyorlardı...
Şöyle bir şey yazın da bu kadının kafasını koparalım, diyorlardı...
Yazılıyordu, kimse de hesabını sormuyordu. Tüccar generallerin hepsi yönetim kurullarında sivil ittifaklar bulmuşlardı, ortak hareket ediyorlardı...\"
28 Şubat\'a adını veren MGK toplantısından kısa süre önce (20 Şubat\'ta) Çevik Bir, ABD\'den \"Sincan\'da tankları yürüterek balans ayarı yaptık\" diye seslenmişti, ya...
Geçen hafta yazmıştım: O esnada Rahmi Koç da ABD\'deydi!
O ziyaretten tam on yıl sonra (26 Eylül 2007) Rahmi Koç, \"savcılıktan aldığı özel izinle\" kimi ziyaret etmişti; o bile çoktan unutuldu!
Koç\'un ziyaretine gittiği kişi, o tarihte Saray Cezaevi\'nde altmış üçüncü gününü tamamlayan Deniz Kuvvetleri eski komutanı İlhami Erdil\'den başkası değildi...
Haksız mal edinmekten cezaya çarptırıp bir yıl cezaevinde yatan ve 2008 Temmuz\'unda tahliye edilen İlhami Erdil...
Hapse girmeden önce, \"Koç Holding bünyesinde faaliyet gösteren bir şirkette\" yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmıştı!
Yeni Şafak