Başkent Lefkoşa yine sıkıntılı günler yaşıyor...
   Evlerin, iş yerlerinin, hatta yemek yenilen lokantaların çevresi çöplerle kaplandı...
   Musluklardan düzenli su akmıyor...
   Aktığı zaman ise güvenli olduğundan kuşku duyuluyor...
   Peki diğer bölgelerimiz çok mu iyi?..
   İşin gerçeği, Kuzey Kıbrıs’ın hemen tüm bölgelerinde ciddi sorunlar vardır...
   Lefkoşa’da yaşayanlar sulardan ve çöplerden şikayet ediyorsa, Girne’de yaşayanlar denize akıtılan lağım sularından yakınıyor...
   Gazimağusa’da yaşayanlar, etrafa yayılan kötü kokulardan, Güzelyurt’ta yaşayanlar, suların tuzlanmasından, narenciyecinin, patates üreticisinin ve esnafın iflasından söz ediyor...
   Karpaz’ın üç köyünde yapılan su analizlerinin sonucu da insan sağlığı açısından tehlike içeriyor...
   Öyleyse tüm bölgelerde sorun vardır...
   Kullandığımız suda, ciğerlerimize çektiğimiz havada, yollarda, kaldırımlarda, elektrikte, tükettiğimiz sebze, meyve ve hayvansal ürünlerde sorun vardır...
   Tüm bu saydıklarımız insan sağlığını olumsuz yönde etkiliyor...
   İnsanların sağlıksız olduğu yerlerde mutlu bir yaşamdan, huzur ve güvenden bahsedemezsiniz...
   Nüfusu 300 bin olan bir ülkede 10 binden fazla kanser hastası varsa, o ülkede yaşamın ne kadar sağlıksız olduğunu anlamakta zorlanmazsınız...
   Hastalıkların bu kadar artması karşısında, insanların hiç olmazsa tedavi konusunda kendilerini güvende hissetmeleri gerekir...
   Bunun anlamı da, o ülkede sosyal güvenliğin sağlam olmasıdır...
   Kuzey Kıbrıs’ta sosyal güvenlik yerlerde sürünüyor...
   İlgili daire, yıllardan beri devam eden ‘bilinen sorunlar’ nedeniyle yeterince prim toplayamıyor ve maaş ödemede zorlanıyor...
   Maaşları ödeyemeyen bir kurum, vatandaşların sağlık sorunlarına da yeterince çözüm üretemiyor...
   Birkaç yıl öncesine kadar KTHY çalışanları güvencesizdi...
   Şimdi, başkent Lefkoşa dahil olmak üzere, çok sayıda belediyenin ve yüzlerce şirketin çalışanları güvenceden mahrumdur...
   Aylardan beri çalışanların sigorta primlerini yatırmayan belediye yönetimlerine kimse hesap sormuyor...
   Böylece; güvencesiz insanlar hastanelerden sağlık hizmeti alamıyor...
   Sonuca gelelim...
   Maaşını düzenli alamayan...
   Kullandığı sudan, yediklerinden ve içtiklerinden emin olmayan...
   Kalp, kanser, şeker, yüksek tansiyon ve kolestrol gibi hastalıklarla boğuşan insanlar...
   Sosyal sigorta primleri yatırılmadığı için sağlık hizmeti alamıyorsa...
   Kendini boşlukta hisseder...
   Terk edilen, aldatılan sevgilinin içine düştüğünden de beter bir durum...
   Sahipsiz, çaresiz ve umutsuz...
   Böylesi bir yaşam biçimi kabul edilebilir değildir...
   Bu düzenin bu şekilde devam etmesine izin verilemez...
 
(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)