‘İstanbul tarih açısından bir mücevher. Yazmakla bitmez‘ derler… Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) İmparatoriçesi Theodora’yı duydunuz mu bilmiyorum. Birçok romana ve filme konu olan bir hayat yaşayan Theodora 548 yılında yani 1475 yıl önce bu hafta ölmüş… Cenazesi Havariyyun Kilisesi'ne gömülmüş. İstanbul'un fethinden sonra bu kilise yıkılarak yerine Fatih Camii yapılır. Cami inşa edilmeden önce Havariyyun Kilisesi'nden çıkarılan lahitler bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmekte. Ancak bu lahitler içinde Theodora'nın lahiti yok. Onun lahiti kayıp. Bahtsız bir İmparatoriçe…
* * * *
500’lü yıllarda dünyaya geldiği sanılıyor. Doğum yeri bilinmiyor. Kıbrıs, Suriye veya Karadeniz kıyılarındaki bir kent olabilir deniliyor. Babası Konstantinopolis’te hipodrom yarışlarında çalışıyormuş… Annesi, oyuncu, dansçıymış. 13 yaşındayken babasını kaybetmiş. Babası ölünce iki kız kardeşiyle birlikte gösterilerde sahne almaya başlamış.
* * * *
Kuzey Afrika’da, ardından bir süre İskenderiye’de kalmış. Konstantinopolis’e dönmüş. Saraya yakın bir evde yün eğirici olarak çalışıyormuş. Güzelliğinin yanı sıra zekası ve eğlenceli karakteriyle girdiği her yerde dikkatleri üzerine çeken Theodora bir gün İmparator I. Justin’in varisi Prens Justinianus ile tanışmış. Theodora ile tanıştığında ona deli gibi aşık olmuş…
* * * *
Ancak amcası I. Justin’in eşi İmparatoriçe Euphemia evliliklerine karşı çıkmış. ‘Theodora soylu değil‘ diyormuş. Beklemişler… Önce imparatoriçe Euphemia’nin ardından da amcası I. Justin’in de ölmesiyle birbirlerine kavuşabilmişler. Tören 525 yılında eski Ayasofya Kilisesi’nde yapılmış. Justinianus İmparator ve Theodora İmparatoriçe olmuş.
* * * *
Theodora, gençliğinde yaşadığı zorluklar nedeniyle kadınlara ve yoksullara hep sahip çıkmış. Kadınlara ayrıcalıklar tanımış, yetim çocuklara sahip çıkmış, yoksulları doyurmuş. Kocasının kendisine verdiği Vaniköy’deki malikaneyi manastıra çevirip kötü yola düşmüş kadınları yerleştirmiş. Fahişeliği yasaklamış. Tecavüz için ölüm cezası getirmiş. Boşanma ve mülk konularında kadın haklarını geliştirmiş. Doğu Roma’da kadın haklarının geliştirilmesinde en büyük rolü oynamış.
* * * *
532 yılında müthiş bir isyan çıkar. Saraya yakın hipodromda araba yarışları sırasında başlayan isyanda kalabalık saraya saldırmaya başlar. Kargaşada çıkan yangınlar, şehrin en önde gelen kilisesi olan Ayasofya (Justinianus'un daha sonra yeniden inşa edeceği) dahil olmak üzere şehrin çoğunu yok eder. İsyancılar, eski imparator I. Anastasios’un yeğeni Hypatius’u yeni imparator ilan ederler.
* * * *
İmparator Justinianus kaçmak için hazırlıklara başlar. Tam bu sırada Theodora inisiyatifi eline alır. Mecliste ünlü konuşmasını yapar: ‘Suçlu gibi kaçmak, bir imparator için katlanılamaz bir durum. İmparatorum, kendinizi kurtarmayı düşünüyorsanız, zaten bu zor değil. İşte deniz orada, geminiz orada, hazineniz orada. Ama kaçışınız size ölüm kadar şeref getirmeyecektir... Son olarak ben derim ki; erguvan rengi pelerinim, bana en iyi kefen olacaktır...'' (Erguvan ender bulunan pahalı bir renk olduğu için sadece imparatorluk ailesi kullanıyormuş.)
* * * *
Theodora’nın bu kararlı konuşması, Justinianus dahil herkesi ikna eder. Justinianus, kırk bine yakın isyancıyı hipodromda yani şimdiki Sultanahmet Meydanı’nda toplatıp hepsini acımasızca katlettirir. Böylece Bizans tarihinin en büyük isyanı kanla bastırılır. İsyancılarca imparator ilan edilen Hypatius da öldürülür. Bu şekilde Justinianus, karısı Theodora sayesinde tahtını kurtarır.

Theodora’nın ölümünden sonra hiç evlenmeyen İmparator Justinianus da 14 Kasım 565’te 82 yaşında ölmüş.