Dün, 9 Mayıs kutlamaları yapıldı. İki ayrı bayram ve iki ayrı Avrupa ile karşı karşıyaydık adeta. Bir tarafta, Moskova’da yani Kızıl Meydan’da Naziler’e karşı kazanılan zaferin kutlaması, diğer tarafta Strasburg’da yapılan ‘Avrupa Günü’ kutlaması.
Bilindiği üzere, 9 Mayıs 1945 Sovyet halkının Naziler’e karşı zafer günüyken, 9 Mayıs 1950 tarihi de, Robert Schuman öncülüğünde, Almanya ve Fransa arasında yapılan kömür ve çelik ve aynı zamanda silah üretimi kontrolü anlaşmasıyla, Avrupa Birliği temelinin atıldığı gündür.
Her yıl, Kızıl Meydan’da görkemli bir şekilde yapılan zafer kutlamalarının, bu yıl 77’ncisi yapıldı. Tabii ki gündemde Ukrayna Savaşı vardı. Rusya Devlet Başkanı Putin "Ukrayna'da ana vatanımızın güvenliğini savunuyoruz" diyerek, Ukrayna savaşını, 1941’de Naziler’in Sovyetler Birliği’ni işgaline benzetti. NATO’yu suçlayan Putin, o yıllarda yapılan hatayı ikinci defa, yani Ukrayna Savaşı’nda yapmayacaklarını, buna hakları olmadığını söyledi.
taraftan, 9 Mayıs ‘Avrupa Günü’ çerçevesinde, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de bir açıklama yaptı. Zelenski, “Nazizme Karşı Zafer Günü'nde yeni bir zafer için savaşıyoruz. Yol çok zorlu ama kazanacağımızdan şüphemiz yok” derken, Rusya’ya karşı verdikleri savaşı kazanacaklarını, kendi yollarını çizen özgür insanlar olarak tarihe geçeceklerini söyledi.
9 Mayıs kutlamalarında Rusya ve Ukrayna devlet başkanları bu açıklamaları yaparken, Avrupa Birliği cephesinde de önemli hareketlilik vardı.
Bu hareketlilik Strasburg’da yaşandı. Hatırlayanlar olacaktır, bu köşede, projenin başladığı tarihte ilkini, ilerleyen tarihlerde de ikincisini kaleme aldığım “Avrupa’nın Geleceği Konferansı”, 9 mayıs tarihiyle sonuçlandı. Konferans bir yıl sürdü. Konferansa Avrupa çapında, korona sürecine rağmen elli bin kişi katıldı, görüşlerini, teklif ve tenkitlerini iletti. Konferanstan, Avrupa’nın geleceğiyle ilgili 325 teklif çıktı. Teklifler, önümüzdeki günlerde Avrupa Komisyonunca ilan edilecek.
Bir yıl süren, Avrupa’nın Geleceği Konferansının sonuçları, 9 Mayıs’da Strasburg’da, AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamento Başkanı Roberta Metsola ve Avrupa Konseyi Başkanlığı adına Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından teslim alındı.
Sonuçlarda dikkat çeken en önemli konulardan birisi, AB organlarının daha hızlı çalışması ve karar alması için, değişime gidilmesi, Avrupa anlaşmalarının gözden geçirilmesi oldu. Avrupa Birliği’nin üç kurumu, Parlamento, Konsey ve Komisyon, konferans sonuçlarına göre önümüzdeki dönemde değişime gidecek.
Konferans sonuçlarından öne çıkan ve değişime gidilmesi gerekli bazı konu ve alan başlıkları ise şu şekilde: “İklim değişikliği ve çevre, sağlık, daha güçlü bir ekonomi, sosyal adalet ve istihdam, dünyada daha güçlü AB, değerler ve haklar, hukukun üstünlüğü, güvenlik, dijital dönüşüm, Avrupa demokrasisi, göç, eğitim, kültür, gençlik ve spor”.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Konferans sonuçlarının sunulduğu 9 Mayıs günü önemli bir çıkış yaptı. Macron’a göre Avrupa Birliği, tek başına Avrupa halklarının ihtiyaçlarına yanıt veremiyor. Bunun için AB’nin değişime gitmesi gerekiyor. Macron "Avrupa Anlaşmaları'nın çağın gereklerine uyarlanmasını ve Avrupa Siyasi Topluluğu'nun kurulmasını öneriyorum" diyor. AB dönem başkanı olarak Macron, AB anayasalarında değişikliğe gideceğini ve bunu Haziran ayında yapılacak AB zirvesine yetiştireceğini söyledi.
Dün, 9 Mayıs, Sovyetler Birliği’nin Nazilere karşı zaferi ve Avrupa Birliği’nin kuruluşunun yıl dönümü olarak, yukarıda görüldüğü gibi iki farklı anlayışla kutlandı. Rusya’da yani Doğu’da, Alman Nazileri’nden kurtuluş zaferi olarak kutlanırken, Batı’da savaşların olmayacağı, yeni ve modern bir Avrupa’nın temellerinin atıldığı AB projesinin yıldönümü olarak kutlandı. Aynı günde, 9 Mayıs’a yüklenen iki farklı anlam ve güç gösterisi vardı. Çetrefilli bir enformasyon savaşıyla karşı karşıyayız vesselam. Bu savaşı, Moskova mı, Strasburg/Brüksel mi kazanacak bekleyip göreceğiz.
Veyis Güngör
10 Mayıs 2022