Birleşik Krallığın en kuzeyindeki İskoçya, geçtiğimiz gün bağımsızlık referandumuna tanık oldu..
“İskoçya bağımsız devlet olmalı mı?” sorusuna, 5,5 milyonluk minik bölgedeki seçmenlerin yüzde 55’i “Hayır”, yüzde 45’i “evet” dedi.. Sonuçta İskoçya Birleşik Krallık içinde kalmaya “şimdilik” de olsa karar verdi..
Konu kapandı mı?
İskoç referandumu öylesine bir etki yarattı ki, belki de referandumdan "evet" çıksa, ortalık bu kadar karışmazdı..
İskoçya ile birlikte İngiltere, Kuzey İrlanda ve Galler’den oluşan “Birleşik Krallık”ta şimdi yepyeni bir tartışma başladı.. Madem İskoçlar, merkezi yönetimden daha fazla yetki istiyorlar, diğer 3 bölge seçmeni boş duracak mı?
Britanya Başbakanı David Cameron, referendum sonucu yaptığı açıklamada, sonuçtan büyük memnunluk duyduğunu dile getirdi ve arkasından ekledi.. "İngilizler de aynen İskoçlar gibi daha fazla yetki almalı."
Önce kısaca İskoçya’daki referandumun nedenindan bahsedeyim.. Britanya adasının üçte birindeki bu yeşillikler ülkesinin İngiltere ile ortaklığı 307 yıldır devam ediyor..1970’lerde ekonomik krize giren ülkeyi, Kuzey Denizinde çıkan petrol ile kurtaran İskoçya, petrol ve doğal gaz zengini bir belde.. İskoçlar, ülkeleriyle ilgili hayati kararları Westminster’den alınan bu düzenden uzun zamandır memnun değil..İngilizlerle ortaklığın kendi çıkarlarına hizmet etmediğine inanıyorlar..
20 yıl önce kurulan SNP (Scottish Nationalist Party) İskoçya Ulusal Partisi,bağımsızlığı destekleyen ve kampanyayı başlatan parti.. 7 yıldır liderliğini yapan, İskoç Başbakanı Alex Salmond, referandumun mimarı.. Salmon, seçimden hayır oyu çıktığının anlaşılması ardından, Kasım ayındaki parti kongresinde görevinden “istifa” edeceğini açıkladı.. Adeta partisiyle özdeşleşen, İskoçya’nın bağımsızlığı için gecesini gündüzüne katan bu onurlu politikacı, seçim yenilgisi sonrası istifasını vererek, bazı ülkelerde adı bile anılmayan “ istifa” eylemiyle adını daha da büyüttü..
İskoçların bağımsızlık isteğiyle ön plana çıkan, Birleşik Krallığı oluşturan 4 bölgenin Westminster’deki Britanya Parlamentosundan daha fazla yetki istemesi şimdilik ülkenin en başlı gündemi..
İskoçlar, başka bölge milletvekillerinin kendilerini ilgilendiren konularda karar almasını istemezken, İngiliz, Kuzey İrlandalı, Galliler de aynısını kendileri için beklediklerini açıkladı..
Kısacası İskoçya’nın “Hayır”ı ile “Pandora’nın Kutusu” da açıldı..
Başbakan David Cameron, referendum öncesi İskoçlara vaad ettiği sözleri yerine getireceğini tekrarladı. İskoçlar, kendileriyle ilgili vergi, bütçenin harcanması ve refah konularında Westminster’den değil, Edinburgh’daki İskoç Parlamentosu Holyrood’dan kararlarını almak istiyor.. Bu konularda daha fazla söz sahibi olma niyetindeler..Verilen sözler konusu, referendum sonrası partilerin arasını açtı..Koalisyonun ortaklarından Muhafazakar Parti ile ana muhalefet İşçi Partisi, yetki devri konusunda şimdiden anlaşmazlık içinde..
İskoçlar verilen sözlerin yerine getirllmesini isterken, İngiliz, Kuzey İrlandalı ve Galliler de boş durmuyor.. Referandum bitti, bitmesine ancak iktidar kavgası da başladı..
Bu 3 bölgenin kendine has parlamentoları var.. Milletvekilleri var.. Ancak İngiltere’de İngiliz Parlamentosu yok..
Herkesin kendi bölgesiyle ilgili kararı almasının olumsuz yanının,ı İngiltere açısından etkisinin fazla olmasından endişe ediliyor.. Şöyle ki, ilerde İşçi Partisinin kuracağı bir hükümet, İskoçya’da güçlü olduğundan, bazı kararları kolayca çıkartabileceği gibi, İngiltere ile ilgili kararları o bölgenin milletvekilleri katılamayacağından çıkartmama durumunda kalabilir..
Evet referendum bitti, bitmesine ancak.. Etkisi yıllar içinde çıkacağa benziyor..
İngiliz basınının referandumu “ Yeniden birleştik” diye verdiğine bakmayın.. Birleşik Krallık sanki 4 bölgeye ayrılacak gibi gözüküyor..Ve tüm bu bölgeleri kapsayan bir anayasa değişikliği de sıcak politika gündeminde.. Önümüzdeki yılın genel seçim yılı olduğunu hatırlatırsak, Britanya politikasının çok sıcak bir döneme girdiğini kolayca söyleyebiliriz..