ABD’de en zengin “yüzde 1 hane halkı”nın ortalama geliri (vergilerden sonra) 1970-2006 arasında yüzde 260 artmış.
En zengin “binde 1 hane halkı”nın milli gelirden aldığı pay 1974-2007 yılları arasında yüzde 2.7’den yüzde 12.3’e yükselmiş.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan OECD raporunda da son 30 yılda zengin ülkelerde fakir ile zengin arasındaki uçurumun açıldığı anlatılıyordu.
Gelir dağılımındaki bozulmaya işaret eden göstergeleri yorumlayan Prof. Dr. Oktay Yenal diyor ki, “Bugünkü dünyada her sistemin derece derece kapitalist olması şart. Fakat son yıllarda olduğu gibi vahşi kapitalizmin hüküm sürmesi, yani vahşi kapitalizmin yaygınlaşması, gelir farklarının büyümesi, açılışın ve işsizliğin artması arzu edilen bir düzen değil. Bunun için demokrasinin iyi işlemesi ve demokrasilerin sosyal amaçlara yönelmesi gerek.”
Oktay Yenal Hoca daha sonra sosyal demokraside devletin görevlerini sıralıyor: “Açlığı azaltmak, kronik işsizliği kaldırmak, vatandaşa asgari eğitim ve sağlık hizmetleri sağlamak ve bu yollarla, vergi önlemleriyle gelir dağılımını düzetmek.”
Prof. Dr. Oktay Yenal yurtiçinde hocalık deneyimi olan, Dünya Bankası’nda çalışırken Asya, Afrika ve Amerika kıtasındaki ekonomileri iyi izleyen bir bilim adamıdır. Şimdilerde Cumhuriyet Bilim ve Teknik ekinde İktisat penceresi köşesinde yazıyor.
Oktay Yenal Hoca, “Sovyet Rusya’nın çöküşü ve dünyada yayılan insan güçlü insan hakları akımı karşısında artık proleter devrimden ve merkezi iktisat idaresinden söz etmek lüzumsuz. O halde hangi doktrin peşinde koşacağız? Sosyal demokrasiden başka çıkar yol görünmüyor. Aslında sosyal demokrasi klasik iktisatçıların kapitalizm anlayışına da aykırı düşmüyor” dedikten sonra Adan Simith ve John Stuart Mill’in söylediklerini anımsatıyor.
A. Simit’e göre “Elbette insanların büyük kısmı yoksul ve sefil olan hiçbir ülke mutlu olamaz ve gelişemez.”
J. S. Mill ise şunları söylüyor: “Sadece parasal çıkarlar ve onun doğurduğu ilişkiler üzerine kurulmuş bir toplum düşünmek iğrendirici değil mi?”
Gini Katsayısı
Gini Katsayısı gelir dağılımının ne kadar düzgün olduğunu gösterir. Lorenz Eğrisi’nin “Eşitsizlik Alanı”nın (A), bu alanın altında kalan alana (B) bölünmesi ile (oranlanması ile) bulunur.
Bu oran (1’e doğru) büyüdükçe gelir dağılımında eşitsizlik vardır. Oran ne kadar küçük ise (Sıfıra ne kadar yakın ise) gelir dağılımı o kadar iyidir.
21 Aralık Çarşamba günü yayınlanan “Lorenz Eğrisi” ve “Gini Katsayısı” başlıklı yazıda çok büyük, affedilemez bir hata yaptım. İnsan denen beşer arada sırada şaşar. İşte o biçim.
“Gini Katsayısı 1’e doğru yaklaşınca gelir dağılımının bozukluğuna işaret eder” diyecek yerde, “gelir dağılımının düzgünlüğünü gösterir” diye yazdım. Doğru ifade şudur: Gini Katsayısı sıfıra doğru yaklaştıkça gelir dağılımının daha iyi olduğuna işaret eder.
Hatalı ifadenin yer aldığı satırların hemen altında, Gini Katsayısı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımındaki düzelmeyi gösterdiğini anlatan bilgiler var. Başka ülkelerin Gini Katsayıları veriliyor. Gelir dağılımının iyi olduğu İsveç’te Gini Katsayısı O.25 iken, gelir dağılımının kötü olduğu ABD’de 0.41 olduğu anlatılıyor. Türkiye’de 2009 yılında 0.415 olan Gini Katsayısı’nın 2010’da 0.402 olmasının göreli iyileşmeye işaret ettiği vurgulanıyor.