Şimdilerde, “organik gıda”dan sonra “organik giysi” merakı yayılıyor...

Şimdilerde, “organik gıda”dan sonra “organik giysi” merakı yayılıyor.    Nasıl ki gıda maddelerinde “organik” olan, diğerlerinin neredeyse iki katı fiyat ile satılıyor ise, giyside de “organik giysi”ler diğerlerinden hem daha fazla talep görüyor hem de daha yüksek fiyat ile  satılıyor.
Bu Türk giyim sanayicileri için bir fırsattır. Batı ülkelerinde yeni yeni gelişen bu pazarda “Türk Malı Organik Giysi” sloganı ile büyük yer tutabiliriz.
Bizim üzüntümüz nedir? Katma değeri yüksek giyim eşyası ihraç edemiyoruz. Markalı giyim eşyası ihraç edemiyoruz.
İşte bize çok çok önemli bir “fırsat”. Bu fırsatı değerlendiremez isek “ayıp bize”.


Organiğe ilgi artıyor
Almanya’da organik giysi sektöründe 120 firma varmış. Hepsinin ürününde GOTS (Global Organic Textile Standart) “Küresel Organik Tekstil Standardı” damgası bulunuyormuş. Bu damga, giyside kullanılan pamuğun en az yüzde 70’inin organik olduğunu, çalışanların hak ettikleri ücretleri aldığını, çalışanların kötü muamele görmediğini, üretimde çocuk işçi çalıştırılmadığını belgeliyormuş.
Organik giysi konusu yeni yeni kamuoyunun dikkatini çekmeye başladı. Bu nedenle Türk üreticilerin ve ihracatçıların şu dönemde piyasaya çıkmaları, pazarda isim yapmaları çok önemli. Gecikilirse iş işten geçmiş olacak.


Uyumayalım
Şimdilerde özellikle bebek sahipleri bebeklerinin ve çocuklarının giysilerinin organik olmasına özen gösteriyor. Her ülkede genç nüfus organik giysiye ilgi duyuyor.
Organik pamuk, belli kimyasallar kullanılmadan üretilen pamuk. Bizde nasıl belli tarım ürünlerinin organik olup olmadığı belgeleniyor ise, pamuk için de belge düzenleniyor.
Bizde pamuk işleyen fabrikalar, pamuk ipliği ve dokuma fabrikaları çağdaş teknolojiye sahip tesisler. Gerçekçi olalım. Bizde çalışma koşulları, asgari ücret imkânı, birçok Asya ve Afrika ülkesindeki rakiplerle kıyaslanamayacak kadar iyi. Bizde tekstil fabrikalarında ve giysi üretiminde çocuk işçi sorunu yok.
Bütün bu imkânları iyi değerlendirelim.
Ben saf ve bakir bir yazar olarak bunları yazıyorum. Yazmak işe yaramıyor. Bu gibi konularda TOBB, İhracatçı Birlikleri, Giyim Sanayicileri Dernekleri, Birleşik Markalar Derneği gibi meslek kuruluşlarının daha
aktif olmaları, fırsatları görerek değerlendirmeleri beklenir.

(Milliyet gazetesinden alınmıştır)