Fransa’da hükümetin hazırladığı ‘eşcinsel evliliğe’ izin veren yasa tasarısına karşı çıkan siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının protesto gösterisine kaç kişinin katıldığını bilir misiniz?..
   En az 500 bin kişi...
   Yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın yüzde 54’ü eşcinsel evliliğe karşı çıkmadığı halde, geriye kalan kesim Fransa’da böyle bir şey istemiyor...
   İstemedikleri için de tepki veriyor...
   Cumhurbaşkanı François Hollande’ye ilk tepki 17 Kasım 2012’de verildi...
   Ve ilk eyleme yaklaşık 100 bin kişi katıldı...
   İkinci eylem ise önceki gün gerçekleşti...
   Bu kez katılımcı sayısının 500 bine yükselmesi dikkat çekicidir...
   Peki; Fransa’daki bu eylem bizi ilgilendiriyor mu?..
   Ya da neden ilgilendiriyor?..
   Vurgulamak istediğim, Fransa’daki eşcinsel evlilik sorunu değildir...
   Ancak böylesi bir meselede 500 bin kişinin tek yumruk halinde hareket edebilmesidir önemli olan...
   İnsanlar düşüncelerini özgürce ortaya koyabiliyorlar...
   Gösteri yaptıkları için işlerinden kovulacakları veya fişleneceklerine ilişkin hiçbir korkuları yoktur...
   Avrupa’nın düzeninde, hükümet kararlarını eleştirmek suç sayılmıyor...
   Görüş, düşünce ve önerileri ortaya koymanın da cezası yok...
   Bir de insanlardaki cesaret çok önemli...
   “Bana ne, istediklerini yapsınlar” demek yerine, benimsemedikleri bir konuda cesaretlerini ortaya koyabiliyor, seviyeli bir şekilde eylem yapabiliyorlar...
   Peki bizde?..
   Sadece Lefkoşa Türk Belediyesi’ni örnek göstermek, ne durumda olduğumuzu anlamak için yeterlidir...
   Belediyede yaklaşık bin 100 kişinin çalıştığı belirtiliyor...
   Üç ayı aşkın bir süredir maaş alamıyorlar...
   Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı yatırımları yıllardır yapılmıyor...
   Bu yüzden hastaneye de gidemiyorlar...
   Belediye emekçileri sendikası, son bir yıl içinde sürekli eylem yaptı...
   Fakat bu eylemlere katılanların sayısı hiçbir zaman 200’ü aşmadı...
   Gerisi evde oturarak sorunun çözülmesini bekledi...
   Ama sorunlar olduğu yerde duruyor...
   Başkan Cemal Bulutoğluları istifa etti, sorunlar çözülmedi...
   Maaşlardan hala haber yok...
   Kendi kaderine terk edilmiş Lefkoşa’nın birçok bölgesinde trafik ışıkları çalışmıyor...
   Yollar çukurdan geçilmiyor...
   Çöpler toplanmıyor, hiçbir temizlik yapılmıyor...
   Ve bu kadar büyüyen bir sorun karşısında insanlar hala evlerinde oturmaya devam ediyor...
   Neden?..
   Bir yerlerden zarar görmemek için...
   İşlerini kaybetmemek için...
   Büyüklerden öyle tavsiye aldıkları için...
   “Atma kendini ortaya” derler ya...
   Büyükler öyle deyince, küçükler de buna saygı duyar ve her fırsatta dile getirilen Avrupa’nın bir parçası olma kültüründen uzaklaşırlar...
   Son söz:
   Avrupa’dan çok uzaklardayız...

(Kıbrıs Gazetesinden alınmıştır)