Bu yazıyı sizler okurken, Glafkos Klerides, ölmüş olacaktır, Rum basın haberlerine göre.
Cuma günü, ağırlaşmış halde hastaneye kaldırıldığını haber veren PIK ve Güney Rum basını, durumunun kritik olduğunu bildirmişti... Şuurunun kapandığını ve ölümünün gerçekleşmesinin an meselesi olduğu haberleri yayınlanıyordu.
Ölmüşse, dini sonra dinlensin.
Glafkos Klerides, EOKA kurmaylarından idi. Kod isminin “Esperides” olduğu öğrenilmişti.
Kıbrıs Türklerini imha planı, “Akritas” mimarları, Digenis Grivas, Polikarpos Yorgacis, Tasos Papadopulos, Kleridesin yakın çalışma arkadaşları idi...
İşkence ve zulüm kapılarının mucidi Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis, Kıbrıs Türklerinin , özellikle Gazimağusa Kapısındaki barikatta kan kusturan adamların, kaçırılan ve bir daha görülmeyen, haberleri bile alınamayan, birçok Kıbrıslı Türkün akibetlerini hazırlayandı..
Daha sonra, 1970-71 de, en yakın subay arkadaşı tarafından vurularak, Mia milia (Haspolat) dışında bir tarlada, öldürüldü
Suikasttan haberi vardı, adadan kaçmaya yeltendi, Beyrut’a gitmek üzere uçağa binerken, alıkondu..... İhanet etmiş Yunan cuntacılara....
O dönemde, olaylardan haberi olan Klerides, parmağını dahi kıpırdatmamıştı. Kıbrıs Rum toplumu içinde nüfuzlu, güçlü bir politikacı ve avukattı. İkinci Cihan harbi esnasında İngiliz Hava Gücünde “navigator” olarak savaş uçaklarında görev almış...
Rauf Denktaş, Nejat konuk ve Erol, Kıbrıs’a gizlice çıktıklarında (yanılmıyorsam 1967 sonlarında idi) yakalanmışlardı. Larnaka yerine, yanlışlıkla Karpaz’a çıktıklarında, bir Rum çoban Denktaş’ı tanımış ve yakalanmalarını sağlamıştı. Denktaş Rum milliyetçilerinin ve EOKA nın başlıca hedeflerindendi. Öldürülmesi an meselesi idi. Fakat, Glafkos Klerides, kendisini kurtarmış. Ali Dana vasıtasıyla Denktaş’a temiz iç çamaşırları ve giysiler de getirilmesine izin vermiş, Denktaş’a iyi muameler yapmış....
Bilindiği üzere Denktaş, Ankara tarafından adaya dönmekten men edilmiş ve birkaç yıl Türkiye’de kaldıktan sonra gizlice Kıbrıs’a kaçmayı kararlaştırmış... Ankarada iken en yakın dostu Vedat Çelik’ti. Kıbrıs’ta olup bitenlerden Denktaş’ı haberdar eden, günü gününe ona detaylı, Dr. Küçük aleyhine raporlar sunan da Kutlu Adalı idi...
Denktaş , Türkiye’nin baskısı ve Klerides’in yardımları ile , geri Ankara’ya dönmek şartı ile, serbest bırakılmıştı.... Ve 1968’de adaya resmen dönüşünden sonra da BM gözetiminde Kıbrıs’ta barış-çözüm müzakereleri başlatılmıştı:
Makarios-Denktaş, Kipriyanu-Denktaş, Vasiliyu Denktaş... ve derken Klerides ile Denktaş ,müzakere masasında buluştular, buluşturuldular.
Biri EOKA ileri gelenlerinden, diğeri de TMT kurucularından. Sonradan öğrenildiğine göre TMT’yi Kemal Tanrısevdi, Burhan Nalbantoğlu ve Denktaş, Eylencede , Kemal Tanrısevdi’nin evinde kurup ilan ettiler...
İki, azılı düşman, Klerides ve Denktaş dost oldular. Yıllarca müzakere masasında, bazan da, karşılıklı olarak, birbirlerinin evlerinde buluştular, ailecek yediler içtiler.
Her ikisi de Kıbrıs’ın tarihine ve iki toplumun yaşantısına damgalarını vuran kişilerdir...
Senelerce masada dirsek çürüttüler. Tek bir konuda anlaştıkları söyleniyor. O da, Kıbrıs’ta bir uzlaşma, çözüm ve yeniden yapılanma bulunmaması için çalışmakta anlaşmışlar..
Bir rivayete göre, İngiliz sömürgeciler adadan giderken, Kıbrıs olaylarını başlatmış ve Denktaşla Kleridese, “ikiniz de avukatsınız ha... Size öyle bir dava bırakacağım, vereceğim ki, ölünceye kadar bu dava sayesinde, liderler pozisyonunda dava avukatları olarak yaşayasınız” demişler. Kim demiş bir türlü tam olarak öğrenemedim, ama, Sir Hugh FOOT, Kıbrısta’ki son İngiliz Vali demiş...
Glafkos Kleridesle ilk teke-tek mülakatım Antalya’da Dedeman Otelde oldu. Avrupa’nın önemli bir toplantısı için Klerdies de davet edilmiş ve Turgut Özal’la da görüşecekmiş... Rahmetli Mehmetali Akpınar, KHA ve Kıbrıs gazetesinin sorumlusu olarak beni görevlendirmiş ve Antalya’ya göndermişti... Daha sonraları da Kleridesle özel röportajlar yaptım... Çok cana yakın, mülayim ve şakacı bir karakter izlenimi bırakıyordu. Onun da EOKA’nın ileri gelenlerinden, kan, ölüm ve şiddet yanlısı olduğuna inanmak biraz zordu...
Bana, Vre Osjan, Be Özcan, İngilizceyi bu kadar iyi nerede öğrendin sorusunu sormuştu. İngiliz okulunda deyince, “Rauf da İngiliz okulu mezunu, ben Cimnasiyo mezunu, Raufla beraber okumuşuk diyenler var, hem yaşımız da ayniymiş. Yanlıştır. Ben Rauf’tan 4-5 yaş büyüğüm” açıklaması yapmıştı.
Onunla bir de UBP’nin Atatürk meydanındaki binasında, rahmetli Çağatay ile toplandıklarında buluştum.. Enver Emin kardeş ve İrsen Küçük aracılığı ile tercümanlık yapıp, ortak bildirilerini de Türkçe-ingilizce olarak ben kalme aldım. Okuyunca Klerides yine bana ayni soruyu sordu. Bu İngilizceyi ve bu ifadeleri nerede öğrendin... Kendi kendimi yetiştirdim, deyince beni kutladı ve metnin bir satırını bile değişmeden imzalamayı kabul etti. Fakat, Dışarı çıkıp UBP kurmaylarına metni okuyup yazdıracağımda İrsen karşı çıkmıştı ve “iki lider değil, iki toplum lideri yazılmalı” dedi. Neden dedim, o da bana, burdaki ifadeye göre Çağatay ve Klerides’tir sanki de toplum liderleri. Bizim liderimiz Denktaşdır.... burası düzeltilsin dedi...
İnanmayacaksınız ama, Enver Emin bu yardımıma ve hizmetime karşılık bana 10 (on) Türk lirası ödenmesini sağlamıştı.
Evet, iki toplum lideri, burdaki halkları peşlerinden sürükleyen bu değerli adamlar Kıbrıs tarihinin yazılışında çok önemli rol oynadılar. Ve kıbrıs sorununu da , anlaştıkları gibi, çözmeden , fani dünyadan göçtüler.
(Star Kıbrıs)