Hırtın biri bana "Atatürk düşmanı" dedi, bu çamur üstüme yapıştı kaldı. Çünkü Türkiye'de birine atılan çamurun ölünceye kadar izi kalır.
Öldükten sonra da kalır.
İftira edenlere cevap verecek değilim, bu avukatlarımı ilgilendiren bir konu. Boş bırakacağımızı da sanmasınlar, bunu yapan herkes adalet önünde hesabını verecektir.
Lakin, "medyadaki düşmanlarımın" gazına gelip Atatürk düşmanı olduğumu "samimi" olarak sanan sıradan vatandaşlar varsa, onlara son bir kere bazı gerçekleri hatırlatacağım:
Arkadaşlar, "Atatürk'ün ve Atatürk devrinin bazı özelliklerini eleştirmek" demek "Atatürk düşmanlığı etmek" demek değildir.
Bunu ancak "faşist bir kafa" böyle değerlendirebilir.
Hiçkimse, ama hiçkimse "tenkitten masun" değildir ve olamaz. Herkes eleştirilir, ben de eleştirilirim, sen de eleştirilirsin, Atatürk de eleştirilir.
Çünkü Atatürk Allah değildir. Yıllardır bunu anlatmaya çalışıyoruz, faşistler dışında herkes anladı.
Elbette hakaret etmemek şartıyla! Atatürk'e hakaret edecekleri yerden yere vurmaya hazırım.
Fakat bize "Atatürk heykeline çekiçle saldıran meczup" muamelesi yapmaya da hiçkimsenin hakkı yoktur ve olamaz. Eleştirinin "hangi perspektiften" yapıldığı da eleştirinin kendisi kadar önemlidir. Ama kalın kafalılarda bunu algılama yeteneği yoktur.
Atatürk'ü sabah eleştiririm, öğleden sonra kalkar Anıtkabir'e giderim (Ankara'da bulunuyorsam)... Ama Anıtkabir'in ziyaret defterine abuk yazılar yazılmasıyla da "kalkıp bunları okuyacak mı sanki" diye dalgamı geçerim... Bilmem anlatabildim mi?
Latin alfabesinin dilimize Arap alfabesinden çok daha uygun olduğunu dönüp dönüp yazmadık mı? Soyadı kanununu ne zaman eleştirdik? Kadınlara oy hakkı sağlanmasına karşı çıkacak kadar deli miyiz sapık mı?
Ama, "Atatürk CHP'nin başkanlığını üstlenmekle hata etti, partiler üstünde tarafsız kalmalıydı" diye de yazarım, kimse kusura bakmasın.
Size bir şey daha hatırlatmak isterim arkadaşlar: Atatürkçü olmak demek, "İsmetçi" olmak demek değildir!
Bu, CHP amigosu yazarların uydurmasıdır. Demokrat Parti yönetiminin, Bayar ve Menderes'in "karşıdevrimci" oldukları iddiası, şimdilerde ancak okumamış bazı şarkıcı yazarların köşelerinde yer bulabiliyor ve buna da herkes gülüyor.
Atatürk'ü severim. Hem eleştiririm hem severim.
Ama faşist kafa yapısı bunu anlama yeteneğinden yoksundur. Nitekim cevap olarak "tokadı yersin" düzeyinin üstüne çıkamıyorlar.
"Canım sen de eleştirmeyiver işte" diyeceksiniz belki de...
Hayır. Bunu, düşünce özgürlüğünün, entellektüel namusun ve demokrasinin temel taşı olarak görüyorum ve titizlikle korumaya gayret ediyorum. Anıtkabir'e bir milyon kişi de gitse, sekiz milyon kişi de gitse "fikir şerefimizi" koruyacağız. Ayrıca, Anıtkabir'e gidilmesini memnunlukla karşılarım, yalnızca "kutsal" kabul edilmesini eleştiriyoruz, bunu da belirteyim. Lakin kalkıp Anıtkabir'e gitmek "eleştirilere cevap vermek" değildir, bunu ancak faşist bir kafa böyle algılayabilir.
Bize memlekette demokrasi var dediler, sahi zannettik, yanıldık mı yani?
Bu konuya dönmeyeceğim. Gene de anlamamakta ısrar eden varsa, kendi karanlığında boğulsun
(Sabah gazetesinden alınmıştır)