Geçen Cuma günü piyasaların kapanmasından sonra, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun, şirketlerin döviz varlıkları kullanımlarına limit getiren bir kararı yayınlandı. Haberin medyaya yansıdığı aynı saatlerde açık olan Forex piyasasında Döviz kurlarında bir puana yakın düşüş meydana geldi. Döviz kurlarının kontrol altına alınmasında yardımcı olabilecek tedbirlerin alınmasında bankaların önemli görevleri vardır ve bu koordineyi sağlayacak BDDK urumudur. Yasalar ve mevzuatın yetkiler çerçevesinde, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, mali sektörün gelişmesi, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması gibi yetkileri kapsamında, Kurumun Cuma günü aldığı kararın bir nebze olsun kurlardaki artışı frenlemenin başlangıcı olacağını düşünüyorum. Kurumun bu adımı atması bazı radikal tedbirlerin alınabileceği sinyalini de vermiştir, bu durum sevindiricidir. Yaklaşık bir yıl önce yüksek montanlı krediler kullanılarak döviz satın alınması, kurlardaki yükselmeyi başlatmıştır. Krediyle döviz alma işlemleri yapılarak talep arttırılmasaydı, bugün Döviz kurlarının farklı bir seviyede olabileceğine inanıyorum.
Cuma günkü karardan sonra, medyada yapılan yorumlarda, genellikle işlenen konu, bu karar serbest piyasa ekonomisine aykırıdır şeklindeydi. Bir kere şunu belirtmek gerekirki, Serbest Piyasa Ekonomisi, istediğimi alır satarım, istediğim işlemi yaparım demek değildir. Eğer yapılan işlem Ekonomiye zarar veriyorsa o zararı önlemek için hertürlü kararın alınması tabiidir. Geçmiş sürede bankalardan kredi kullanılarak döviz almış mevduat sahiplerine, bir ayağı ticari işlem olduğu için lehte oluşan farklara Maliye vergi uygulamalıdır, bu eylem dövize olan talebi yükselterek Kur artışlarını tetiklememin başlangıcı olmuştur.
BDDK ister bireysel ister kurumsal olsun bankalardan kredi alıp döviz almayı kesinlikle önleyecek uygulamaları harfiyyen takip etmelidir. Kredi kullandırma şartlarında, bu kredi kullanılarak döviz alınamıyacağı maddesi özellikle belirtilmeli ve krediyi amacı dışında kullanarak, örneğin krediyi nakit alıp döviz bürosundan veya başka bir kanal kullanılarak döviz alma işinde en ağır maddi müeyyideler uygulamalıdır.
Dövizin düzensiz ve gereksiz talep yaratılarak, yükselmeye başladığı 2017 yılından beri, makalelerimde belirttiğim ve ilgili mercilere gönderdiğim mektuplarda, lehte oluşacak kur farklarına vergi uygulanması gerektiği konusunda son bir defa daha yaşadığımız bir hadiseden örnek vererek tekrar gündeme getirmek istiyorum.
Henüz Avrupa’nın EURO ortak para birimine geçmediği bir dönemdi. Bir gün bir İngiliz Şirketinin temsilcisi, Deutsche Mark ve USD hesap açmak isteğiyle başvurdu. Alınması gereken bazı ön bilgileri alma aşamasında, yetkilinin aslında İngiliz bankasında hesaplarının olduğunu, fakat bankanın lehte oluşan kur farkına vergi uyguladığını, bankamızda hesap açılırsa vergi ödemeyebileceğini belirtti. Konuyu biraz daha detaylandırınca, şirketin başta Almanya olmak üzere bir çok ülke ile büyük çapta Ticari işlemlerinin olduğu, DM hesaplarında bazen üç ay gibi bir süre hesapta yüksek montanda bakiyeler kaldığını ve bu süre içinde DM lehine kur farkı oluştuğunu ve bankanın bu lehte kur farkına yüksek miktarda vergi stopajı uyguladığını izah etti. Örnek olayımızda görüldüğü gibi, Avrupa Bankaları şirketlerin lehte oluşan kur farklarına vergi uyguluyorlar. Zaten Avrupa bankalarının, bireysel müşterilerine ticari faaliyetler dışında yabancı para hesap açmadıklarını biliyoruz. Tabii bu şirkete bizimde şube olmamıza rağmen İngiliz bankalarının uyguladığı kurallara tabi olduğumuzu, aynı uygulamayı bizimde yapacağımızı belirttikten sonra hesap açmaya gerek kalmadığını belirterek ayrıldı.
İşte Serbest Piyasa Ekonomisi, istediğini yapabilrsin ama kuralına göre hesap açılmasına sınırlama getirilirse uyacaksın eğer bir kar sağlamışsan vergisinide ödeyeceksin.
Bizim 2017 yılından beri ısrarla, serbest olan döviz satışlarına lehte kur farkı oluştuğunda vergi uygulaması gerektiğini belirtmemiz, yeni keşf edilmiş bir uygulama degildir. Avrupa ülkelerinde bunun yıllardan beri uygulanması iddiamızdaki ısrarı haklı çıkaracaktır.
Döviz alımlarına sınırlama getirilmesi veya, lehte oluşan farklara vergi uygulanması halinde, insanların Döviz büroları ve kayıt dışı yollara yöneleceği düşünülmektedir. Varsayalımki, bankalara sınırlama koyuldu insanlar bankalardan dövizi alamıyorlar, Döviz Bürolarına yöneldiler. Döviz Büroları yüksek montanlı dövizi zaten bankalardan alıyorlar. Bankalardan temin edemeyince, yurt dışından nakit getiremezler. Bankalar talepleri yerine getirmeyince, karaborsadan temin edecekler diye düşünülebilir. Yurdtışından başka yollardan kuryelerle getirtilecek dövizin de piyasaya hiç bir etkisi olmayacaktır. Hem sonra döviz kurları stabil bir duruma geldikden sonra, gerçek ihtiyacı olanlar dışında insanlar niiçin dövizin peşinde koşsunki.
Döviz bir yatrım aracı olmaktan çıkarılmadıkça, Ülke Ekonomisi gerçek bir stabiliteye kavuşamaz. Bir zamanlar cent lere muhtaç durumda olan ve üzerinde döviz bulunduranın hapse girdiği bir Türkiye’den, insanların bankalarda, değişik yerlerde veya evlerinde bulundurdukları, Ekonominin gelişmesini frenleyen dört yüz milyar dolara yakın mevduata sahip oldukları bir döneme gelinmiştir.
Türkiye Ekonomisi, hazır veya tabii kaynaklardan elde edilen gelirlerden degil, emek harcanarak meydana getirilen, gerçek üretimden kaynaklanan ürünler ihraç edilerek elde edilen, döviz kazançları sayesinde sağlam bir yapıya kavuşmuştur. Fakat insanların elindeki döviz mevduatları, Ekonominin üreterek gelişmesine ve hedeflere ulaşmasına engel olmaktadır. Ülkenin refahı ve geleceği için yatırıma ve kalkınmaya harcanacak kaynakları dövize bağlı olarak durmaktadır. İnsanlar döviz alarak yatırım yapıyor, paramın değerini koruyorum düşüncesiyle bunun farkında değildir. Lehte oluşacak farklara vergi uygulaması gibi radikal adımlar atılarak, bu mevduatları çözebilmek ve dövizi yatırım aracı olmaktan çıkarmak gerekmektedir. Lehte oluşacak kur farkına vergi uygulaması Avrupa ülkelerinde yıllardan beri uygulanmaktadır. Ülkemizde de uygulanmaması için bir sebep ve mazeret ileri sürülemez. Serbest Piyasa Ekonomisi vardır insanları dövize yatırım yapması engellenmemelidir şeklinde bir düşünce radikal adımlar atmamanın mazeretidir. Her yenilige alışmanın, her yeni kurala adapte olmanın zorlukları çalkantıları her zaman yaşanacaktır. Döviz, kur sorunu, godotyu bekler gibi yükseliş ve düşüşünü seyrederek çözülemez. Her yükseliş veya düşüş, 84 milyonun hayatını olumsuz etkilemekte, insanlarda olumsuz psikolojik etkiler de meydana getirmektedir.
Beşir Acar
Bankacı
Email: [email protected]
Telf: 00 (90) 533 669 23 32
(00)44 795184 34 39