İç talepte daralma büyümeyi aşağı çekti. Maliye politikasında gevşeme olmayacağına göre, para politikasının gevşetilmesi yönünde baskılar artabilir
TÜİK'in pazartesi günü açıkladığı rakamlara göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2012 ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 2,9 büyüdü. Aşağıda Bahçeşehir
Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Merkezi 'BETAM' araştırmacıları Seyfettin Gürsel, Zümrüt İmamoğlu ve Barış Özbilgen tarafından yapılan incelemenin özetini aktarıyoruz.
Önce yıllık gelişmelere bir bakalım. 2011'in son çeyreğinde yıllık büyüme yüzde 8,4'ten 5,2'ye düşmüştü. 2012 ilk çeyrekte ise büyüme 3,2 oranında gerçekleşmişti. Böylece ikinci çeyrekte yıllık büyüme oranı yüzde 3'ün de altına düşmüş oldu. Yılın ilk yarısında ise büyüme hızı yüzde 3,1 oldu. Çeyreklik bazda ise, mevsimsellik ve takvim etkilerinden arındırılmış bakış önemli. Bu açıdan düzeltilmiş verilerde ise, büyüme oranında ikinci çeyrekte büyük bir artış var. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme oranı geçen çeyreğe kıyasla yüzde 1,8 oldu. İlk çeyrekte aynı şekilde düzeltilmiş verilerle ekonomi yüzde 0,4 oranında daralmıştı.
Böylece Türkiye ekonomisi düzeltilmiş verilerde geçen çeyrekteki kaybını fazlasıyla telafi etti. Ancak büyüme yüksek olmasına rağmen, iç talep daralmaya devam etti. Büyümenin ana kaynağı yine net ihracattaki artış oldu. Ekonomideki yavaşlamaya paralel olarak cari açık ortalama ayda 2 milyar dolar hızla azalıyor. İkinci çeyrek sonunda 12 aylık cari açığın GSYH'a oranı yüzde 8,3 olarak gerçekleşti. Net ihracat (ihracat ithalat farkı demek) ihracattaki yüksek artışa dayalı olarak artıyor. İhracat 1. çeyreğe göre yüzde 7,1 arttı ve büyümeye 1,8 yüzde puan katkı yaptı. İthalat ise yüzde 1,8 artarak büyümeye eksi 0,5 yüzde puan negatif katkı yaptı. Böylece net ihracatın çeyreklik büyümeye katkısı 1,3 yüzde puan oldu. İhracatın ithalattan daha hızlı artmasıyla cari açık oranı da hızla geriledi. 2012 ilk çeyrek sonunda GSYH'ın yüzde 9,3 oranında gerçekleşen cari açık, 2012 ikinci çeyrek sonunda önceden tahmin edildiği gibi yüzde 8,3'e geriledi.
Çeyrekten çeyreğe yapılan analizde, tüketim harcamaları 2011 son çeyreğinden beri azalıyor. Tüketim harcamaları 2012'nin ikinci çeyreğinde de düşmeye devam ederek yüzde 0,5 oranında azaldı ve büyümeyi 0,4 yüzde puan düşürdü. Stoklarda ise büyük bir artış gözlemlendi. Üretim artmasına rağmen tüketimde düşüşün devam etmesi stokları artırdı. Stok değişiminin büyümeye katkısı 1,6 yüzde puan oldu. Açıklanan sanayi üretim endeksi rakamları sanayi üretiminin Temmuz ayında da arttığını gösteriyor. Yakın zamanda tüketimde canlanma meydana gelmezse bu stokların daha da fazla artmasına, daha sonra ise üretimin daha da yavaşlamasına neden olacaktır. GSYH'ın en önemli kalemi olan tüketim harcamalarındaki durgunluk önümüzdeki dönemde Orta Vadeli Program'ın yüzde 4'lük büyüme hedefine ulaşmayı oldukça zorlaştıracaktır.
2012 ikinci çeyreğinde yatırım harcamalarında yüzde 3,7 oranında düşüş meydana geldi. Bu da büyümeyi 0,8 yüzde puan düşürdü. Yatırımlarda zafiyet devam ediyor. İkinci çeyrekte yatırım ortamının bozulmuş olması yılın ikinci yarısı için olumlu bir tablo çizmiyor. Yılın ilk çeyreğinde açıklanan teşvik paketinin etkisinin ortaya çıkması için henüz erken olduğunu hatırlatalım. Birinci çeyrekte kamu harcamalarına dönülürse de geçen yılın son çeyreğine göre yalnızca yüzde 1 artarak büyümeye 0,1 puan katkıda bulundu. İkinci çeyrekte hükümetin bütçe hedefini tutturma yönünde çalışarak harcamaları oldukça sıkı tuttuğu anlaşılıyor. Yılın geri kalanında büyümenin düşük seyretmeye devam etmesi hükümetin bütçe disiplininden ödün vererek genişlemeci politikalar uygulaması yönünde baskıları artırabilir.
GEÇTİĞİMİZ yılın ikinci yarısından itibaren durgunlaşan iç talebe paralel olarak ekonomik büyümenin hızı azalmaya başladı. 2012 yılının ilk yarısında büyüme hızı yıllık yüzde 3,1 olarak gerçekleşmişti. 2011 yılının ikinci yarısında ise yıllık bazda büyüme oranı yüzde 6,8 olmuştu. Büyüme hızındaki düşüşün ana kaynağı geçen yıldan farklı olarak tüketim ve yatırım harcamalarının 2012 yılının ilk yarısında azalması oldu. Rakamlar bize iç talepte yavaşlamanın, daralmaya dönüştüğünü, büyümenin tamamen net ihracattaki artışlardan kaynaklandığını göstermekte. Ancak net ihracattaki artışlar büyümeyi yıl sonu hedefi olan yüzde 4'e çıkarmakta yeterli olmayabilir. Bu durumda Türkiye'nin yıl sonunda yüzde 4'lük büyümeyi başarabilmesi için yılın geri kalanında iç talepte canlanma gerekmekte. Mali politikayı sıkı tutmakta kararlı görünen hükümetin mali politikayı gevşetmeyeceğini varsayarsak, para politikasının gevşemesi yönünde baskılar artabilir.
Yılın geri kalanında çeyreklik bazda %1'lik büyüme yıllık büyümenin yüzde 3 düzeyinde kalmasını sağlayacaktır. Yıllık yüzde 4 oranında büyümeye ulaşmak için ise çeyreklik bazda % 2'lik bir büyüme gerekiyor. Yani ikinci çeyrekteki büyümenin aynısının, yılın geri kalanında da devam etmesi gerekiyor. Oluru belli değil, ama kredi de artmaya başladı!
(Akşam gazetesinden alınmıştır)