Milletçe avanta peşinde koşarız. Yatırımcı ise avanta peşinde koşan kişi değil, bilinçli ve makul kazanç, sağlam kazanç konusunda bilgi toplayan kişidir. Yatırımcı 'Ağabey, bana bir tüyo ver!' diye ortalıkta dolaşmaz. Ama ülkemizde bir iktisatçıyı sokakta, çarşıda gören koca koca insanlar bile 'Ağabey çok ihtiyacım var, ne olur bir tüyo ver!' şeklinde taleplerde bulunurlar. Halbuki onların 'iktisatçı' kavramıyla benim gibi iktisatçıların hayata bakış açıları farklıdır. Finansçı sizin sorunlarınıza çözüm üretebilir. Ama iktisatçı birey ve kurumların icraatlerinin toplum genelini nasıl etkilediğini izleyen kişdir. Yani iktisatçı, kur tahmini, fazi tahmini, altın fiyatı gibi işlerle doğrudan yatırımcı gibi uğraşmaz. Vatandaşlar bugün bana soru sordukları zaman tabii kimseyi kırmamak istediğimden cevap vermeye çalışıyorum. Bugünlerde bana en sık sorulan soru ise altın fiyatlarının yükselip yükselmeyeceği.
Tabii bu konu ancak iki şekilde analiz edilebilir. Bunlardan birincisi uluslararası paralar cinsinden mesela dolara bakarak analiz. Diğeri de mahalli para cinsinden analiz. Medyada sık sık Avrupa'da risk konusu gündeme geldiğinden eski alışkanlıklarla altın fiyatlarının gündeme getirilmesi spekülatörlerin avuçlarını kaşındırır. Peki şimdi biz soralım ! Altın en sağlam yatırım aracı mıdır, değeri artacak mıdır ve altın almalı mıyız yoksa satmalı mı ?
Bu cevap vermesi zor bir soru! Bu nedenle biz analizi kestirmeden dolar bazında yapacağız. Bu da dolar-euro çapraz kur türbülansından ve dolar-TL karşılaştırmasından soyutlamak demektir. Ama biz analizi dolar bazında yapalım, siz TL bazında düşünebilirsiniz diyelim.
İkinci Dünya Savaşı sonunda sabit kur sisteminde bir ons altın fiyatı 35 dolar olarak sabitlenmişti. Bir tek ABD parası dolar altına bağlı idi, diğer tüm paralar altına değil, dolara, sabit kurla bağlı idi. ABD daha sonra Küba ve Vietnam gibi olaylara bulaştı ve yurtdışında büyük askeri harcamalar yaptı. Bunun sonucu olarak 1973 yılında bir ons altın 38 dolara geldi. değeri düştü ve çeşitli ülkeler dolardan kaçmaya başladılar. Özellikle Alman Markı değer kazandı ve sonunda ABD dolar ile altının bağını kopardı. 1973 sonrası dolar değer kaybederken altının fiyatı 1980-1981 döneminde ons başına 800 dolara kadar yükseldi. Bunda petrol krizinin de etkisi olduğu gibi Hunt biraderler adlı ve dünyanın en büyük petrolcülerinden birinin çocuklarının altın ve gümüş piyasasının tümünü kontrol altına alma çabasının etkisi vardı. Hunt biraderler piyasadaki arzı kısarak ve talebi artırarak fiyatı çok yükseltti.
Ancak daha sonra 1980 ve 1990'lı yıllarda altının fiyatı 200 dolar ons başına civarına kadar düştü. . 1973 -1980 arasında altın tutanlar büyük paralar kazandılar. Ama 1980 sonrasında altın tutanlar ise büyük ziyan ettiler. Sonra 2000'li yıllara geldik.
Bu arada Merkez bankaları da önce altın satarken ve değeri düşürürken, sonradan altın almaya başladılar. Hatta spekülatörlere katıldılar. 2008 -2012 sürecinde risk algılaması artınca altının ons fiyatı 1900 doları geçti.
Dolar bazlı analiz yaptığımız zaman ve altının değeri 1980 yılından bu yana dolar enflasyonu da düşülerek ncelendiğinde altının 2200-2400 dolar ons başına değerine çıkması, altını ancak dolar enflasyonu ile başa baş hale getiriryor. Yani altını uzun vadeli tutanlar (kolunda bilezik taşıyan kınalı gelin dahil) bu süreçte dolar bazında ziyan etmiş bulunuyorlar. Yani şu anda 1600 dolar değerinin üstünde olan, daha evvel de en çok 1920 dolar ons başına değeri görmüş ve sonra değeri düşmüş olan altın kötü bir uzun dönem yatırım alternatifi.
Burada anlatılanlar ne demek? Altını fiyat biraz düşükken alıp kısa vadede biraz yükselince satan yani spekülatör para kazanabilir, tabii ne yaptığını biliyorsa. Ama altını uzun vadeli alıp tutanın işi zor. Tabii bir de hesabın Türkiye enflasyonu ve dolar ile TL arasındaki kur göz önüne alınarak yapılması gerek. Bunu da kendiniz yapacaksınız, benden bu kadar. Benim yatırım tavsiyem önümüzdeki iki yıl için TL cinsi yatırım yapmaktır. Risk almamak ve de mevcutu korumaktır! Çünkü global sorunlar nedeniyle zaman varlığını koruma zamanıdır!
(Akşam gazetesinden alınmıştır)