2024 yılının, Hollanda ile yapılan iş gücü anlaşmasının 60’ıncı yıl dönümü olması nedeniyle, sık sık kurumsal hafızaya dikkat çekmekteyiz. Geride bırakılan yıllarda edinilen toplumsal tecrübe, ilk yıllarda yaşanan zorluklar, elde edilen başarılar, bireysel ve kurumsal hikâyeler, bir şekilde anlatılmalıdır. Özellikle, bilinmeyen, dillendirilmeyen hikayeler gündeme getirilmeli ve kurumsal hafıza güçlendirilmelidir.
Bugün sizlere, 1980’li yılların başlarında yaşanan ve henüz herhangi bir yerde kayıtlara geçmemiş, ‘11 İmam’ hikâyesini anlatmaya çalışacağım.
Yıl 1981. Hollanda Diyanet Vakfı henüz kurulmamış. Lahey Büyükelçiliğimiz bünyesinde, Din Hizmetleri Müşaviri olarak Mehmet Kervancı görevlidir. O yıla kadar, sadece Ramazan için Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan geçici din görevlileri varken, Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTIKDF)’nun talebi üzerine ilk kez Hollanda ile anlaşma yapılarak 6 aylığına 11 imam görevlendirilir. Bu imamların farklı şehirlerde görev yapmaları Hollanda Türk toplumunda büyük heyecan yaratır.
1980’li yılların başlarında etkin olan Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTIKDF) Başkanı İbrahim Görmez ve Din Hizmetleri Müşaviri Mehmet Kervancı, imamların görevlerinin uzatılmasını istemekteler. Ancak, anlaşma gereği, o zamanki T.C. Lahey Büyükelçisi, Hollanda Adalet Bakanlığı’na yazılı olarak, 11 imamın 6 ay sonunda Türkiye’ye geri döneceklerini bildirir. İşlerin zorlaştığını gören Federasyon yöneticilerinden Erdinç Türkcan ve Mehmet Emin Ateş, Adalet Bakanlığı Göçmenler Dairesi Müdürü Hilbrand Nawijn’den bir randevu talep ederler. Niyetleri 11 imamın oturum ve çalışma izinlerinin uzatılmasıdır. Toplantıya, uzman kişi olarak Din İşleri Müşaviri Mehmet Kervancı da katılır. Bay Nawijn, toplantıda imamlar için MVV olarak bilinen geçici oturum izninin nasıl alınacağını anlatır. Ancak, toplantının ilerleyen dakikalarında Nawijn, “Beyler şimdi Hollanda’da 11 imam ve 66 cami bulunmakta, bu anlaşma kaç imam için geçerli olacak”? diye sorar. Böyle bir soruyu beklemeyen, Türk heyeti birbirlerine bakarlar. Türkcan ve Ateş birbirlerine bakarlar ve “100 imam diye” cevap verirler. Nawijn, bu cevap karşısında, hiç düşünmeden ayağa kalkar, elini Mehmet Emin Ateş’e uzatır ve “Tamamdır, Hollanda’ya 100 imam gelinceye kadar, bu işbirliğini devam ettireceğiz” der ve el sıkışılır.
Daha sonra, toplantıdaki Bakanlık görevlilerinden Endonezya asıllı bir memur, imamların oturum ve çalışma izinleri için, özel olarak görevlendirilir. Artık, Adalet Bakanlığı’nda HTIKDF’nun bir muhatabı vardır. Bu iş birliği, uzun yıllar bir harmoni içinde devam eder.
Görüldüğü üzere, 1980’li yılların başlarında imamlar meselesi başta olmak üzere, Hollanda resmi makamlarındaki işlemleri, Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTIKDF) takip etmektedir. Federasyon, imamların işlemlerini takip ederken, Hollanda’daki Türk toplumunun sosyal, kültürel ve dini her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için hummalı bir mücadele vermektedir. Hollanda resmi makamlarıyla ilişkiler kurulması ve bunun kurumsal hale getirilmesi kolay olmamaktadır. Zira, alanda, tüm kurumlarda etkin olan, örgütlü bir Türk sol hareketi vardır.
Ancak, HTIKDF’nun o yıllardaki yönetim kurulunda üç efsanevi isim bulunmaktadır. Bunlar, Federasyon Başkanı olarak İbrahim Görmez, Eğitim’den sorumlu Erdinç Türkcan ve Dış İlişkilerden sorumlu Mehmet Emin Ateş’tir. Federasyonun, Amsterdam’daki Grand Hotel Krasnapolsky’daki genel kongreleri, imamlara yönelik Bergen Halk Okulu’ndaki entegrasyon kursları, Hollanda’daki Türklerin Türkiye’deki hakları gibi toplantıları, hafızalarımızda hâlâ yerini korumaktadır.
İşte, günümüzde Hollanda’daki toplam 468 camiden 148 Diyanet Camisinde hizmet veren imamların, Hollanda’da çalışma ve oturum izni hikâyesi böyle başlamıştır.
Bu yıl, sırası geldikçe, bu ve benzeri, bilinmeyen hikâyeleri anlatmaya devam edeceğiz…
Veyis Güngör
3 Nisan 2024