25 yılı aşan meslek hayatım boyunca, ekonomi, siyaset, bilim, sanat ve diğer alanlarda faaliyet gösteren çok önemli ve özel insanlarla tanışma imkanı buldum. Bu birbirinden kıymetli insanlar arasında Romanya-Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Tamer Atalay’ın çok ayrı bir yeri vardır.
Bugün Türkiye ile Romanya arasında mükemmel düzeyde seyreden bir dostluk ve işbirliği varsa, bunun en önemli mimarlarından biri Tamer Atalay’dır. Romanya serüveni Çavuşesku rejiminin yıkılmasıyla birlikte başlayan Tamer Atalay, başta bankacılık olmak üzere pekçok yatırımın ve sektörün Romanya’da öncüleri arasında yer almıştır. Romanya devlet yetkilileriyle kurduğu güvene dayalı dostluk ilişkileri sayesinde, pekçok Türk firmasına kol kanat germiş onlara adeta hamilik yapmıştır. Ayrıca yıllardan beri sürekli olarak milli kültürümüzün ve değerlerimizin yaşatılması adına Tamer beyin çok önemli toplantılara ve çalışmalara öncülük ettiğini de biliyoruz.
Geçtiğimiz 26 Kasım 2014 tarihinde, Tamer Atalay beyin misafiri olarak yine Romanya’nın başkenti Bükreş’teydik. Önce Anayurt Gazetesi ve Romanya-Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası’nın organize ettiği Avrupa Birliği Fonları konulu toplantıya katıldık. Aynı günün akşamında ise yine bu kurumlarımızın organize ettiği renkli bir ödül töreninde çok hoş anlar yaşadık. Türkiye’den akademisyenler ve işadamlarının katıldığı törene Romanya milletvekilleri, Bükreş Valisi, Romanya bürokrasisinin üst düzey temsilcileri, sivil toplum teşkilatlarının yöneticileri ve Türkiye Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri katılmıştı. Türkiye’nin en değerli sanatçılarından Coşkun Sabah’ın şarkılarıyla renk kattığı ödül töreni gecesinde, beni en çok duygulandıran görüntü ise Romanya’daki çeşitli üniversitelerde öğrenci değişim programı kapsamında okumakta olan Türk gençlerinin mutluluğu oldu. Oradaki tüm öğrenciler adına konuşan bir genç, ‘’Romanya’da bulunduğumuz süre zarfında Sayın Tamer Atalay bizlere adeta babalık yapmış ve her sorunumuzla yakından ilgilenmiştir. Romanya-Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası, burada bizim adeta ikinci evimiz olmuştur. Bu akşamki törende de gönlümüzle eğlenme imkanı bulduk. Bize bu mutluluğu yaşatan Sayın Tamer Atalay ve arkadaşlarına teşekkür ediyoruz!’’
Uzun yıllardan beri tanıma şansına sahip olduğumuz Tamer Atalay, işadamlığından öte bir gönül ve samimiyet adamıdır.
Öğrencilerin kendisine sevgiyle bakan gözlerinde ben bunu gördüm. Aslında Tamer Atalay’la ilgili bunun gibi pekçok güzel hatıradan sözetmek mümkündür. Geçtiğimiz yıl Elazığ’ın Baskil ilçesinde yaşadığımız unutulmaz anlar da bunlardan biridir. Şöyle ki; Tamer beyin rahmetli babası Fahrettin Atalay, Devlet Demir Yolları’nda çalışan bir yönetici olarak uzun yıllar Baskil’de görev yapmıştır. O nedenle Elazığ’ın ve Baskil’in Atalay ailesinin fertleri arasında çok özel bir yeri ve hatırası vardır. Geçtiğimiz yıl Tamer, Kadir, Selçuk ve Deniz Atalay kardeşler, örnek bir ahde vefa davranışı sergileyerek babalarının hatıralarını yaşatan Baskil’e gittiler ve orada ‘’Fahrettin Atalay’’ adını yaşatan muhteşem bir çocuk parkını Baskilli çocuklara hediye ettiler. İşte orada, o çocukların minicik yüreklerindeki sevgi ve mutluluğun gözlerine nasıl yansıdığını gördüm. O çocukların Tamer Atalay ve kardeşlerine nasıl dualar ettiğine bizzat şahit oldum. Sadece ben değil, o anlamlı buluşmaya şahit olan başta işadamı Nezih Erdem, sanatçı Coşkun Sabah olmak üzere yüzlerce insan bu mutluluğa tanıklık etti. Şimdi bir benzerini Romanya’da, Bükreş’te yaşıyordum.
Tamer Atalay’la yaklaşık 15 yıldır tanışıyorum. Bu süre zarfında, birlikte güzel anılar yaşadık, pekçok bilinmeyen konunun gün yüzüne çıkarılmasına vesile olduk. Bunlardan biri Moldova Nov Şehri ile Sırbistan’ın tam ortasından geçen Tuna Nehrindeki Yasak Ada hatırasıydı. Bölge halkı yıllardır Büyük Hun İmparatoru Atilla’nın kayıp mezarının ve hazinesinin bu Yasak Ada’da olduğuna inanıyordu. Bu iddianın doğruluğunu araştırmak için Tamer Atalay’la birlikte, yanımıza bilim adamlarını da alarak Yasak Ada’ya girdik. Tamer bey, Romanya’da kurduğu sağlam dostluk ilişkileriyle kısa sürede giriş izinlerimizi almıştı. Ada’da çekimler ve röportajlar yaptık ve bunu televizyonda yayınladık. Yayınımız büyük ses getirdi. Sonradan öğrendik ki, Macar Devleti de konuyla yakından ilgilenmiş. Önümüzdeki aylarda bu adada kazı çalışmalarına başlanacağı bildiriliyor. Mezar ve hazine bulunur mu bulunmaz mı bilemiyorum ama bir dönemin gündeme gelmesi adına, Tamer Beyle birlikte önemli bir misyon üstlendiğimizi düşünüyorum. Türk tarihine ve kültürüne aşinalı ile de tanıdığımız Tamer Atalay’la birlikte araştırdığımız konulardan biri de Romanya’daki son Türk toprağı Ada Kale’ydi. Balkanlarda ecdattan yadigar kalan Ada Kale, Tuna Nehrinin ortasında kalan bir kara parçasıydı. Türk kahvesiyle ünlü bu adacık, dönemin yöneticisi Çavuşesku’nun almış olduğu bir kararla baraj sularının altında bırakılmıştı. Adanın yüzlerce yıllık Türk sakinleri çaresiz bir şekilde göç etmek zorunda bırakılmıştı. Böylece yüzyıllar boyunca güzel günlere, hatıralara şahitlik etmiş bu Ada Kale’deki ecdat yadigarlarının bir kısmı başka bir adaya nakledilmşti. Hüzünlü bir hikayeydi bu. Ada’yla ilgili araştırmalarımız sırasında Tamer Atalay, işadamlığını bir kenara bırakarak bir araştırmacı ve tarihçi sıfatıyla Ada kale’nin hüzünlü öyküsünü bizlere duygulu gözlerle anlatmıştı. Böyle pekçok hatıramız vardır Tamer beyle.
Geçtiğimiz günlerde yeniden bir araya geldiğimiz ve uzun uzun sohbet ettiğimiz Tamer beyle, bir yandan Romanya’daki türk yatırımlarını konuşurken diğer yandan da gelecekte yapmayı planladığımız
kültür ve tarih içerikli araştırmaların planlamasını yaptık. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemde Osmanlı dönemiyle ilgili pekçok hatırayı ve ilginç gerçekleri gündeme getirme imkanı bulacağız.
Ömrünün yaklaşık son 25 yılını Türkiye-Romanya ilişkilerinin gelişmesine adayan, gerçek bir vatanperver olan Sayın Tamer Atalay’ı yakından tanıma imkanı bulduğum için kendimi şanslı addediyorum. Romanya’da olduğu halde önyargılarından kurtulamayıp Tamer Atalay’ı yeterince tanıyamayanların esasen büyük bir yanılgı içinde olduklarını da belirtmeden geçemeyeceğim!