Dün BEYAZ MASADAKİ dostumun söylediklerini yazdım.
Oldukça iddialı sözlerdi.
Yazımı okuyan bir başka dost, bugün öğle yemeği için bastırdı. "Hiçbir mazereti kabul etmiyorum" dediği için beklediği yere gitmek zorunda kaldım. Konuyu merak etmiştim. "Ne konuşacak" diye aklımdan geçirdim. Beni tanırdı. Gün içinde gazeteden kolay kolay çıkmayacağımı bilirdi...
Hafif bir merakla Boğaz'a doğru indim. Beni beklediği yere ulaştığımda üst kat tamamen bize ayrılmıştı. Bahçede oturacak yer yokken manzaralı üst katta kimsenin olmaması garip geldi. "Ne o mekanı kapattın mı?" diye sordum. Gülerek cevap verdi:
1.5 saat kimse gelmesin diye rica ettim. Söyleyeceklerimi başka yerde duyma şansın yok. Yoksa "gel" diye ısrarcı olmazdım...
Bu cevapla iyiden iyiye kuşkum arttı. Yine de ilk hamleyi yaparak sohbeti başlattım...
* Neden ısrar ettin anlamadım? Ne oldu? Derdin ne?
Son yazında ABD ve Avrupa arasındaki PARA mücadelesine girmişsin. Bunu yapan çok yok.
İlgimi çekti. Bilerek mi yaptın?
* Hayır şöyle bir değindim.
Ne var ki?
Savaşların tek amacı vardır. İşgal ve zafer... Bu hiç değişmedi ama modeller değişti.
* Nasıl yani?
Artık ordular olmadan da silahlar patlamadan da sonuç alınıyor.
* Örnek verirsen daha iyi anlarım!
Londra merkezli güç ile Obama'ya destek veren güç savaş halinde. Türkiye ortada DENGE unsuru...
Savaşın ilk başladığı yıl 1999'du...
Bu tarihte Avrupa EURO'yu ortak para birimi olarak sundu. Amaç "rezerv para" olan doları tahtından etmekti.
* Ya ben ekonomist değilim niye anlatıyorsun bunları!
Bekle... Ekonomi ile siyasetin nasıl içiçe olduğunu göstereceğim...
1999'da EURO'nun çıkışı parlak oldu. Tedavüle girer girmez rezerv payı % 18'e çıktı. Bu oran giderek arttı. 2009'da % 28 oranına kadar yükseldi. Yani birçoğu ABD pasaportu taşıyan BARONLAR Londra'yı tek merkez haline getirecekti. Güneyin sefaleti sürüp Kuzey'in zenginliği artacaktı.
* Ne oldu peki?
2010'a gelindiginde Obama'nın etrafında toplanan Beyaz Amerikalılar, Türkiye'yi de ikna ederek karşı hamle başlattı. İçeride milli çizgiye oturan Ankara, bütün Arap coğrafyasını bu karara destek olmaya ikna etti. Bundan sonra BARONLARIN yönettiği bankalardan hızlı para çıkışı yaşandı...
* Eee?
Aynı yıl yani 2010'da dolar, euro karşısında eski itibarını yakaladı.
Avrupa merkezli gücün parası olan euro, dolar karşısında % 20 değer kaybetti.
* Yahu ne demek bütün bunlar? Ben Maliye memuru değilim ki!
Euro'daki bu çöküş, Avrupa merkez bankalarına tam 300 milyar dolara mal oldu. Bildiğimiz anlamda bir savaş olsaydı yani bombalar patlasa, askerler tüm Avrupa'yı işgal etseydi bile bu kadar zarar veremezdi!
* Yani Avrupa yenildi öyle mi?
Aynen... Ama şimdilik. Bu savaşın tek altın kuralı vardı:
Tassarruf eden kaybeder.
Şu an krizdeler zaten...
* Hani siyaset nerede?
Wikileaks ne sence?
Jemima Goldsmith, neden Assange'a destek oldu...
Peki Jemima kimdi?
Edward Goldsmith'in torunu.
Fransız Yahudi derneklerini ayakta tutan isim. Babası da Sir James Goldsmith'ti... Çok güçlü ve köklü ilişkileri olan bir aileydi...
* Yani?
Jemima, Wikileaks'ın kurucusu Julian Assange'ın kurtulması için 250 bin sterlin ödedi.
* Kadın Assange'ın sevgilisi değil miydi?
Bilmiyoruz. Bilen de yok! Ama daha derin ilişkiler var!
* Nasıl?
Assange, İsviçre'de İsrail gizli servisi MOSSAD'la defalarca bir araya geldi. Sızan belgeler MOSSAD'la 5 yıl süren ilişki sonucunda ortaya çıktı...
* Amaç neydi peki?
Bizim açımızdan yalan rüzgarıydı!
Ayağa kalkan Ankara'yı ABD'nin her dediğini yapan bir başkent olarak göstermekti.
Tabii sızanların gerçekle ilgisi yoktu.
Kemal Kılıçdaroğlu da çıkıp o belgelere göre Erdoğan'a yüklendi.
Yanlış yaptı. Geri tepecek bir hamleye bulaştı. Wikileaks'te Hilmi Paşa ve Aytaç Paşa, ABD'nin has adamı olarak görülüyordu. Oysa BALYOZ'u yani Neo-Conlar'ın yapmak istediği darbeyi ikisi birlikte önledi... Hatta MGK'dan tavsiye kararı almayıp tezkerenin reddi için çalıştılar...
* Nereye geldik?
Jemima ve ailesi BARONLARIN görünen yüzüydü.
Türkiye'de de bu yüzlerden var.
* Kim bunlar?
Ha sana söyleyeceğim konu bu...
* Hadi söyle yahu...
Düne kadar Türkiye'nin tapusunu elinde tutan eski BARON 4 gün önce çok önemli bir toplantı yaptı..
* Nerede?
Toplantıya katılan baronlardan birinin yalısında..
* Kimler vardı orada?
ABD'den çok önemli isimler geldi. Yerlilerle birlikte Türkiye'yi masaya yatırdı. Son kozlarını oynamak için... * Son koz mu?
Evet. Senin yazdığın gibi Türkiye bir ay içinde virajı alacak.
Buna izin vermek istemiyorlar.
Erdoğan'dan kurtulmak için yemin ettiler. Yeni Türkiye'ye büyük darbe vurmak için bütün imkanlarını seferber ettiler. İçeride o kadar işbirlikçi var ki anlatamam...
Tekrar söylüyorum 1 ay çok önemli... Çünkü devletin atacağı adımları biçmek için servetlerini ortaya koydular. Boğaz'da elleri birleşti. Ankara son raunda çıkıyor.
En önemli karşılaşma bu...
* Neden şimdi peki?
Balyoz'a destek veren patronlar tutuklamalarla sarsıldı. Amaç intikam... Masaya yumruğunu vuran Türkiye istenmiyor...
* Ne istiyorlar?
Arap Baharı'nın yaşandığı yerde okullara Türkçe dersi konuldu.
Osmanlı'yı batıranlar, Osmanlı'nın torunlarını isterler mi?
* Ankara ne yapacak? Şu günleri atlatırsak ülke uçacak.
2023'e kadar bölgenin tüm malları buradan gidecek. Çin değil, Türkiye öne çıkacak. Kültürel çıkarma daha da artacak...
Türk uçacak herkes bakacak....
(Takvim gazetesinden alınmıştır)