Bunun doğrusu “El el üstünde, kimin eli en üstte” olacaktı...
Ama gazetelerde ve televizyonda Obama’nın karşısında ayak ayak üstüne görünce, haliyle “ayak ayak üstüne” oldu...
*
“Ayak ayak üstüne” diplomasi dilinde “kendine güven” anlamına da geliyor, “güç bende” anlamına da...
Açısına göre...
Diyelim ki atılan ayak, pişman olmuş gibi üstten dolanıp, öte yandan alttaki ayağın altına burmalı girmişse “Eh... kendine göre” demek...
*
Baktım; bu maşallah camdan fazla çıkmış soba borusu gibi...
Obama’nın çene hizasında...
*
İç politikada ise daha da önemli...
Adam yerine konulduğunun fotoğrafıdır, görsün herkes:
Ayak ayak üstünde...
Artık ayak ne kadar havada olursa...
*
Bilirsiniz; Rahmetli Ecevit’in ABD Başkanı Clinton karşısında, ayağı normal yerinde, kötü bir el pençe duruşu nasıl eleştirilmişti...
Oysa Ecevit, ABD’nin karşısında en onurlu duran başbakandı...
*
Demek ki buna öğretmişler; Obama ne zaman ayak ayak üstüne atsa, aynı hızla bu da atıyor...
Kovboylardaki “tabanca çekme” gibi diyelim...
“Ayak çekme” olsun hadi...
Anında ve hızlı...
Geri kalmadan “ayak ayak üstüne” yapayım derken, bir gün Obama’nın çenesine alttan giydirecek ya...
*
“Ayak ayak üstüne” Batı kültürüdür...
Çünkü “ayak ayak üstüne” sandalye ister...
Doğu kültüründe sandalye yoktur... Birazdan uyumaya da yarayan divan ya da döşek vardır...
Eee, döşekte “ayak ayak üstüne” yapıldığında, gemici düğümü gibi karışmış ayaklarla, çişin geldiğinde gel de kalk...
*
Bu öğrenmiş ama...
Obama ile eşzamanlı..
Hop, ayak salonun ta ortasında...
Yani misafirleri saysalar, bir de ayakkabı çıkacak heyette...
*
Maksat iyi bir fotoğraf sonuçta...
Yoksa yalvar yakar ABD Predatorları verdiğinde kendi 35 vatandaşını vuran... Vermediğinde, karakolunu koruyamayıp 8 şehit veren adamın ayağı tek işe yarar yarasa yarasa:
Gitmeye...
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)