Evet, Avrupa’da son yıllarda aşırı sağ yükseliyor.

   Bu yükselişe gerekçe olarak göçmenler, İslam, ekonomik durgunluk, işsizlik gösteriliyor. Ancak aşırı sağın yükselişinin asıl nedeni AB’nin dağıtılmasıdır.

   Onun için bu negatif gelişmeden sadece göçmenler değil, yerli halk da çok endişelidir.

   Çünkü, tarih şunu göstermiştir ki aşırı sağ her zaman bir günah keçisine ihtiyaç duymuştur. Ama bu öteki ile kalmayan aşırı sağcılar, ırkçı milliyetçiler kendisinden olmayan herkesi karşısına almıştır.

   Tarihte aşırı sağın hedef gösterdiği günah keçileri şunlar olmuştur:

·       İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudiler hedefteydi. 6 milyon Yahudi’yi faşist Hitler fırınlarda yakmıştır.

·       Soğuk Savaş Dönemi’nde ise komünizm hedef seçilmiştir.

·       Ancak 1991 yılında duvarın yıkılmasıyla, yani Sovyetler Birliği’nde komünizmin dağılmasıyla aşırı sağcılar kendilerine yeni bir düşman aradılar. Bu arayış on yıl sürdü.

·       11 Eylül 2001 tarihinde Amerika’da İkiz Kuleler’in El Kaide tarafından vurulmasıyla yeni düşman (!) bulundu: İslam!

·       Ve ondan sonra aşırı sağın hedefinde artık özellikle Müslüman göçmenler yer aldı. Böylece İslam, şiddet ve terör ile ilişkilendirilip piyasaya sürüldü.

 

HOLLANDA’DA DURUM

   Hollanda’da yapılan milletvekili seçimlerinde aşırı sağcı PVV Partisi birinci parti çıkmıştı. Ancak daha sonra yapılan AP seçimlerinde ise sosyal demokrat ve yeşil sol partilerin birliği PvdaGL birinci parti olarak çıktı. Seçimlerde başarı gösteremeyen Sosyalist Parti (SP) de bu ittifaka dahil olmak istiyor ki bu alkışlanacak bir durumdur. Bu da şunu gösteriyor ki aşırı sağı durdurup faşizme geçit vermemek için bütün demokrat partilerin bir ittifak yapmaları gerekmektedir.

   Dimitrov, yıllar önce ‘Faşizme Karşı Birleşik Cephe’ kitabını boşuna yazmadı. Bu kitaptan çıkartılacak ders, yarın çok geç olmadan bütün liberallerin, muhafazakârların, ilerici demokratların aşırı sağa, ırkçı milliyetçiliğe, yani faşizme karşı bir ve beraber olması gerekiyor.

Onun için Hollanda’daki sol partilerin ittifak kurmaları çok önemli bir gelişmedir.

 

GÖÇMENLER NE YAPMALI?

   Avrupa’daki bütün göçmen sivil toplum kuruluşları kendi aralarındaki görüş ayrılıklarını bir kenara bırakıp, aşırı sağa yani faşizme karşı birlik, dayanışma içinde olmaları ve bir ittifak kurmaları çok önemlidir. Çünkü yangın çıkmadan tedbirler alınmalıdır. Yangın çıktıktan sonra alınacak önlemlerin hiçbir değeri ve önemi yoktur, olamaz da… Çünkü yangından sonra geriye sadece küller kalır.

   Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki göçmenler, önce ulusal boyutta, sonra da Avrupa boyutunda birlik oluşturmalı. Ve bu birlik ülkelerin siyasi partilerini de olumlu yönde etkilemelidir ki bir sonuç alınabilsin. Göçmenliğin ekonomik ve kültürel bir zenginlik olduğu her zaman her yerde anlatılmalıdır.

   Benim bu konudaki acizane önerim; göçmenleri aşırı sağın elinden kurtarmak için “Ulusal Azınlıkları Korumaya Dair Sözleşme” kapsamına alınması sağlanmalıdır. Ancak bizim sivil kuruluşlarımız bu önerilere kulak verip gerekeni yaparlar mı? Bunu ben bilemem top onlarda. İster yaparlar, isterlerse gelişmeleri izlerler.  

      Önemli olan insanların güven içinde yaşamalarının sağlanmasıdır.

 

Bekir CEBECİ

(Eski Güney Hollanda Eyalet Milletvekili)

19 Haziran 2024

e-mail: [email protected]