“Arap Baharı”, özgürlük, reform ve sosyal adalet talepleriyle sokaklara dökülen halkların iradesinin önünde hiçbir gücün duramayacağını en açık biçimde gözler önüne sermiştir.
Tunus’ta başlayan “Yasemin Devrimi”, sadece bu ülkenin kaderini değiştirmekle kalmayıp, tüm bölgeyi etkisi altına alan “Arap Baharı” havayolu şirketlerininde kısa vadeli olarak bu noktalara uçan şirketerin zarar etmesine neden olmuştur.
Arap Baharı, bölge ülkelerinde farklı biçim ve hızlarla sürüp gidiyor. Bu sürecin hem tüm dünya ki havacılık sektörünü , hem de Türkiye ki havacılık sektörleründe aktif rol alan kurum ve şirketler açısından çok farklı ve önemli sonuçları vardır.
Tunus, Mısır ve Libya’daki umut verici gelişmelere karşın, “Arap Baharı” ile bu ülkelere uçmakta olan havayolları ve havalimanı işletmesı yapmakta olan kurum ve şirketler kısa vadede çok maddi zararlar görsede, uzun vadede bakılırsa çok kısa zamanda mantıklı alacakları kararlarda çok büyük kazançlar elde ettiklerinin farkına varacaklardır.
TAV Havalimanları Tunus’ta 2 Havalimanı işletmekte : Enfidha-Hammamet Havalimanı ve Monastir Habib Bourguiba Havalimanı
Türk Havayolları ( THY) ise ; Tunus, Libya ( Misrata ) , Mısır ( Kahire, İskenderiye) ve Suriye’de ( Halep, Şam) gibi noktalara uçmaktadır.
“Arap Baharı” etkisini gösterdiği günden bu yana TAV ve THY pazarı kontrol etmek için radikal kararlar alarak, hizmet kesmemeye devam etmiş ciddi anlamda almış olduğu stratejik kararlarla bu işletmelerin ve hatların kapanmasında ileride kendilerini çok büyük bir tehlikenin beklediğini görerek günahıyla, sevabıyla radikal ve ileriye dönük kararlarından vazgeçmeyip başarıyı yakaladılar.
İşte Havacılık sektörünün almış olduğu radikal ve stratejik kararlarla , sektör Türkiye'yi ''Arap Baharı '' yaşayan ülkelerin Avrupası haline getirmiş ve ticari anlamda ekonomiye kan pompalamışlardır.
Havacılık Sektörünün para kaynağı olan Avrupa da ise, yaşanan ekonomik kriz , para brimlerinin ( EURO) geleceği ile kuşkuları ve işsizlik Dünya da ki havacılık sektörüne hitap eden işletmelerin artık iştahını kabartmıyor.
Avrupa ülkelerinde yavaş yavaş vizeler kalkmakta ve yerli havayolları sarsılmaktadır. Avrupa ülkelerine dikkat ederseniz havayolları artık çok cazip fiyatlara (20 eur + 50 eur + 80 eur v.b ) ücretlerle yolcularını uçurmakta ve buna zıt olarakta Avrupa ülkesinde yaşanan krizlerden dolayı alan vergilerinin yükseltilmesi krizin göstergesidir. Sözün kısası; Avrupa ülkeleri artık Havacılık sektörünün iştahını kabartmıyor aksine havayolları artık bu ülkelere olan frekanslarını azaltmakta veya çok uygun fiyatlara uçmaktadırlar.
Arap Baharı ile havayolları sevinirken, Avrupada ki krizle havayolları güç dengelerini birer birer kaybetmekte peki; havacılık sektörü nereye doğru kaymaktadır ve 2012 de Havacılık sektörünü neler beklemektedir?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Türkiyede havacılık sektörü rekora koşmakta ve Türkiyenin jeopolitik özel konumu ile transfer uçuşlarda yolcu sayısında inanılmaz derecede artış söz konusudur. Sektör Avrupada kan kaybetsede ,Türkiye'nin jeopolitik konumu göz önüne alınarak Asya ve Afrika Kıtalarında kendilerine kan pompalayabilirler.
2012 Yılında havacılık sektörünü çok zor günler beklemektedir. Çünkü; havacılık sektörünün merkezi Asya ve Afrika’ya kayacaktır. Kısacası, havayolları bu hatlarda alacakları stratejik ve mantıklı kararlarla para basacaklardır. Şimdiden bu ülkelerde ciddi anlamda araştırmalar yapılması uçulacak hedef ülkelerin ve frekansların belirlenmesinde hızlı adımlar atılmasında fayda var diyorum..
Buna paralel olarak Türkiye zamanla bir çok yabancı havayolunun yolcularını transfer yapacağı bir köprü ülke olacaktır. Bu nedenle 2012 yılında Türkiye'de ayakta kalmayı başaracak özel havayolu şirketlerine biraz daha dişlerini sıkmalarını ve çok kısa zamanda bir çok havayolunun yolcularını güvenliği için Türkiye'yi ara nokta ilan edeceklerini ve bu transfer aktarmalarla kapınızı çalacaklarını belirtmek isterim.
Devlet Hava Meydanlar İşletmesi (DHMİ) kasım ayı uçak, yolcu ve yük istatistiklerini açıklaması bunlara en güzel örnektir.
11 aylık dönem sonunda havalimanlarından geçen yolcu sayısı 110 milyonu aştı. Kısaca istatistiklere bakarsak tahminlerimde yanılmadığımı göreceksiniz..
Türkiye genelinde iç hat uçak trafiği, bir önceki yılın Kasım ayına göre, % 13,8 artışla 46.530 oldu. Dış hat uçak trafiği % 8,5 artışla 30.115, toplam uçak trafiği ise % 11,7 artışla 76.645 oldu. 2011 Yılı Kasım ayında, Havalimanı ve Havaalanlarımızdan toplam 8.191.167 yolcu hizmet aldı, geçen yılın Kasım ayına göre yolcu sayısı iç hatlarda % 16,1 artışla 4.779.478, dış hatlarda % 13,7 artışla 3.411.689 oldu.
Kasım ayı itibariyle yolcu ve uçak trafiğindeki artışlara paralel olarak yük taşımacılığı, % 13,3 artışla 162.872 ton olarak gerçekleşti.
2011 Kasım Ayı sonu itibariyle ise; Türkiye Geneli iç hat yolcusu % 15,6 artışla 53.847.797' ye, dış hatyolcusu % 13 artışla 56.379.160'a, toplam yolcusu ise % 14,2 artışla 110.226.957'ye ulaştı.
2012’de tüm dünya bölgelerinde havayolu şirketlerinin karlılığında kötüleşme gözlenecek.
Euro bölgesinde yaşanan krizin en kötü senaryo tablosunda bir bankacılık krizine dönüşmesi ve bir resesyonun başlaması halinde global havacılık endüstrisinin 2012’de tahmini 8 milyar doların üzerinde bir zararla karşı karşıya kalacağı belirtmek isterim.
“2012’de havayolu şirketlerinin karlılığını etkileyecek en büyük risk unsuru Avrupalı hükümetlerin borç krizini çözememesi halinde Avrupa ekonomilerinde ortaya çıkacak sarsıntı ile bu ülkelere uçan tüm havayolları ciddi anlamda çok büyük zararlar edecektir.
2012’de yaşanılmazı kaçınılmaz olan krize hazırlıklı olun..
Havayolu İşletmelerine kısacası uyarı olarak…! 2012 yılında hangi ülkelere , hangi frekanslarla uçacağınızı önceden araştırın, Avrupadaki ülkelere olan frekanslarınızı azaltın, Arap Baharı yaşayan ülkelere ve Asya-Afrika kıtalarına yeni güzargahlar ekleyiniz.
2012 jeopolitik konumunuzu kullanma ve alacağınız stratejik mantıklı kararlara ciddi anlamda büyüme yılınız olabilir. Bu arada Avrupadan gelmesi beklenen ekonomik krize hazırlıklı olmalısınız.
Saygılarımla…