Irak'taki son Amerikan bayrağı geçen hafta içinde indi. Bu 'çekilme' resmi, ABD'nin Irak'ta batışını da sembolize ediyordu.

20 Mart 2003'te Irak'ı işgale başlayan ABD, üç hafta sonra "zafer"ini ilan etmişti. Dabılyu Bush'un spikerliğini yaptığı bu "zafer"in, sonraki yıllarda Washington için ne denli ağır bir mağlubiyete dönüştüğünü hep birlikte gördük.

Irak işgalinde 167 bin Amerikan askeri görev yaptı. Irak'tan çekilme süreci, henüz Dabılyu Bush başkanlık koltuğunda oturuyorken, 2007 Şubat ayından itibaren "gizlice" başlamıştı.

Obama döneminde çekilme takvime bağlanarak hızlandı. Aralık sonunda kalan dört bin Amerikan askeri de Irak'tan çekip gitmiş olacak.

Sekiz yıl önce Saddam'ın devrildiği günlerde, "ABD, en az yirmi beş yıl Irak'ta kalır" diyenlerin kulakları çınlamıştır, herhalde...

*

ABD, Irak'tan resmen çekilirken devasa bir enkaz bıraktı.

Resmi rakamlar, Irak'ta 120 bin sivilin öldüğünü söylese de, aslında 1 milyonu aşkın Iraklının hayatını kaybettiği vurgulanıyor.

*

ABD askerlerinin; Irak'taki sivilleri, masumları, özellikle de çocukları kasten öldürdükleri birçok defa ispatlandı.

*

Wikileaks belgelerinde bile...

Amerikan askerlerinin 2006'da bebek cinayetlerini ört bas etmek için "Masum insanların evlerini bombaladıkları" itirafı yer aldı.

*

Ebu Garip Cezaevi'nin, sistematik bir işkence mekanına dönüştüğü 2004'te ortaya çıktı.

"Zulümlerden zulüm beğenilen!" işbu işkence zincirinin dönemin Savunma Bakanı Rumsfeld'e uzandığı anlaşıldı.

*

Binlerce Iraklı kadın tecavüze uğradı.

Bir buçuk milyondan fazla insan, Irak sınırları içinde göç etti. İki milyon civarında Iraklı da mülteci oldu.

4 milyon Iraklı ise açlığa mahkum yaşıyor.

Halkın yarısına yakınının...

Ailesinden en az birisini kaybettiği bir işgaldi, bu...

Irak'taki ABD, bombalanan camiler, yağmalanan tarihi eserler anlamına da geliyordu.

ABD'nin Irak'a demokrasi ve özgürlük getirme yalanıyla gelen, dehşet mi dehşet insanlık faturasının satır başları, işte böyle!

*

"Bush'un zulmü, Saddam'ın zulmünü fersah fersah geride bıraktı!"

Evet, Iraklılar aynen böyle diyorlardı.

Saddam'dan kurtulan Irak halkı...

Sonrasında, Amerikan bayraklarını yakar hale geldi!

*

Vaktiyle Irak'a diktatör yaptıkları, İran'ın üzerine sürdükleri Saddam'ı...

Yıllar sonra, mahkemesinin tamamlanmasını bile beklemeden idam ettiler:

Sam Amca, Saddam Hüseyin'in "ABD'nin bütün günahları" hakkında konuşmasından korkmuştu.

*

ABD'nin "Irak'a demokrasi getiriyoruz" yalanı, uydurma savaş gerekçelerinden yola çıkmıştı!

Kitle imha silahı yalanları...

Dabılyu Bush ve adamlarınca New York Times'ın (Judith Miller imzalı) haberleri üzerinden bütün dünyaya pazarlandı.

Dönemin Dışişleri Bakanı Colin Powell, Irak savaşını (güya) temellendirmek hesabıyla BM'de sahte "kanıt"larla resmen çizgi film oynattı.

Sonuçta ne oldu?

Aynı Powell, aradan sekiz yıl geçtikten sonra (geçtiğimiz aylarda) BM'deki o konuşmasından çok ama çok pişman olduğunu söyledi; kitle imha yalanını itiraf edenler kervanına katıldı.

*

Ya içeridekiler?

Gayrı meşru Irak Savaşı'nı gururla ve heyecanla destekleyip, kitle imha silahı yalanları başta olmak üzere ABD'nin savaş politikalarına canla başla destek veren...

İçimizdeki Amerikan Muhipleri (özellikle de solcusundan sağcısına, liberalinden muhafazakarına kadar medyadakiler!) Irak'ta Amerika ile birlikte kaybetmişlerdir.

Onlar, Yalan Rüzgarı'nın peşine takılıp...

ABD'nin Irak'taki KİRLİ savaşını "meşru" imiş gibi göstermeye çalıştılar; Amerikan askerlerinin kasten öldürdükleri sivillerin sayılarını çok düşükmüş gibi sunmaya çabaladılar; hatta Ebu Garip'i 'hasıraltı etmeye' yeltenenler bile oldu.

Haliyle...

Irak'ta inen o son ABD bayrağı...

İçimizdeki iliştirilmiş takımının da yenilgisini sembolize ediyor.