TBMM Başkanı Cemil Çiçek CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Meclis çatısı altında cemevi açılması yönündeki talebine olumsuz yanıt vermiş. Bu olumsuz yanıta referans olarak da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, "Alevilik İslam içi oluşumdur, ibadet yeri de camidir" fetvasını göstermiş. Diyanet'in vermiş olduğu fetvanın ilk kısmını tartışmayacağım. Çünkü ben de Aleviliğin kesinlikle İslam içi bir oluşum olduğuna inananlardanım. Ancak, "Bir oluşumdur" deyip kestirip atmanın da aslında İslamiyet'in özüne saygısızlık olduğunu düşünüyorum.

Çünkü Alevilik sadece bir oluşum değil, İslamiyet'i farklı yorumlayan bir mezheptir!
Böyle olduğu için de zaten Türkiye'de Sünnilikten sonra en çok mensubu olan bir inanç tercihi olmuştur. Böyle olması çok doğaldır. Zira sorguladığınızda dayandığı temeller ile Sünniliğin hiçbir farkı yoktur. Kutsal kitabı Kuran-ı Kerim, o kitabı insanlığa anlatması için Allah tarafından elçi seçilen Hz. Muhammed de inanılan peygamberdir gerçek Aleviler için.

Tek fark vardır o da Hz. Muhammed'in İslamiyet'i insanlığa anlatmak için yola beraber çıktığı, biricik kızını emanet ettiği yürekliliği ve cesareti nedeniyle onu Allah'ın Aslan'ı diyerek taçlandırdığı Hz.Ali'ye ve onun katledilen evlatlarına duyduğu sevgi ve saygı ve Ehl-i Beyt ve Oniki imamlara olan aşırı bağlılıktır.

Peki bu bağlılık 'Elhamdülillah Müslümanım' diyen mütedeyyin birini rahatsız eder mi? Edebilir mi? Mümkün mü Müslüman olduğunu söyleyen birinin Hz. Muhammed'in soyunu devam ettiren Hz. Ali'ye ve onun evlatlarına duyulan bu bağlılıktan ve bu bağlılığı esas alan bir inançtan rahatsız olması?
Mümkün değil dediğinizi duyar gibiyim.

Peki o halde neden devletin din işlerine yol vermekle, inançta eşitlik sağlamakla mükellef olan Diyanet Aleviler'e karşı ayrımcılık yapıyor?
Neden, "İbadetimi cemevinde yapmak istiyorum" diyen Alevilere ısrarla camiyi işaret ediyor? Neden biliyor musunuz? Çünkü Alevilerin dışarıya verdiği fotoğraf bunu gerekli kılıyor!

Maalesef sorun Diyanet'te değil! Sorun Alevilerin kendisinde.

Birlik yok! Dirlik yok! Bütünlük yok! Karman çorman bir resim var ortada ve bu resimde de milyonlarca insan var.
Kimi diyor ki mesela; "Aleviyim. Elhamdülillah Müslümanım. Hz. Muhammed Peygamberim. Hz.Ali'nin yolu yolum. İslamiyet'in bütün ritüelleri de düsturum!" Kimi diyor ki; "Aleviyim. Elhamdülillah Müslümanım. Hz. Muhammed Peygamberim. Hz. Ali'nin yolu yolum. Ama ben camide değil, cemevinde ibadetimi yaparım. Dedelerim bana ne yol gösteriyorsa ona göre inancımı yaşarım!"
Kimi ise diyor ki; "Aleviyim evet ama Müslüman değilim. Aleviliğin kökü İslamiyet, Peygamberi Hz. Muhammed, Hz. Ali'nin yolu da yolum değil! Bizim yolumuz başka bir yol!"

Kimi de diyor ki Meclis'te cemevi yapılması talebi reddedilen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün gibi; "Alevilik başka bir dindir!
İbadeti cem, ibadet yeri de cemevidir!"

Bakıyorum şimdi bu resme ve emin olun bir Alevi olarak bile benim kafam allak bullak oluyor. Soruyorum tabii haliyle; "Ya peki ben hangisindenim?
Ben nasıl bir Alevi'yim?"

En sonuncusuna yani Hüseyin Aygün'ün, Diyanet'inkine taş çıkartacak "Alevilik başka bir dindir!" fetvasına ise iyice dumur oluyorum. Panik halde geveliyorum tabii ondan sonra da; "Yahu Alevilik başka bir dinse peygamberimiz kim o zaman? Kitabımız hangisi? Şartları nelerdir? Ne yani şimdiye kadar ettiğim dualar filan boşa mı gitti? Yanlış mı yaptım? Ne yapacağım peki bundan sonra?
Kime sığınacağım? Kimden yardım alacağım?"

Dayanamayıp sonunda Alevilik konusunda bilgisine güvendiğim bir başka Dersimli olan Cafer Solgun'u arıyorum. Aktarıyorum az evvel okuduğunuz satırlardaki endişelerimi. O da diyor ki; "Valla ben de bilmiyorum. En iyisi Aygün'e sormak lazım. Madem Alevilik başka bir din filan diye çıktı ortaya. O zaman altını da doldursun. Doldursun da biz de hakikaten hangi dinin mensubuymuşuz gerçekte öğrenelim!"

Evet. Galiba en iyisi Aygün'ün ikinci fetvasını beklemek. Bakalım ne diyecek? O müthiş, "Alevilik dindir! İbadeti de cemdir!" teorisinin altını nasıl dolduracak?

(Sabah gazetesinden alınmıştır)