İnsanlar art niyetli olunca yasayı da durdururlar, uygulamayı da.
Geçmiş CTP BG-DP UG hükümetinin işbaşına geldikten sonra “üzerinde çalışma yapıyoruz” diyerek halen yürürlükte olan “Vatandaşlık Yasası”nı askıya almaları ve uygulamasını durdurmaları mevcut kurallara ve anayasamıza aykırı bir davranıştır. Hiçbir hükümetin yürürlükte olan bir yasayı durdurma yetkisi yoktur ve böylesi bir davranış alenen suç işlemektir. Geçmiş hükümet de bu suçu işlemiştir.
Günümüzde, vatandaş olmanın tüm kriterlerine uyan ve vatandaş olmak için senelerce önce başvurusunu yaparak halen daha vatandaşlık bekleyen binlerce insan bulunmaktadır. Sudan bir gerekçe ile bu kişilerin yasal haklarını askıya almaya ve bekletmeye hiçbir hükümetin yetkisi yoktur. Yenisini yapıyorum diyerek mevcut yasayı durdurma yetkisi de yoktur hükümetlerin.
Vatandaş olmanın tüm kriterlerine uymuş ve vatandaş olmak için senelerce önce başvurusunu yapmış olan kişileri, kendilerini haksız yere beklettikleri ve vatandaş olma haklarından mahrum ettikleri için Ağustos 2013- Temmuz 2015 yılları arasında görevde bulunmuş olan CTP BG-DP UG hükümetini yürürlükte olan Yabancılar ve Muhaceret Yasasını mevcut yasalara ve anayasaya aykırı olarak durdurdukları ve işlemez hale getirdikleri için dava etmelerini ve tazminat talebinde bulunmalarını öneriyorum.
Bu ülkede ırkçılık yapmaya, ırk ayırımında bulunmaya ve vatandaş olmak hakkını elde etmiş kişileri “Yeni yasa hazırlığı yapıyoruz” gibi saçma sapan ve kurallara aykırı bir gerekçe ile bundan mahrum etmeye hiç kimsenin ve hiçbir hükümetin hakkı yoktur.
KKTC Meclisi’nde programı okunmuş ve güvenoyu aldığı vakit icraata başlayacak olan CTP-UBP koalisyonunun Ömer Kalyoncu Başbakanlığındaki hükümetinin ilk işi yürürlükte olan mevcut yasalarımıza aykırı olarak bir evvelki hükümet tarafından uygulaması durdurulmuş “Yabancılar ve Muhaceret Yasasını” derhal uygulamaya koyması ve son 2 yıldır değerlendirme bekleyen vatandaşlık başvurularını ivedilikle sonuçlandırması gerekmektedir. Vatandaş olmayı haketmiş kişileri vatandaş yapmaktan niye korkuluyor pek de anlamış değilim. Vatandaş kendisine hizmet verecek esnaf, zanaatkar beklerken, turizm sektöründe hizmet verecek eleman bulunamazken, ekonominin canlanması için nüfusa gereksinim varken ve de askerlik süresini kısaltmak için gençlere ihtiyaç duyulurken 2 yıl gibi çok uzun bir süre vatandaşlıkların askıya alınmasını anlamak mümkün değil. Ülkemizde halen yaşamlarını sürdüren ve burasını vatan addetmiş kişileri de hayatlarından bezdirmek için niçin bu denli zorluklar çıkarılmakta, bunu da anlamakta zorluk çekiyorum.
21. yüzyılın ilk çeyreğinde, KKTC gibi üniversite eğitimi almış kişilerin nüfusa oranının dünya ortalamasının üstünde olduğu bir ülkede böylesi ırkçı, kafatasçı ve gerici bir düşünce ve uygulamanın yürürlükte olması anlaşılır bir şey değil. İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayanlar, onlarca insanın öldüğü terör eylemini bile alkışlamak için yüzlerine liberal maskesi takan kişiler, vatandaşlık konusuna gelince dünyanın en ırkçı ve ırk ayırımı yapan kişiler oluyorlar. KKTC’de doğan çocukların doğum kâğıtları üzerine ırkçı, ayırımcı ve faşist bir uygulama olarak tanımlanacak şekilde yaklaşık 10 cm genişliğinde kırmızı renkte koskoca bir mühürle “KKTC Vatandaşı değildir” kaşesinin vurulması, KKTC için “yüz karası” bir uygulamadır.
Böylesi çirkin bir uygulamayı düşünen, yaratan ve uygulamaya koyan hastalıklı beyinleri kınıyorum. Bu kişiler hayatları boyunca bu utancı alınlarında taşıyacaklardır. Hep birlikte göreceğiz ki, ileriki yıllarda bu çirkin davranış, bu insanlık dışı ve insan haklarına aykırı uygulama, KKTC’deki okullarda okutulacak olan tarih kitaplarına, KKTC halkı olarak utanç duyacağımız kınanılması gereken bir uygulama olarak geçecektir.
Kalyoncu Başbakanlığındaki CTP-UBP hükümeti bu utanç verici uygulamaya derhal son vermeli ve vatandaşlık hakkını kazanmış kişilerin başvurularını, hiç gecikmeden ve bekletmeden uygulamaya koymalıdır.