KKTC’de doğmalarına ve 18 yıl gibi çok uzun bir dönem KKTC’de yaşamalarına rağmen iş başındaki bazı kişiler tarafından insanlık suçu işlenip vatandaş yapılmayan kardeşlerimizin konusu gerçekten de yürekler acısı.
Ekonomimizin daha iyiye gitmesi ve Kıbrıs konusunda da söz sahibi olabilmemiz için nüfusumuzun artması gerektiği kesin ve doğru bir olgu. Rumlar ne derse desin nüfusumuzu arttırmamız gerekmektedir ada üzerinde söz sahibi de olmak istiyorsak.
Hem askerlik kısalsın derler, hem de nüfus artışına karşı çıkar bu hastalıklı beyinler. Askerlik kısalsın diyerek popülizm yaparlar ama nüfus artışına da mani olduklarından sınırları kimin bekleyeceğinin hesabını da yapmazlar veya da yapmak istemezler.
Kıbrıs konusundaki müzakerelerin dönüp dolaşıp nüfusa dayanacağını, Rumların bu kişilerin yardımı ile Kıbrıslı Türklerin nüfuslarının artışını önleyip belli bir yüzdelik altında bırakarak, azınlık sınıfına sokmak isteyeceklerini, bu aşamaya gelindiğinde de Rumların “nüfusunuz kadar konuşun, bu nüfusla siz siyaseten eşit haklara sahip ortak değil azınlık olabilirsiniz ancak” diyeceklerini unutmuşa benziyor, nüfus sabitleme zaptiyeleri!
Nereden çıktı bu Rum hayranlığı ve barış adına Rum’a hizmet etmek sevdası hiç de anlamış değilim.
Bu hastalıklı beyinlerin bir başka uygulaması da Türkiye’de veya da başka bir ülke de yaşam boyu çalışıp emekli olarak, hayatlarının son baharını huzur içinde geçirmek için adamıza gelen kişilere olumsuz davranmak, zorluk çıkarmak ve gelmelerine mani olmak. Bundan daha aptalca bir karar ve uygulama olamaz. Başka bir ülkede kazandığı parayı KKTC’ye getirecek ve yaşam boyu harcayacak, üstelik benim ülkeme de herhangi bir yük olmayacak. Tüm devletler emeklilere kapılarını açar ama biz kaparız. Bu denli akıllı kişiler bizim bürokratlarımız ve yöneticilerimiz.
Bu konuda aşağıda, bana gönderilmiş mail mesaj her şeyi açıklamakta. Ne denli beceriksiz olduğumuzu da gözler önüne sermekte.
“Merhabalar Ata Bey. Sizin “……. Gazetesinde” 10 Haziran 2015 te yayınlanan Vatandaşlık ile ilgili yazınıza istinaden bu mesajı yazıyorum çünkü kimseden doğru bilgi alamadım. Ben ve kardeşlerim Türkiye'de emekli olduktan sonra Nisan ayı içerisinde Girne Lapta'da bir ev kiralayıp yaşamaya başladık. Oturma izini için Polis Kaza Müdürlüğüne gittiğimde bana gerekli evrakları söyleyip Lefkoşa'da Muhaceret Müdürlüğüne gitmemizi söylediler. Biz de Muhaceret Müdürlüğüne gittiğimizde oradaki sekreter, kesinlikle “oturma izini alamazsınız sadece mülk sahibi olursanız oturma izini alabilirsiniz” diye söyledi. Ben de çelişkide kaldım acaba hangisi doğru söylüyor. Sizden doğru bilgiyi alacağım kanısına vardığımdan bu mesajı yazdım. 60 yaş altında, emekli ve bankada belli miktar parası olan birine oturma izini verilebilir mi? Eğer beni bilgilendirirseniz çok sevinirim. Sizi sorunumla rahatsızlık verdiğim için çok özür dilerim. Saygılar”...G.S.
Bana bu yazıyı gönderen kişi kendi ülkesinde emekli olmuş, KKTC’ye gelmiş ve ev kiralayarak hayatının geri kalan kısmını ülkemizde geçirmek kararı almış. Biz bu insanlara hastalıklı beyinlerin hastalıklı uygulamaları nedeni ile son derece akılsız bir şekilde, batı ülkelerindeki tüm uygulamaların aksine “Git paranı nerede harcarsan harca ama KKTC’ye gelme” diyoruz, sanki de patlamış bir ekonomimiz varmış da, ülke olarak ilave gelire hiç gereksinimimiz yokmuş gibi…