İki aydır süren koalisyon çalışmaları ilkeler manifestoları ile epey eğlenceli bir hal aldı.
Önce CTP’nin orta vadeli mâzisi boyunca bir kaç kez apaçık bir şekilde çiğnediği ilkeleri ile başlayan dizin kendisini birinci olmuş parti gören HP’nin sevinç duyan şerhleri ile TDP’nin mecliste adeta 20 vekili varmışçasına 'döktügü' destanla devam etti...
Ortaya çıktı/çıkacak seçime endeksli hükümet formülünün herhangi bir ilkeye yaslanacağı yok ama siyaset dediğin ne de olsa ilkeler için yapılır değil mi!
Size esas ilkeleri yazayım.
Hem ben de az ‘popülizm’ yapayım...
Siyaset veya politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış değildir.
Öyle midir?
Peki, ama devlet nedir?
**
İş bu evrensel söylemleri ezber etmeli evvela...
- “Size çok iyi bir hayat vaat ediyoruz ama bize oy verin.”
- “Şimdi bize katılmazsanız, sizi savunacak kimse kalmayacak.”
- “Sizi kurtaracağız ama mücadeleye katılın.”
- “Her şey harika olacak ama önce biraz para çıkın.”
- “Hizmet getireceğiz ama itiraz etmeyin.”
- “Lidere ve ideolojiye inanın, o her şeyi düzeltecek.”
Evir ya da çevir...
Ne bir eksik ne de fazla.
Köy ya da kasaba...
Washington ya da Ankara...
Söylenecek olan bu 6 laftan ibarettir.
Siyasette amentü sayılır.
Gelelim bize;
İlkelerimiz kararlı bazı sebat noktaları içerir.
**
Nepotizmden dönme...
Meyhanede iş bağla.
Utanma, arlanma, mahcubiyet duyma…
Yalakalıktan şaşma...
Zinhar yalan diye bir şey yoktur…
Dün dündür, bugün de bugün...
Sol göster, sağ vur…
Sağdaysan, sola dön…
Federasyon yahut iki devlet;
Birine kendini dâhil bul.
Çok konuş, az bağır.
‘Elçiliğe’ yol bağla.
Mecliste kürsüden şaşma.
Aynı anda hem aile babası hem de yurtsever ol.
Unutma: Çoğunluk için yönlendirme mantıktan önde gelir.
Ama daha önde gelen ‘bölgen’dir.
Satın alamayacağın medya ile dost, ‘sahibini’ kestiremediğin gazeteci ile düşman olma.
Umulur ki böylece sen, siyasette belki ilkeli olabilirsin...
(kibrispostasi.com)