Kadınların sinirlerini oynatacak günlere yeniden döndük..
Bugün futbol başlıyor..
Erkek milletini, her hafta sonu “zaman makinesinden geçirip” çocukluk günlerine götüren futbollu günlerin mübarek aylarına girdik..
Nikâhlı kadınlara her maç günü “Ben bu adamla mı evlendim?” sorusunu tekrar tekrar sordurtan futbollu günlerin mübarek ayları yılın üçte ikisini götürüyor..
Eski takvimdeki “Recep, Şaban, Ramazan” diye bildiğimiz mübarek üç ayların futboldaki karşılığı, lig takviminde “Birinci devre ve ikinci devre” olarak tam sekiz ay sürüyor..
Mübarek aylarda kavga, niza haram..
Futbolunkinde tam tersine.. Alay, kişiliğe saldırı, ağız dalaşı, kavga serbest..
O kadar mutlu olabilirsin ki keyfinden sağa sola ateş açıp, balkondaki insanları bile avlayabilirsin..
“Şike meselesi” erkek kısmının biraz ağız tadını bozdu ama o kadar işte..
Şike dosyaları dünyada eşi benzeri olmayan muhteşem “Adalet Sistemimize” emanet edildi, bu sayede maçlar yeniden başlıyor..
“Sanığa soruldu.. Yaz kızım..
Bilir kişiden görüş almaya karar verildi..
Adı geçen tanığın çağrılmasına..
Tahliye taleplerinin reddine..
Duruşmanın üç ay sonra 14 Ocak 2012’de..”
Kaplumbağa Olimpiyatları’nın hız rekortmeni adli sistemimiz bu..
Herkes biliyor ki neresinden bakarsan bak yetmiş küsur dosyalık bu davanın sağlam iki senesi var..
Sanıkların tutukluluk hâli sürecek, buna karşılık kimse delil karartamayacak..
Masum olan, ‘tele-kulak’ın azizliğine uğrayan, nahak yere yatan yani delil karatma ile işi olmayan sanıkların ise hayatları karartılacak..
TEMİZ TOPLUM
Şike meselesinin kökünden temizlenmesini bunun için istiyoruz..
Hükümet adamlarının verdiği rakamlara göre yüzde yirmi beşi kaçak elektrik kullanan, yani elektriği çalarak yaşayan ahalimiz de “temiz toplum” istiyor..
Hazine arazilerini “gariban” görüntüsü ile işgâl ederek gecekondusunu dikip, seçimden seçime tapu avına çıkanlar da “temiz toplum” meraklısı..
“Allah yarattı..” demeyip, karılarını düzenli olarak döven, üç dört milyon koca bozuntusu da “temiz toplum” fedaisi..
Maliye’ye bilinçli ve düzenli olarak vergi takıp, üç beş senede bir “borç yapılanması” adı altında çıkarılan aflardan sebeplenerek “Bakın, yine sütten çıkmış ak kaşık oldum” diyen milyonların da birinciye gelen talebi “Temiz toplum..”
İstemeyeni yok..
Toplum ne kadar kirleniyorsa, başkası için de temizliği o kadar istiyor..
Bu da memleketimizde sosyoloji bilimi ile uğraşan ne kadar adam var, cümlesini dumura uğratıyor..
Biz isteyelim de..
“İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü..”
Adli sistemimiz “inmeli..”
Hatta “yatalak” ama Allahıma şükürler olsun “dinleme sistemimiz” turp gibi..
Temiz toplum isteyen büyüklerimiz bu sayede herkesi dinliyor..
Hatta kendisi de büyük olanlar bile daha büyükler tarafından dinleniyor.. Meclis kulislerinde dahi herkes kaşıyla gözüyle konuşur olmuş..
Vatandaş sanki aralarında konuşmuyor da “Altı Kol İskambil” oynuyor..
Çeneyi oynattın mı elimde Papaz var.. Dilinle dudağını yaladın mı Vale.. Göz kırptın mı As, yanağını şişirdin mi Dam..
Bunun da şifresini çözsünler bakalım..
BİZE MEHELDİR
Yetmiş dört milyon vatandaşın elinde kırk küsur milyon adet cep telefonu var..
Herkes kendini dinletmek için cep telefonunu yanından eksik etmiyor..
“Efendim ben telefonda şifreli konuşurum.. Ek yerimi belli etmem..”
Telefonda konuşman şart değil ki.. Cihaz cebindeyse sohbetini de dinleyebiliyorlar.. Kötü bir şey mi?
Tövbe haşaa.. Niyetim hükümet adamlarına, özellikle
de “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyete” muhalefet değil.. Hem kötüler bu sayede yakayı ele veriyor..
Sen konuşmazsan.. Ben konuşmazsam.. Nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa?
Şike meselesinde çanak çömlek bu sayede patlamadı mı?
Dinleye dinleye buldular şike olaylarını.. Kimlerin maçlara fesat karıştırdığını..
Telefon kayıtları “Temiz Toplum” için bahane oldu..
Aha! Daha dün akşamki ajanslar bir fuhuş çetesinin çökertildiğini, sanıkların dinlemeye takıldıkları için yakayı ele verdiğini anlatıyorlardı..
Sen müşteriye yolladığın kızların müjdesini verirken “Dört tavuk yolluyorum, dördü de semiz..” dersen seni dinleyen vatansever kardeşimiz kıllanmaz mı?
Bu devirde kim bir oturuşta dört tavuk yiyor.. Hem de semizinden?
Belli ki tavuğun semizi, toplumun temizine aykırı.. Orta yerde “Tavukları döndermişem.. Hacıyı da çarşıya göndermişem..” durumu var..
Düüüt!! Interpol olay yerinde..
İLERİ DEMOKRAT
Şahsen bu “dinleme” işini ben “ileri demokrasinin” olmazsa olmazı olarak görüyorum..
Demokrasi dediğin şey ahalinin lafını dinletmesidir..
Bu günlere gelene kadar kimse ahalinin ne dediğini dinlemiyordu..
Allah büyüklerimizden, hükümet adamlarımızdan razı olsun..
Kapılarında mor sürüler sağılsın.. Ambarlarını arpaydı, darıydı; tıka basa doldursun..
Onların hamiyeti sayesinde vatandaşın sözü dinlenir oldu..
Hükümet adamlarımız bu sayede vatandaşın ne istediğini, ne düşündüğünü hatta ne haltlar yediğini elifine kadar biliyor..
Kim temiz, kim karanlık iş peşinde, hepsi ellerindeki kara defterde yazılı..
“Ustamın adı Hıdır.. Öz demokrasi budur..”
Tek eksiğimiz, onlar bizi dinlediğinden ıcığımıza kadar her şeyimizi biliyor.. Biz onları dinleyemediğimizden hallerini, ihtiyaçlarını bilmiyoruz..
Bir gün o da olur inşallah!
Bitmeyen şike davalarına bu gözle bakın, bugün başlayacak olan futbollu günlerin tadını çıkarın..
Hakemler mi? Bildiğiniz gibi..