Bugün sözde bayram. Nefret üstüne, şiddet ve korku yaratmaya dönük bayram olur mu?

Meydanları dolduracak olan Kürt kökenli vatandaşlar bir gün gelecek, uğradıkları istismarın uğursuz amaçlarını fark edecekler, kendilerini isyana kışkırtan ırkçılara isyan edeceklerdir.

Nevruz ruhuna ihanet eden eli kanlı terör baronlarını karanlık niyetleri ile orta yerde sipsivri bırakacaklardır.

Bu hayalin hemen bu Nevruz’da, bugün gerçekleşeceğini umamayız. Ama çok uzak olmayan bir gelecekte bu uyanışı yaşayacağız.

İhtiyacımız olan şey cesaret ve basirettir.

Halka karşı terör uygulayan zalimler siyaseti çarpıtıyorlar. Bunların derdi kitleleri politik amaçlarla harekete geçirmek, nefret duygusu ile başkalaştırmaktır.

Oysa bölgemizde Kürtler dört ülkeye dağılmış olarak yaşıyor ve insanlık onuruna sahip tek yaşamı Türkiye’de buluyor.

Devlet onları yerlerinde mutlu etmek için her şeyi vermeye çalışıyor, göç ettikleri kentler onları sevgiyle bağrına basıyor.

Sonra karanlıkta saklanan inkârcı ihanet, korkutarak veya kandırarak ayağa kaldırdığı kitleleri yakıp yıkmak için tahrik ediyor, kullanıyor.

Kürtler misafir veya sığıntı değil, bu ülkenin asli sahibi, birinci sınıf vatandaşıdır.

İnsan teşekkürünü böyle mi gösterir?

Pazar günü İstanbul’da 14’ü metrobüs 39 otobüsü, 42 otobüs durağını, üst geçitlerin korkuluk camlarını, onlarca iş yerini tahrip edenler aynı nankörlüğü bugün de tekrarlayabilir.

Onları birilerinin uyandırması lâzım.

BDP milletvekilleri kendilerini oyları ile seçen bu kitleyi korumak için terör örgütü ile karşı karşıya gelmeyi göze almaya mecbur olduklarını anlamalıdırlar.

Kürt kökenli vatandaşlar, terör örgütünün tutsağıdır. Onları Kürt kökenli milletvekilleri kurtarabilir ama onlar da tutsak.

Nevruz ruhuna yakışmayan bu zincirleri kırmak için kim ne zaman, ne yapacak; artık karar vermek, harekete geçmek lâzım!

***

Halil öğretmen uyardı ama...

Eğitim önemli iştir; bizim yaptığımız gibi değiştirilmez.

Konsensus’un anketi halkın yüzde 45,9’unun teklifi onayladığını, 40,8’inin karşı olduğunu gösteriyor.

Üniversite bitirenlerde “olmaz” diyenler yüzde 53’e çıkıyor, destek 36,6’ya iniyor.

Yani bilgi düzeyi yüksek kesime gidildikçe iktidarın yanlışı daha net ortaya çıkıyor.

Dün bu konudaki en ilginç haber, 25 dakikada 21 maddeyi geçiren komisyonun AKP’li başkanı Nabi Avcı’ya Eskişehir Maarif Koleji öğretmeni Halil Arık’ın yazdığı mektuptu:

“9-10 yaşında çocukları mesleki eğitime yönlendirip piyasaya çocuk köleler salmayı amaçlayan bu ihanet sistemi, parlamentodan geçip yasalaşırsa Bay Nabi Avcı’yı da Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı kadar sorumlu tutacağım.”

Meclis Başkanı Çiçek’in dünkü temasları Komisyon Başkanı Avcı’nın öğretmeninden gelen uyarıların değerini artıracak mı?

Pek ümit yok. Çünkü Başbakan komisyondaki kör dövüşünün getirdiği sonucu “zafer” saymış ve sebep olanları kutlamıştı.

Aferin almak için ne yapmak gerektiğini öğrenen iktidar milletvekilleri haftaya kim bilir ne marifetler gösterecekler!

(VATAN)