Ve bugün bitti…74. yaşını kutladı, sanat severleri de mest ederek.
Biz Türkiyeliler bu yıl karmaşık ruh hali ve duygu geçişleri yaşadık ve festival havasında değildik elbette. Umalım bundan sonra aynı acılar olmaz!
Dünyanın en ünlü festivalidir, etkinliğidir her yıl Ağustos ayında sanatseverleri büyüleyen Edinburg festival, sanatsal aktivitelerde daha ünlüsü yoktur.
Sadece olimpiyatlar ve futbolda Dünya Kupası daha büyük organizasyonlardır. Şiirdir, operadır, tiyatrodur, sergidir, sanatçıların duygu, düşünce ve ruh hallerinin en güzel yansımasıdır. Eğlence olarak algılamamak gerekir.
6 Ağustos’tan 30 Ağustosa kadar…30 bine yakın sanatçısı ve 3 milyondan fazla biletiyle…
Oldukça ilginç hikayesini yazmak istedim bu defa. Neden Edinburg? Neden bu kadar yukarda?
Denir ki İkinci Dünya Savaşı’nın bittiği Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında ay ışığının Edinburg Kalesi’ni parlattığı bir gece başlar her şey…
İkinci Dünya Savaşı’nın yoğun olarak devam ettiği ve can aldığı yıllarda, 1942 yılında sanatsal aktivitelerin merkezi olan Salzburg and Munich Nazi Almanyası işgali altındadır. Sanatsal faaliyetler cereyan edemez, sanatçılar nefes alamaz. Londra ise Alman bombardımanı altındadır. Edinburg ise doğal çekiciliği, insan dokunuşu güzelliği, güvenli oluşu ile bu ihtiyaca cevap verir görünmektedir.
Ayrıca klasik mantıkla sunulan sanatsal gösterilerin olduğu festivale alınmayan sanatçıların organize ettiği bir festival olduğunu da belirtmek gerekir.
Denir ki bu festivalin Edinburg şehrini dünya sahnesine çıkarmada dünyanın hiçbir şehrinde olmayan bir etki yaratmıştır.
‘İnsan ruhuna dokunmak’ gerektiği, her alandan sanatçıların duygularını ifade etmeleri ve yeteneklerini göstermeleri, savaş döneminin yaydığı, elem ve kederin etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla kurulduğu da belirtilir…..yani…’flowering of the human spirit’…Sanatın ve insan ruhunun yüceltilmesi, politik çatışmaların ve kültürel farklılıkların önemli olmadığı bir ortam yaratılması. Ne de olsa uluslararası…Rus balesi bile getirilir.
Festival ilk yıl 9 başvuru ile olurken 1980’li yıllarda bu sayı 500’e, 2000’li yılların başıyla da 600’e çıkmıştır. Sadece 2020 yılında salgınla virüsü yayma kaygısıyla iptal edilmiş ve bu yıl yeniden geri gelmiştir. Güncel olara 4000’ne yakın gösteri ve 3 milyondan fazla bilet satılmıştır.
‘Fringe’ denilen, jurisi olmayan, zaman zaman da eleştirilen bu festival tarzı ile de dünyada en çok model alınan bir festival türüdür. New York’tan Güney Afrika şehirlerinin festivallerine kadar.
Ağustos ayının son günleriyle sona eren festivale sergileyecek bir sanatı olduğunu düşünen herkes katılabilir. Katılmak için bir jüriden onay gerekmez, sokak sanatçılarının gösterileri hep yoğundur bu şehirde ama bir de bu Ağustos yoğunluğu düşünüldüğünde şehir daha bir kalabalık ve eğlenceli olur…gündüz gece…