BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, geçen hafta içinde Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Anastasiadis arasında bir görüşme yaptı. Bu görüşmeye BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin yanısıra BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim, Kıbrıslı Türk ve Rum müzakere heyetleri ile Müzakereciler Kudret Özersay ile Andreas Mavroyannis de katıldı. Yani ekip bayağı genişti.
Normal ve geleneksel bir uygulama olarak BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, yapılan görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, bundan sonra atılacak adımlara ilişkin olarak anlaşmaya varıldığını belirtti.
Açıklamanın ikinci paragrafında "Liderler sonuç alıcı, birbirine bağlı bir şekilde ve dayanışma içerisinde kazan-kazan yaklaşımıyla en erken zamanda bir anlaşmaya varılması ve ardından eş zamanlı referanduma gidilmesi hedefiyle müzakereleri sürdürme taahhüdünde de bulundular" dedi Eide.
Devamla, "müzakereciler ve müzakere heyetlerinin, bütün konularda karşılıklı öneri sunmayı tamamladıkları konusunda fikir birliğine vardıklarını, liderlerin müzakerelerde ikinci aşamanın tamamlanması konusunda büyük iş yapıldığının farkına vardıklarını ve bir sonraki aşamaya geçilmesi konusunda anlaştıklarını" söyledi.
Açıklamayı cümle cümle ve tek tek okudum. Sonra bir kez daha okudum, daha iyi anlayabilmek için, yazılanlar gerçekten de doğrumu diye. Benim tanıdığım Anastasiadis'in ve de etrafındaki Rumların bu şekilde davranması biraz garip. Hatta garipten de öte.
Bugüne değin masadan kaçmak için kırk takla atmış ve bin dereden bin su getirmiş olan Anastasiadis ve Mavroyannis ikilisinin nasıl olup da ikinci aşamanın tamamlanması konusunda itiraz etmediklerini, bir sonraki aşamaya geçilmesine onay verdiklerini hala daha anlamış değilim.
Özellikle Anastasiadis, çok değil daha 3 ay önce, 14 Haziran 2014 Cumartesi günü Kıbrıs Rum kesiminde “Ayorgi” (Karaoğlanoğlu) “kayıp ve ölüleri” anısına dikilen anıtın açılışında yaptığı konuşmada esip gürlemiş, "Önerilerin tamamı sunulmadan müzakereler bir sonraki aşamaya ilerleyemez, Toprak, mülkiyet, güvenlik, vatandaşlık, insan hakları konularının görüşülmemesi olamaz. Gerçekten Kıbrıs sorununun en kısa zamanda çözülmesini istiyorlarsa, gelip önerilerini sunmaktan başka seçenekleri yoktur" demişti.
O günden bugüne Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Anastasiadis arasında yapılan görüşmeleri saydım. Bir elin parmaklarından daha az görüşmüşler.
Görüşmeciler Özersay ile Mavroyannis arasında yapılan görüşmelerden sonra yapılan açıklamaları üşenmeden okudum, tüm konuların görüşüldüğü ve herhangi bir pürüzün aklamadığına dair bir açıklama da görmedim.
Üstelik Anastasiadis ve Mavroyannis daha düne kadar, geçmişte Hristofyas-Talat ve Hristofyas-Eroğlu arasında varılan mutabakatları ve yaklaşımları da kabule etmediklerini, müzakerelerin sil baştan başlaması gerektiğini dile getirmekteydiler.
Hatta BM'nin 50 yıllık müktesebatında yer alan Federasyona da karşı çıkmışlar, Üniter Rum Devletinin kurulması gerektiğinden bahsetmeye başlamışlardı.
Şimdi ne oldu da, Anastasiadis ve ekibi hem iki bölgeli iki toplumu, siyaseten eşit iki devletten oluşacak federasyonu kabul ediyor, hem de bir sonraki aşamaya geçilmesine onay veriyor pek anlamış değilim.
Anladığım bir tek şey var, Eide'nin Rumlar tarafından işletildiği ve oyuna getirildiğidir.
Rum Ulusal Konseyi "Evet" demeden Anastasiadis tuvalete bile gidemez. Yakında Anastasiadis'in ve Mavroyannis'in bu attıkları adımdan geri gitmek için ne tür girişimler yapacaklarını hep birlikte göreceğiz...
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
http://www.twitter.com/ataatun
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun