Avrupa Birliği ve ABD, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Malta’nın kara para aklamasından çok şikayetçi. O yüzden de denetçi üstüne denetçi gönderiyorlar bu iki küçük ada ülkesine.
ABD’nin “Kara Para Aklama ile Mücadele Bölümü” (KPAMB) geçen yılın Mayıs ayında Güney Kıbrıs ve Malta’yı ziyaret ederek, hem bu iki devletçiğin Maliye Bakanlıklarını, hem de ülkede faaliyet gösteren bankaları, en mahrem evraklarına kadar kontrol etti gözlerinin yaşına bakmadan.
Sonuç berbat. Hatta berbattan öte, tam bir felaket.
Her iki devletçiğin en önemli gelir kaynağının, kara para aklamaktan kazanılan komisyonlar olduğu çıktı ortaya.
ABD’nin Kara Para Aklama ile Mücadele bölümü, yakın geçmişte Latviya kökenli ABLV Group bankasını, “Rus kara parasını akladığı ve kasasında yetersiz miktarda Amerikan Doları bulundurduğu” gerekçesi ile kapatılmasını talep etti. Bu gelişmeden sonra ABLV bankası iflas talebinde bulundu ve an itibarı ile de iflas etmiş durumda.
Bugün, KPAMB’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yetkililerine verdiği ültimatom çok sert. Rum yetkililere gönderilen ültimatom açıkça “Ya Bankalarınızı temizlersiniz, ya da banka kapatma sırası size gelecek” şeklinde.
Aynı huzursuzluk AB Avrupa Merkez Bankasında da mevcut ve onlar da denetimlerini can yakacak düzeye çıkardılar. AB’nin lokomotifi Almanya, Kıbrıs Rum Bankalarında derinlemesine kara para araştırması yapılması talebinde. Almanya ısrarla GKRY’de faaliyet gösteren bankalardan mali şeffaflık istiyor. Almanya endirekt olarak Kıbrıslı Rumlara “Siz artık kafanıza göre iş yapamazsınız, biz sizi her adımınızda denetleyeceğiz artık” demek istiyor.
AB Avrupa Merkez Bankası yetkilileri geçtiğimiz yaz sonuna doğru Malta’da yaptıkları son denetlemede özellikle Pilatus Bankasını hedef aldılar. Söz konusu banka ile ilgili yaptığı araştırma nedeni ile yolda yürürken soğukkanlılıkla öldürülen Daphne Caruana Galizia’nın suçlamalarından yola çıkan Avrupa Merkez Bankası yetkilileri, Pilatus bankası lisansını iptal ettiler. Dört yıl önce açılan Pilatus Bank, İranlı başkan ve sahibi Ali Sadr Haşeminejad'ın ABD'de para aklama ve dolandırıcılık suçlamasıyla suçlanmasından birkaç ay sonra resmen kapatılmış oldu. ABD kara para aklama işini bu aralar çok sıkı tutuyor ve Kara Para Aklama ile Mücadele bölümü, dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, kara para akladığına dair şüphe duyduğu bir bankayı denetleyebiliyor ve faaliyetine de son verdirebiliyor.
Bilindiği üzere, Avrupa Birliği, geçen yıl boyunca kara para aklama skandallarıyla sarsıldı. Bu nedenle de AB Avrupa Merkez Bankası ve ABD KPAMB birlikte çalışmaya başladılar. AB üyesi tüm ülkelerdeki bankaları da bir bir denetliyorlar.
Danimarka’daki Danske Bank’ın Estonya şubesinde ortaya çıkan kara para aklama işlemleri, tarihin en büyük ve kusursuz denecek mükemmellikte kara para aklama olayları arasında yer alıyor.
AB üyesi tüm ülkelere ayrı ayrı tedbir almaları konusunda ültimatom verilmiş durumda. Özellikle de ekonomileri berbat ve sefil durumda olan GKRY ve Malta tam bir gözaltı durumunda.
Avrupa Komisyonu’nun 23 Ocak'ta yayınladığı Güney Kıbrıs ve Malta’nın yatırımcılara sattığı “Altın Pasaport” ile ilgili rapor, bu ikilinin yatırımcılara sattığı AB Pasaportu nedeni ile söz konusu yatırımcıların AB’nin geri kalan üye ülkelerinde de kara para işlemini yapabilecekleri olasılığını ve risklerini içermekte.
Güney Kıbrıs’ın ekonomisinin büyük oranda kara para aklamaya dayalı olması nedeni ile gerek ABD’nin gerekse de AB’nin uygulayacağı denetim ve kısıtlamalar nedeni ile ekonomisinin zarar göreceği kesin. Özellikle “Altın pasaport” satışları azalırken, kara para aklama meraklısı veya o amaçla GKRY’i seçen yatırımcıların da adadan uzaklaşacağı kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkıyor…