Hem de İngiliz Kilisesi başı kraliçe hazretlerinin arka yüzünde…
İngiltere’de bu kadar enstitü varken elbette ‘The Alan Turing Enstitüsü’’ni bilmemiz beklenmez. Ta ki İngiltere Merkez Bankası kağıt paraları müzeye kaldırmanın son aşamasına varıp 50 İngiliz Lirası’nı da plastikten yapıncaya kadar.
Üzerine de kimin resmini koydu dersiniz? Bir yüzünde hiç değişmeyen Monarşinin başı Kraliçe elbette…ama diğer yüzünde Alan Turing…Olacak gibi değil.
Eğer ‘…nefret suçunun ne olduğunu öğrenmek isterseniz az sayıda hikayeye ama mutlaka Alan Turing’in hikayesine bakmak gerekir’ denir. Tek başına bile yeterlidir belki. Yaptığı işlere, başarılarına ve kurtardığı hayatlara bakılmaksızın nasıl da ölüme yollandı…ya da öldürüldü. Cinsel tercihleri sebebiyle…
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların şifreli mesajlarını çözerek 20 milyona yakın insanın hayatını kurtardığını kabul eder tarihçiler. Ancak o ‘kimyasal hadımlık’ diyebileceğimiz bir yönteme kendini kurban etmek zorunda kalır. 41 yaşında ve insanlığa faydalı diğer buluşlar, yenilikler peşindeyken.
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlara ve attıkları bombalara karşı geliştirdiği metod ve şifre kırıcılığı sayesinde savaşın yönünün değişmesine katkıda bulundu. Tarihteki en uzun deniz savaşı olarak bilinen Atlantik Savaşı’nı (The Battle of the Atlantic) sonlandıran, kırdığı kodlar sayesinde savaşın daha kısa sürmesini sağlayan ve milyonlarca insanın hayatını kurtaran feylozof, matematikte öncü, yapay zekanın ve bilgisayar mühendisliğinin mucidi, hesaplamanın dahisi Alan Mathison Turing.
Turing, savaş sonrasında homoseksüellik ‘suç kapsamına giren ahlaksızlık’lardan kabul edildiği için tutuklanır, hapis yatmalı veya alternatif olarak da libido seviyesini düşüren, cinsel gücü ve isteği azalttığı bilinen kimyasal hadımlık önerisini kabul etmelidir. Hadımlık idam cezasının veya ömür boyu hapse mahkum etmenin daha iyi olmayan bir alternatifidir. Turing 2 yıl içinde ölür, raporu intihardır ama siyanür zehirlenmesinden ölür.
2009 yılında hükümet kendisinden özür diler ama durup dururken olmaz. Hatta hiç kolay olmaz, hükümet ve özellikle de Lordlar Kamarası karşı çıkar. Kampanya ve halkın baskısı neticesinde olur her şey…37 bin imza toplanır, imza verenler homoseksüel değil de özel yaşama müdahale edilmesinin haksızlık olduğunu düşünenlerdir. Halka düşen görevin ne kadar kıymeti olduğunu olduğunu anlayabilmeye dair önemli bir örnek değil mi?
2013 yılında itibarı iade edildi ve özür dilendi kendisinden…tam 59 yıl sonra…Devamında tabi kraliçenin kabulu geldi ve hemen ardından olmasa da 2017 yılında da ‘Turing Yasası’…yani cinsel tercihleri sebebiyle kimsenin suçlanamayacağı hususu. 2021 yılında da 50 Poundluk banknotun üzerine. Hem de endüstri devriminin kıymetli iki ismi James Watt ve Matthew Boulton isimlerinden vazgeçerek.
Benim gibi garibanların eline çok geçmiyor ama alınca doyasıya elleyeceğim.
Mavi Plaka meraklıları için söylemeliyim, Londra Regent Park kenarında 2 Warrington Crescent adresi doğduğu ve ilk çocukluğunun geçtiği evdir ve English Heritage tarafından mavi plaka ile hatırlanır; Code breaker. Tabi Manchester Üniversitesi’nde ve okuduğu ve iz bıraktığı diğer okullarda da duvarlarda adı yaşatılıyor hala.
Ruhu şad olsun!