Hatırlayalım!

Başbakan Tayyip Erdoğan diktatör Mübarek'in devrilmesi sürecinde Mısır'a gitmiş ve yeni dönem için Mısırlılar'a "laiklik" önermişti.

Her ne kadar bu öneri bazı Müslüman ülkelerin radikal çevrelerinde hoş karşılanmamışsa da reel politiğe çok uygun ve Mısır gibi bir ülke için yerinde bir teklifti.

Tayyip Bey'in önerdiği "laiklik" tabii ki "Türk tipi laiklik" değildi. Eğer öyle olsaydı Başbakan Türkiye'de iktidara geldiğinden beri Kemalist, baskıcı, otoriter, özgürlükçü değil kısıtlayıcı laiklik anlayışı ve türevleriyle mücadele etmez, dolayısıyla da Mısır'a sadece "laiklik" yerine "Türk tipi laiklik" önerirdi!

Bakıyorum da Mısır'a Müslüman Kardeşler kontenjanından cumhurbaşkanı seçilen Mursi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önerisini hiç dikkate almamış!

Oysa o konuşma kesinlikle dikkate alınmalıydı!

Türkiye ile Mısır birbirine benzeyen iki ülke.

Gerek halkı, gerekse ordusu birbirine çok benziyor.

Mursi'nin gelinen bu aşamada Mısır'ın geleceği için Tayyip Erdoğan'ın tecrübelerinden faydalanması gerekirdi.

Dünyada hiçbir ülke ve o ülkenin halkı sadece ve sadece kendisi değil artık.

Bütün bütün, her şeyiyle bağımsızlık diye bir şey yok!

Hiçbir ülkeyi sadece ve sadece o ülkenin seçilmiş yöneticileri ya da halkı yönetmiyor!

Mursi, Mısır'a cumhurbaşkanı seçildi ama ülkede her türlü yetki ordunun elinde.

Diplomatik bir konuşma değildi

ABD Mısır ordusuna her yıl 5 milyarın üzerinde dolar hibe ediyor.

Mısır ordusu İsrail'e karşı savaştırılıp yenilgiyle küçük düşürüldüğünden beri İsrail bölgede çok zalim bir rol oynuyor.

Mısır ordusu gerçekten Mısır halkının ordusu olsaydı İsrail bu derece zalimleşemez, Filistin'de elini kolunu sallayarak cinayetler işleyemez, işgal ettiği alanları sürekli genişletemezdi.

Mısır'ın aynı zamanda Filistin halkının dünyaya açılan tek kapısı olduğu düşünülünce ve o kapının yıllardır kapalı tutulduğu bilinince, ne dediğim sanırım daha iyi anlaşılır.

Tahrir Meydanı'nda toplanan Mısır halkı Mursi'den ordudan yetkilerini geri almasını istiyor, ama bu hemen mümkün olabilecek bir şey mi?

Şimdi...
Ne dedi Mursi?
Açık açık Mısır'a İslam şeriatı getireceğini söyledi.

Başka?

Konuşma hiç de öyle diplomatik bir konuşma değildi. O konuşmanın, ABD yönetiminin, Rusya'nın, İsrail'in, AB ülkelerinin, hatta ve hatta bölgedeki Arap ülke liderlerinin hoşuna gittiğini hiç sanmıyorum.

Diyor ki:
"Hasan El Benna'nın söylediği gibi anayasamız Kur'an'dır. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de anayasamız Kur'an olacaktır. Hz. Muhammed önderimizdir. Cihat yolumuzdur.

Allah yolunda şehadet en büyük arzumuzdur. Tümünün üstünde amacımız Allah'ın rızasıdır. Sonra şeriat, yine şeriat. İslam şeriatı olmadan bu ümmetin hayrı yoktur.

Önce Allah'ın, sonra da sizin huzurunuzda yemin ediyorum, Allah'ın izniyle anayasa metninde de dahil olmak üzere İslam şeriatı kesinlikle gerçekten uygulanacaktır.

Mısır halkının, ulemasının fıkıhçılarının ve anayasa uzmanlarının üzerinde ittifak ettiği gibi... Sevinin ve rahatlayın. Bu halk İslam şeriatını tam yansıtmayan bir anayasa metnini asla kabul etmeyecektir..."


İsrail bu konuşmaya çok sevinmiştir

"Ne var bu konuşmada, niye rahatsız oluyorsun" diyebilirsiniz.

"Çok şey var."
Bir kere yeni seçilen Cumhurbaşkanı Mursi'nin dünyayı hiç bilmediğini gösteriyor.

Mursi, Mısır'a cumhurbaşkanı seçilince Mısır'da istediği her şeyi rahatlıkla yapabileceğini, hatta daha da ileri gideyim, belki de dünyayı değiştirebileceği gibi son derece iyimser düşündüğünü gösteriyor.

Son derece yanlış bir tarz ve son derece yanlış bir konuşma.

Eminim İsrail, Mursi'nin böyle konuşmasına çok sevinmiştir!

Bir kere İslam şeriatının dünyada pratiği yok.

Daha doğrusu şeriatın Sünni pratiği hiç yok.

Neyi uygulayacak, zalim ve de kapitalist bir dünyada söylediği gibi nasıl var olacak?

Bence son derece hamasi ve devrimin verdiği coşku ile yapılmış bir konuşma.

Bu teorinin pratiği yok.

O halde konuşmak yerine uygun biçimde pratiğini oluşturmak daha akıllıca olurdu.

AK Parti hükümetinin akil adamlarından oluşacak bir heyetin Mısır'a gidip Mursi'ye nasıl bir dünyada yaşadığımızı uygun bir lisanla anlatması ve Başbakan'ın Mısır'da yaptığı konuşmayı hatırlatması gerekiyor!

(Bugün gazetesinden alınmıştır)