30 yıl süreyle ABD'ye hizmet eden 'mübarek' Mübarek ABD'nin yeşil ışık yakıp desteklediği ayaklanmayla 20 günde devrildi ve kafese konuldu. Ayaklanma sürecinde ise herkes Mısır'da 'büyük' bir devrimden söz edip durdu. Önceki gün yapılan başkanlık seçimleri ise bir kez daha Mısır gerçeklerini yansıttı.

1-Başta El-Cezire ve El-Arabiye gibi büyük televizyonların da katıldığı yoğun kampanyalara rağmen seçime katılma oranı %50'nin altında kaldı. Yani 'Devrim' ya da diğer adıyla 'Bahar' Mısır halkının yarısından fazlasının umrunda değildi. Bu ise birçok şeyi açıklıyordu.

2- Suudi Arabistan, Katar ve benzeri Körfez ülkelerinin yoğun maddi ve medya desteği verdiği İslamcı aday Muhammed Mursi oy kullananların ancak % 51'nin desteğini alabildi. Mursi'ye oy verenlerin ezici çoğunluğu camileri yoğun ve etkin bir şekilde kullanan Müslüman Kardeşler'in propagandasıyla sandıklara gidenlerdi. Batı destekli liberaller ise 'Askerlere karşı daha fazla demokrasi için' İslamcı Mursi'ye destek vererek kazanmasını sağladılar.

3-Buna karşın ayaklanmada etkin rol oynayan birçok milliyetçi, sol ve laik parti, örgüt ve güç  İslamcıların iktidarından tedirgin oldukları için ya seçime gitmemiş ya da karşı aday Ahmet Şefik'e oy vermişlerdir.

4-Böylece 'Arap Baharı' ile Mübarek'i devirdiği söylenen ve sandıklara giderek oy kullanan Mısırlıların yaklaşık yarısı Mübarek'in başbakanına oy vererek ya Mübarek'i özlediğini veya İslamcılardan tedirgin olduğunu kanıtladı. Bu tedirginlik ise önümüzdeki dönemin tüm gelişmelerine damgasını vuracak. Bunun farkında olan Askeri Konsey seçimden bir gün önce önemli karar alarak bir süre daha iktidarda kalacağının işaretini verdi. Alınan karara göre yeni parlamento seçimlerinin yapılması ve anayasa hazırlanıp halk oylamasına sunulmasına kadar Askeri Konsey'in yasama yetkisi devam edecek, halk oylamasından önce bazı anayasa maddelerini veto edebilecek, askerlerle ilgili tüm yetkileri elinde tutacak ve herhangi bir kargaşa durumunda orduyu kullanabilecek. 

XXX

Belki de 'Arap Baharı' denilen 'Büyük Oyun' bunu gerektiriyor. Yani askerlere 'Kışlanızdan çıkmayın' diyerek Mübarek'in düşmesini sağlayan ABD İslamcıları iktidara getirerek Mısır için yeni ve  o kadar ilginç bir gelecek planlamıştı. Bu plan işlerse Mısır önümüzdeki kısa ve orta vadede asla istikrarlı olmayacak. Mısır, Türkiye'nin 1946'dan bu yana yaşadığı siyasal, sosyal ve ideolojik gelişmelerin tümünü bazı farklı nüanslarla yaşayacak. Ama Mısırlı İslamcılar daha şanslı. Çünkü Mısır'daki Müslüman Kardeşler kendilerinden etkilenerek ve esinlenerek Cumhuriyetten 79 yıl sonra iktidar olan 'İslamcı'  AKP'nin seçim taktikleri dahil tüm tutum ve davranışlarından yararlanacaklardır. Müslüman Kardeşler örgütünün kuruluşundan (1928) 84 yıl sonra iktidar olan Mısırlı İslamcıların ise ne zaman muktedir olacakları ise büyük ölçüde AKP'nin iktidar mücadelesini iyi kavramalarına bağlıdır.

XXX

Büyük ölçüde diyorum çünkü Mısır'da ciddi anlamda bir laik kültür gelişmemiş ve ülkenin kendine göre özgün koşul ve sorunları bulunmaktadır. Çünkü Mısır bir Arap ülkesidir ve tüm Mısırlılar başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere tüm dini kaynakları okur ve anlar. Çünkü İslam Mısırlılara ve genel olarak Araplara göre bir din olduğu kadar bir dil, kültür ve tarihtir. Bu ise Batı'nın çok önemsediği bir olgudur. Çünkü Osmanlı mirasçısı olarak 'ılımlı' AKP yönetimindeki Türkiye'yi önemseyen Batı, İslami örgütlerin esin kaynağı olan Müslüman Kardeşler'in ülkesi Mısır'ı daha da önemser. Çünkü Mısır Arap aleminin en önemli ülkesi, İsrail'e sınır, Süveyş Kanalı'nı kontrol ediyor ve Yahudilerin dinsel tarihleri açısından çok önemli. Böyle bir ülkede iktidardaki 'uyumlu' İslamcıların İslam adına bir Yahudi devleti olan İsrail ile dost olması, Haçlı Batı için tarihsel bir hesaplaşmanın sıfırlanması demektir. İç ve dış dinamiklerden dolayı Hüsnü Mübarek'in 30 yılda başaramadığını, bakalım Müslüman Kardeşler kaç yılda başarabilecek!

(Akşam gazetesinden alınmıştır)