Mazhar Fuat Özkan kardeşlerin “Sen neymişsin be ağbi!” şarkısını hafif ara müziği yaparak okursanız bu fakir yazım biraz daha zengin olur ey mübarek insanlar!

Martılarla, güvercinlerle, kargalarla, asla yüz göz olmamak gerektiğini her fırsatta yazıyorum. Pelikanlar mı? Onları bilmiyorum. Hayatımızda yeterince kanatlı, kanatsız kuş var, kuş gribi olma riski ile yaşıyoruz. Bu kadar kuşun yanında pelikanları da hayatımıza sokmak istemeyiz.

Mesele şu ki arkadaş, bir grup tutturmuş kendilerine bir yol ki;  kendilerine tutturdukları bu yolun İnternetteki bilgisayar oyunlarında görünen yollardan hiçbir farkı yok, hatta İnternetteki bilgisayar oyunlarına daha hakiki yol bile diyebilirsiniz, evet ne diyorduk! Evet! yol diyorduk, bir grup insan bu yol bizim yolumuz diyor, bu dava bizim davamız diyor. Hangi yol arkadaş? Hangi dava arkadaş? Bize de söyle, bize de öğret de biz de bilelim. Bu alemde cümle kullar kör ama sizin gözleriniz kartal gibi, bu alemde cümle kullar sağır ama sizin kulaklarınız binlerce kilometre ötedeki pırt seslerini duyuyor, bu alemde herkesin zekası kıt ama sizin zekalarınız mübarek doldursan tırlara, gemilerin ambarlarına , uçakların kargo bölümlerine bile sığmaz. Öyle mi?

Ne kardeşim senin davan? Nedir senin yolun? Herkes geri zekalı ve insanları sen yöneteceksin, sen idare edeceksin, sen ne derse odur, sen ne derse öyle yapılacaktır falan filan!

Yoldan, davadan vazgeçtim bir de iddia ettikleri meçhul  yola mübarek yol, iddia ettikleri meçhul davaya kutsal dava demeleri  tüylerimi diken diken , tel tel dikiyor havaya!

Sana, size vahiy falan mı geldi arkadaş?  Cebrail ile mi görüştünüz?  Cebrail size ‘’ Haydi bakalım rast gele, sen artık Mesih’sin’’  mi dedi?  Rahat bırakın insanları! Huzur verin şu aleme!  7 milyar insanı aynı din, aynı kültür, aynı başkan, aynı halife, aynı şeyh, aynı kafa altında veya etrafında toplayamazsınız! 7 milyar insan sizin inandıklarınıza inanmak zorunda değil! Sana göre doğru olan her ne varsa 7 milyar insana yanlış gelebilir!

Kutsal olan, mübarek olan, hayırlı olan tek şey nedir biliyor musun sen arkadaş? Allah’ın yarattıkları eğer senin canına ve malına kast etmiyorsa onlara saygı göstermektir ve eğer onlar isteyerek veya istemeyerek senin canını sıkarlarsa, hiç tatsızlık çıkartmadan o ortamdan uzaklaşmaktır.

Yapacağınızı yapıyorsunuz, elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz, ondan sonra da ‘’ Hakkınızı helal edin’’ deyip duygusal takılıyorsunuz! Hak helal etmek, etmemek durumları da tartışılır arkadaş! Sen adamın oğluna tokat atarsın, kurşun sıkarsın veya adamın kızını evlenme vaadi ile kandırıp aldatırsın sonra kan parası, namus parası, bedel gibi insanların uydurdukları masallar ile helallik istersin ,aldığını da sanırsın ama kazın ayağı, ördeğin kafası öyle değil. Yüce bir savcı var, ilahi bir yargıç var. Biz Allah diyoruz, İngilizler God diyor, Fransızlar Dieu diyor, İspanyollar Dios diyor, kimimiz Rahman ve Rahim diyor, ama ifadelerin, sözcüklerin  önemi yok, bizi yaratan O var! Yeryüzündeki fani savcı nasıl ki mağdur şikayetçi olmasa bile kamu davası açıyorsa, o baki ve tek savcının, tek yargıcın kendi yarattığı kulları ile oyuncak gibi oynanması karşısında  ilahi bir dava açmayacağını söyleyemeyiz!

Nerede kalmıştık! Kanatlılarla dost olunacaksa kartallarla, şahinlerle dost olunmalıdır! Kargalarla, güvercinlerle, martılarla asla değil! Kargalar balkonunuzdaki cevizleri çalar, hırsızdırlar, martılar sinsi ve iki yüzlü canilerdir, ıstakozlara hiç acımazlar, güvercinler ise barış, sevgi çığlıkları atarak kafanıza s….çarlar! Ama ben bunları yazdım diye sakın limanlarda, kasabalarda karga, martı, güvercin soy kırımlarına başlamayın! Bizi yaratan onları da yarattı, çünkü bize bazı mesajlar veriyor! Yani o kuşlar varlıkları ile hepsi birer kuryedirler! Kargo teslimatçısıdırlar!

Kutsallık mı diyorsunuz? Mucize mi arıyorsunuz? İlahi bir mesaj mı bekliyorsunuz? Hala anlamadınız mı sizin, bizim yaratılmamız, bu alemlerin yaratılması zaten bir mucize, zaten bir kutsal meseledir! Siz hala fani olan, yaratılmış olan, çişini sizin bizim gibi yapan, çok yemek yediğinde sizin, bizim gibi geğiren ve pırtlayan insanlara kutsallık elbisesi, ilahilik şapkası mı giydirmeye çalışıyorsunuz?

Kabalığımı mazur görün ama bazı olaylar, bazı meseleler tek bir söz, tek bir kelime ile anlatılır. Nazik, kibar olma çabası ile o mesele hakiki anlamını yitirebilir!

İnsan da insandır! Sadece insan! Atatürk’te sadece insan, sadece adam olmak isteyen bir faniydi!

Allah hepinize, hepimize akıl, fikir versin! Allah hepimizi şu küçük alemde, şu kısa hayatta huzur ile var etsin ve ait olduğumuz hakiki aleme de, bu yalan alemde kafamızı fazla ütülemeden göçüp gitmemizi nasip etsin! Dileğim budur! Ama acele etmeyelim, mümkün olduğunca en son gemiye, en son trenin en son vagonuna binelim! Acele işe şeytan karışır!

Kargalara, martılara, güvercinlere tekrar dönersek eğer; nankörlük, ihanet, vefasızlık, entrika diz boyudur bu kanatlı açgözlülerde! Gökler de, yerler de, denizler de  onlara ait sanki, parsel parsel eylemişler dünyayı…

Not;( 1 ) Anneler günü beni bozar. Annelerin, babaların her gün aranılması, sorulması, sevilmesi gerekiyor

         ( 2 ) PYD Almanya’da temsilcilik açmış. Size büyük bir fırsat ey Almanya, ey Avrupa! Bu örgütün PKK terör örgütü ile nasıl ikiz kardeş olduğunu görünüz. Ama sizin için fark etmez. Çünkü size göre PKK da terör örgütü değil. Size göre terör örgütü olması için Almanya’nın şehirlerinde bombalar patlatıp Alman vatandaşlarını öldürmesi, Alman hastanelerini, Alman okullarını makineli tüfeklerle, roket atarlarla taramaları ve Alman kadınlarını, Alman çocuklarını öldürmeleri gerekiyor ki, ancak o zaman terör örgütü olurlar. Allah korusun! Aman! Onlar hiçbir ülkede kimseyi öldürmesin, sizde onları hayır, sanat, eğlence derneği falan sanın!


www.tarazastana.com