Londra’nın Trafalgar Meydanı veya Buckingham Sarayı Meydanı etrafında yapacağınız kısa bir yürüyüş önemli bir heykel grubu çıkarır karşınıza. Kırım Savaşı Anıtı…ve elbette ki en merkezinde gece hastane koğuşlarını gezip hastalarını kontrol eden lambalı kadın Florance Nightingale’i…
Kırım Savaşı 1853-1856 yılları arasındaki bir Osmanlı Rus harbidir ama İngiltere’nin bu savaşı algılaması ve yorumlamasında Osmanlı’nın varlığı, konumu ve insanlarının çektiği çileler hiçe sayılır. Yani biz hiç yok gibiyiz. Rusya tehdidine karşı İngiltere bizimle, yanımızda Kırım Savaşı’na girmemiş de kendisi Rusya’nın güney sevdasını törpülemek için kahramanca savaşmış gibidir adeta. İngiliz kaynaklarını okuyunca bizim ‘İngiltere ve Fransa’nın Türkler ile müttefik oldukları’ bilgisi ve inancı sarsılır adeta. Aslında Osmanlı topraklarının Karadeniz yoluyla Kırım’a geçmek için bir nevi üs olarak kullanılmış olduğu gerçeğine iniyor olay. Zaten Hasan Ali Yücel’in “sanki İngiltere bu harbi bizsiz yapmış gibiydi” diyerek savaş sırasındaki Türk varlığının önemsenmediğine vurgu yapar.
Halbuki Kırım Savaşı’nda savaşın finansmanı için Osmanlı Devleti ilk kez dış borç almak zorunda bırakılır, devamındaki olaylarla bu zorunluluk ve bağımlılık daha da artar ve ardından ülke ekonomisi Genel Borçlar İdaresi’nin kucağına terk edilir. Ayrıca Kırım Savaşı yüzyılının sonuna kadar Osmanlı Ordusu’nun Rusya ile yapacağı savaşların öncüsü niteliğindedir. Belki bu ve buna benzer sebeplerle 19. yüzyıla imparatorluğun en uzun yüzyılı denir, çekilen acıların sonu gelmez.
Yani bu savaş neyin kırımı? Türk askeri mi? Osmanlı maliyesi ve parası mı? Varın siz düşünün!
Konunun kahramanına, Florance Nightingale’e ve onun fevkalade gayreti ile modern hemşireliğin doğuşuna geri dönelim…
Florance Nightingale asilzade bir aile çocuğu olarak anne ve babasının Floransa gezisi sırasında doğar ve bu sebeple şehrin adı ona verilir. Babası eğitimin önemini kavrayan bir öncü olarak kızına iyi bir eğitim sunmaya çalışırken kendisi o dönemin İngiltere’sinde alt sınıf mesleği olarak görülen hemşireliği benimser ve seçer. Bu konudaki isteği ve kararlılığı ailesinin ısrarını yener. Kısa sürede de Londra’da bir kadın hastanesinde yönetici olur.
Ancak elbette matematik, felsefe ve dil eğitimleri eksik edilmez. İngilizce’nin yanı sıra İtalyanca, Fransızca, Almanca konuşur ve ek olarak Latince ve Yunanca öğrenir. Evlenmeyi reddeder, belki de ailesinin kendisine uygun eş bulma çabalarına tepki olarak hep bekar kalır.
İngiltere’de kahraman kadın olarak taşıdığı haklı şöhretin oluşmasında Osmanlı Devleti’ne, ilk borçlanmaya ve Kırım Savaşı’na da rol düşer. Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı İngiltere ve Fransa tarafından desteklendiği veya savaşa sürüldüğü ittifakta Nightingale İstanbul’a gelerek Selimiye Kışlası’nda hemşire ve hasta bakıcısı olarak çalışır.
Yaptığı tespitler hastaların yarıya yakınının hijyen kurallarına riayet edilmemesi sebebiyle öldüğü yünündedir. Yani savaş koşullarından ziyade hijyen eksikliği sebebiyle meydana gelen ölümler ilgisini çeker. Hastane koğuşlarında büyük sıçanların dolandığını görür ve bunun önüne geçmek için katı hijyen kuralları uygular, neticelerini hızlıca almaya başlar. Hastanedeki ölüm oranları hızla düşer ve kendisi bu düşüşün hijyen şartlarının iyileşmesinden kaynaklandığını da babasına borçlu olduğu istatistik bilgisini kullanarak ispatlar.
Oluşturduğu düzen ve temizlik London Times Gazetesi’nde haber olur. Savaş sonrası İngiltere’ye döndüğünde ise hem Kraliçe Victoria’nın hayranlığını hem de taltifini kazanır. Kraliçe’nin kendisinin hayranı olduğu da söylenir. Ayrıca, hemcinsinin başarılarının kendisini ne kadar gururlandırdığına dair bir mektubu da mevuttur. Liyakat Nişanı ile onurlandırılan ilk ve 58 yıl boyunca tek kadın olur.
Hijyen konularıyla savaş sonrası ülkesine döndükten sonra da ilgilenir. Yeni yapılacak binaların kanalizasyon sistemine zorunlu olarak bağlanması kuralınının çıkarılmasında aktif rol oynar.
Ardından Aziz Thomas Hastanesi bünyesinde kendi adına hemşirelik okulu açılır ve profesyonel hemşirelik eğitimine geçilmiş olur. Uzmanlığı ve başarıları sebebiyle büyük hürmet gören bu öncü kadının kralları, kraliçeleri ve devlet adamlarını kapısında beklettiği söylenir. Herkesin başarılarıyla gıbta ettiği ve uzmanlığından ilham aldığı söylenir.
Ancak elbette kadınların cemiyet hayatındaki rollerini arttırmaya dönük çalışmalarını da hatırlamak gerekir. İş hayatına katılmaya dönük engelleri ortadan kaldırmaya çalıştığı gibi seks işçisi olarak çalışmalarına engel olucu faaliyetler yürütür.
İşte Londra’da gezerken birdenbire karşınıza çıkarak ilginizi artıracağını düşündüğüm bu heykel grubu savaşa, savaşan halklara, Kırım gerçeğine işaret ederken Florance Nightingale bugün orijinali Selimiye Kışlası Müzesi’nde sergilenen ve kendisi kadar sembol olan o gece lambası ile hastalarını ‘vizite’ çıkar haliyle ölümsüzleştirilir. Heykellerin etrafında birkaç tur atarak tarih bilginizi tazeleyebilirsiniz.
Ayrıca, Florance Nightingale’nin babasının kendisi için aldığı bir ev de vardır Londra’da, 10 South Caddesi’ndedir. Ölene kadar bu evde 5 hizmetçisi ile yaşayan Nightingale aslında tek başına yatak odasında günlerini geçirirmişti denir. Mesleğindeki öncü rolüne ölene kadar sahip çıkıp görüşmelerini sadece randevu usulü ile yapar bekar Nightingale. Hiç dışarı çıkmadığı, ziyaretçi kabul etmediği ve başbakanların bile onunla görüşmek için geldikleri bu ev bugün English Heritage tarafından mavi plakala ile şenlendirilmiştir.
Son olarak da ‘youtube’ kanalı yok ama sesini dinleyebilirsiniz, nasıl mı? Edison ile tanışmış!