Abdullah Gül'ün 'köşk'teki süresi bitince ne olacak? Bence bu soruyu sorup yavaştan konuşmaya başlamanın zamanı geliyor.

Bugün ‘köşk’te Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün basın danışmanlığını yürüten Ahmet Sever ile hukukumuz çok eskiye dayanır. O Brüksel’de 32. Gün’ün yıllarca temsilciliğini yaparken ben de Ankara’da onun yaptığı haberleri montajlayarak mesleğe başlamıştım. Yıllar boyu Ahmet Sever ile daha çok telefonda yürüyen bir meslektaşlığımız oldu. Sonra tam da 28 Şubat günlerinde Ahmet eşi ile Türkiye’ye döndü. Kendimizi bir anda CNNTÜRK’ün kurulma aşamasında bulduk. Hep beraber gazetecilerin daha çok birbirinin gözünü oyarak geçirdiği bir yıllık bir hazırlık sürecinden sonra CNNTÜRK’ü kurduk. Ahmet o dönem beraber çalıştığımız pek çok ismi tasfiyeye soyunan bir grubun içindeydi. Yılların gazetecilerini tasfiye ede ede sonunda o da bir gün kendini o gruptan tasfiye edilmiş buldu! CNNTÜRK macerası yanılmıyorsam Ahmet Sever için aktif gazeteciliğin de sonu oldu.

2002 seçimlerinde İsmail Cem rüzgârının estiği günlerde Yeni Türkiye Partisi saflarına girdi. Aynen onun gibi gazeteci Ruşen Çakır da İsmail Cem rüzgârına kapılıp aynı saflardan milletvekili adayı olmuştu. 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi Kemal Derviş müthiş bir çalım atarak son dakikada YTP yerine CHP’ye geçince ikilinin bütün siyasi hesapları daha başlamadan bitti. Sandıktan %1.15 oy ancak çıkabildi. Bu hezimetten sonra Ruşen Çakır gazeteciliğe geri dönerken Ahmet Sever ‘danışman’ kadrosu ile Abdullah Gül ile çalışmaya başladı.

Başlayış o başlayış...

Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Abdullah Gül’ü hiç yalnız bırakmadı. Bir anlamda kader ortağı, karakutusu oldu. Her ne kadar Ahmet Sever ile selamı sabahı kesmemiş olsak da o Abdullah Gül ile çalışmaya başladığı günden bu yana hiçbir basın gezisine davet edilmedik. ‘Köşk’ün hiçbir organizasyonuna çağrılmadık. Yine de Ahmet Sever’e vefasız demek zor. Nitekim hiçbir gazeteciye konuşmayıp bir zamanlar beraber milletvekili adayı olduğu Ruşen Çakır’a verdiği röportaj da bunun en güzel göstergelerinden biri!

Abdullah Gül siyasete dönüşe hazırlanıyor

Vatan gazetesinde yayımlanan bu röportaj sayesinde Çankaya Köşkü’nde Abdullah Gül ile -Başbakan Erdoğan diyemesek de- Ak Parti’nin önde gelen isimleri arasında nasıl bir gerilim yaşandığını öğrenebildik. Sever açıkça Cumhurbaşkanı’nın kırgınlığını dile getiriyor. Hatta söyleşisinin bazı bölümlerinde söylediklerinden dolayı Cumhurbaşkanı Gül’ün ona kızmasını göze alarak Ak Parti’nin kimi önde gelen isimlerine ‘isim vermeden’ sitem ediyor. Anlaşılan o ki özellikle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir kez daha seçilmeme ihtimali Köşk ile hükümet arasında ipleri germiş. Cumhurbaşkanı Gül’ün 2014 yılındaki planının ne olduğunu kendisi dahil kimsenin bilmediğini söylerken aslında Abdullah Gül’ün durumu ile ilgili de çok net bir gerçeği bize kelimelerinin arasında söylüyor. Söyleşinin genel havasından anladığımız kadarı ile Abdullah Gül ile AK Parti arasında soğuk rüzgârlar esiyor. Özellikle 2014 yılında Abdullah Gül’ün görev tanımsızlığı ‘köşk’te bir kırgınlık ve belirsizlik yaratıyor.

Ahmet Sever’in sözlerinde beni en çok şaşırtan Abdullah Gül’ün planlı bir yurt gezisine çıktığı haberi oldu. Gerçi Twitter’da paylaştığı resimlerde bayağı bir gezdiğini biliyor hatta ara sıra kendisine “Hayat size güzel Sayın Gül” diyerek takılıyordum ama gezdiği il sayısının 60’a ulaştığını hesap edememişim. Anlayacağınız Abdullah Gül sessiz ve sakin bir şekilde halkın arasına girip kendi güncelliğini koruyor. Adını ve kendisini ‘köşk’e hapsedip unutturmuyor. Hatta yeni bir açılım olarak değerlendirebileceğimiz bu yurt gezilerinde 2014 senaryosunda yeni bir pozisyona hazırlanıyor.

Cemaatin 2014 ‘köşk’ adayı Abdullah Gül olabilir mi?

Peki Abdullah Gül’ün ‘köşk’teki süresi bitince ne olacak? Bence bu soruyu sorup yavaştan konuşmaya başlamanın zamanı geliyor. Daha önce yine bu köşede belirtmiştim AK Parti’nin bir zamanlar çalışıp ardından çeşitli nedenlerden görevden ayrılan başarılı bürokratlarının nerede ise tamamı ‘köşk’te danışman kadrosu ile kendilerine yer bulmuş durumdalar. Yine hatırlarsanız bu gözlemimi biraz daha abartıp “Köşk’te neredeyse gölge bir kabine var” demiştim. Ahmet Sever’in gazeteci Ruşen Çakır’a verdiği mülakatın genel havasına bakarsak bu sözlerimin doğrulandığını söyleyebiliriz. Her ne kadar Abdullah Gül 2014’te açıkça ne yapacağını bilmese ve söylemese de önümüzdeki aylarda Gül’ü yeni bir siyasi hareketin içinde görebileceğimizi düşünüyorum.

Bugün Ak Parti’nin ipleri attığı ve gizli bir rekabetin içinde olduğu Gülen Cemaati ile en güçlü bağları olan politikacıların başında Abdullah Gül geliyor. Özellikle dış gezilerinin pek çoğunda cemaatin okullarını ziyaret ediyor. Cemaatin önde gelenleriyle ilişkilerini sıcak tutuyor. Gülen Cemaati açısından da Abdullah Gül’e müthiş sıcak bir ilginin olduğunu gözlemliyorum.

Türkiye gibi kaygan zeminli bir siyasi ortamda şimdiden 2 yıl sonrasının siyasi atmosferini kestirmek kolay değil ancak bugün ‘köşk’te Ak Parti tarafından neredeyse tek başına terk edilen Gül ve ekibi günün birinde siyasete cemaatin desteği ile soyunurlarsa en azından ben şaşırmayacağım.

(Radikal gazetesinden alınmıştır)