Millet 25. dönem Milletvekillerini 7 Haziran’da seçti. Bu seçimin bariz kaybedeni paralel yapıdır. Bu yapının bağımsız adaylarının hiç birisine millet vize vermedi. Ak Parti’ye de ihtar verildi.

 

Ak Parti’ye kendisini sorgulama ve yanlışlarını daha net görme imkanı verdi seçmen. Ama bunu yaparken, Ak Parti’yi yine Türkiye’nin en büyük partisi olma ve onun dışında mecliste hükümet kurulamayacağı mesajını da vermiş oldu.

 

Bu asil millet ne zaman kendisine başvuruldu ise en doğru kararı hep vermiştir. 13 yıldır Ak Parti’ye vize veren aynı seçmen, bu sefer Ak Parti’nin yatırımlarına ve çalışmalarına yine evet dedi, ancak bunların dışında da hatalarının olduğunu ve bu hatalarını görmesi gerektiğinin sinyalini de verdi. Seçmen desteğinin koşulsuz olmadığı ortaya çıkmış oldu. Yüzde 50 aptal diyenlerin nasıl “Aptal” yerine düştükleri görüldü.

 

Bu seçimin paralelden sonra esas kaybedeni ise CHP’dir. Yıllarca kaybeden ve yıllarca ana muhalefet görevi yürüten partinin gerilemesi kaybetmenin bariz göstergesidir. Ancak CHP yönetimi başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bu mesajı almamakta direniyor. Kılıçdaroğlu’na göre millet görevi yüzde 25 ile kendisine vermiş. Ne kadar da hükümet kurmaya susadığının da bir göstergesidir bu. Ama hakaret ettiğin, yok saydığın Ak Parti’nin seçmeni sana oy vermedikçe sen asla iktidar olamazsın. Yani esasen yok saydığın Ak Parti’ye oy veren tüm seçmenlerdir. Bunu görmüyor ve görmemekte direniyorsun. Bu bakış siyaseten kör bir bakıştır. Milletin istediği uzlaşıdır. Ancak bu uzlaşı Anayasa’nın değişimi ile olması istemektedir ve bu yetki Ak Parti’siz değildir. “Yüzde 26’nın altına oyum düşerse İstifa edeceğim” deyip sonra da yan çizersen, güvenilmezliğin milletin algısında sürer gider.

 

Bu seçimin tek kazananı ise HDP’dir. 35 milletvekili varken şimdi ise 80 milletvekilini Meclis’e soktular.  Bunun nedenleri açıktır. Türkiye dış istihbarat örgütlerinin desteği ile oluşturulan Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığı HDP’nin oyunu artırdı. HDP’nin oylarının artmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışlarda HDP’yi defalarca hedef alması ve HDP Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş’ın sert sözlerle cevap vermesi de yatmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın danışmanlarını gözden geçirmesi gereklidir. Bu atışmalar Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti düşmanlarını CHP ve MHP’li olmaları fark etmeden HDP’ye oy vermelerini sağladı. Millet bu oyuna itildi.

 

Artık Meclis’te terör örgütünün siyasi kanadı var

 

Nasıl bir kin idi bu ki, ülkeyi ateşe atmaktan dahi çekinmediler. Türkiye 35 yıldır terörle mücadele etti. Öldürülen bebekler, şehit edilen binlerce delikanlılar, halkın içinde patlatılan bombalar, Molotof kokteylli saldırılar, devlete başkaldırmalar, polise tokat atmalar, askere taş atmalar ne çabuk unutuldu. Tüm bu terörü yapanlar bugün yüzde 13 oyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdiler. 80 Milletvekilleri var. Hepsi 20 bin TL ye yakın maaş alacaklar. Yetmedi hepsi 3’er danışman alacak. Meclis’te çalışan 240 terör yanlısı Türk milletine düşman insanlar olacak artık. Bunların yakınlarını da katın, artık TBMM çatısı altında 5 bin civarında bir güç olacaklar. Atamalar yapacaklar belki ya da yaptıracaklar. Terörist elbisesini çıkarıp polis olmak isteyen de olacak, kim bilir belki de bunlar polis olacak. PKK gömleğini çıkarıp belki devlet memuru da olacaklar. Yetmedi devletin hazinesinden 30 milyon lira hazine yardımı da alacaklar. HDP artık eskisinden çok daha güçlü bir mücadeleye girecek. Türkiye’de Bir bölgeyi bölmek isteyenler hedef değiştirdi, artık Türkiye’yi ele geçirme projesi ile meclisteler.  

 

Recep Tayyip Erdoğan’a ve Ak Parti’ye kin tutanlara sesleniyorum. Bu kin uluslararası istihbarat örgütlerinin ürettikleri hayali bir kurgudur ve siz de buna kurgulandınız.  Bu duruma düşürülerek terör örgütünün siyasi uzantısını meclise taşıdınız. Anlayacağınız, HDP artı PKK Düşmanlık ettikleri milletin başına geçtiler şimdi.

 

Peki ne olacak?

 

Bence mümkün olan en kısa sürede erken seçim olacak. Olmalıdır. Çünkü CHP, MHP ve HDP, Ak Parti ile koalisyon yapmayacaklarını açıkladılar. Ak Parti ’siz bir koalisyonun olması için de bu üç partinin  koalisyon kurması gerekmektedir. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun partisi CHP kursun MHP ve terör örgütünün siyasi kanadı HDP ile koalisyonu. Bu onlara yakışır. Çünkü seçim süreci boyunca birbirlerini hiç eleştirmeden, hepsi top yekûn Ak Parti’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdiler. Türkiye’ye barış süreci yaşatan Recep Tayyip Erdoğan’a da gol atmış oldu Kürt seçmenler. Şimdi barışı Yalçın Akdoğan’ın dediği gibi onlardan beklesinler. Yatırımları da HDP’den beklesinler. İşi aşı da HDP’den beklesinler.

 

Ak Parti’ye düşen de kaybettiği yüzde 10 ve daha fazla seçmeninin gönlünü almak. Hatta Ak Parti kadrolarında hissedilen dışlanmışlığın nedenlerini bulmak. Milletten kopukluğun sebeplerini ortaya çıkarmak. Bırakın seçmeni, aday adaylarının dahi adaylara ulaşamamalarının nedenlerini araştırmak.

 

Çok yoğun bir kampanya geçiren, çok çalışan Başbakan Davutoğlu, yüzde 40’larda kalan oy oranının analizini gerçekçi biçimde yapabilmek için kolları sıvamıştır bile.

En kısa sürede erken seçim olacak ve yeni Türkiye için Ak Parti yeniden tek başına görev alacaktır. Çünkü, Tıkanan ve koalisyonlara muhtaç edilen sistemin ortadan kaldırılması için gereken Anayasa’yı ve Başkanlığı da Ak Parti’nin bu ülkeye kazandıracağına inanıyorum.

 

Milletin ihtarı hayırlara vesile olacaktır. Yeter ki bunu iyi görelim.