İstiklal Harbi'nin en heyecanlı günlerinde toplumu bir araya getirici ve ortak duygularını canlandırıcı bir milli marş gereksinimini gidermek amacıyla Maarif Vekâleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenledi. Bu yarışmaya 724 şiir katıldı. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Mehmet Akif, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine Kahraman Ordumuza adadığı şiirini yarışmaya soktu. O kahraman ordunun içinde kimin hangi ırkta olduğuna bakılmadı. Çünkü hepsi vatan için canını vermiş ve vermeye hazırdı. TBMM'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda da Mehmet Akif'in şiiri milli marş olarak kabul edildi.
Şimdi niye bunu hatırlattım ona gelelim.
TBMM’nin 25. Dönem yasama yılının açılış ve yemin töreninde Meclis’in kabul ettiği ve milletin ortak değeri olan İstiklal Marşı okunurken HDP’lilerin Marşı okumamaları dikkat çekmişti. Bu durum HDP Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş’a soruldu. Selahattin Demirtaş içindekini dışa vurdu ve şunları söyledi:
“Herkes öyle düşünmeyebilir, öyle hissetmeyebilir, İstiklal Marşı’nı zorla okuyacaksın diye bir şey mi var bilemiyorum yani. Bu bir ırkçı dayatma olarak yapılmamalı. Evet, İstiklal Marşı’nın maneviyatını bilmiyor değiliz, kaynağını bilmiyor değiliz. Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış bir halkın o zor günlerde duygusunu, maneviyatını ifade eden bir marştır. Ve hepimiz ortak değerimiz olsun istiyoruz marş”
Şimdi Irkçı kim?
Bak Selahattin sana ne söyleyeceğim. Senin mensubu olduğun ve ezilenlerin savunucusu diye yıllarca Kürt halkını kandıran terör örgütü PKK, Türk milletine yıllarca ırk adına terör estirmedi mi? Masum insanları katletmedi mi? Devletin askerine polisine kurşun sıkmadı mı? Uyuşturucu ticareti ile de gençleri zehirlemedi mi? Başta savunduğunu ileri sürdüğü kendi ırkına bu zararı vermedi mi? Öldürmeye Kürt halkından başlamadı mı? Öldürülen Kürt bebekleri ve hamile kadınları hafızalarda değil mi? Milletin dükkânını Molotof kokteyli ile yağmalamadı mı?. Masum çocuk ve kadınları öldürmedi mi? Pazarda alış-veriş yaparken ve sırf asker olduğu için arkadan kalleşçe eşinin yanında kafasına kurşun sıkarak bir askeri şehit etmekten bile çekinmedi be… Çocukları ırk adına dağa kaçırmadı mı? Irk adına kendi ırkına zulüm getirmedi mi? Saymaya kalksam zaten sayamam. Hem ayrıca sayfada yetmez… Şimdi bir ırk adına kan döken ve isteklerinin sonu gelmeyen kim?
Hem bu ülkede sadece ezilen Kürtler mi idi? Ege’de, Karadeniz’de, Akdeniz’de, Marmara’da, İç Anadolu’da ya da ülkenin başka yerinde ezilen yok mu? Olmadı mı? Bu ülke kendi başbakanını asmadı mı? Bu ülke Demirel’i, Ecevit’i, Erbakan’ı sürgün etmedi mi? Bu ülke Recep Tayyip Erdoğan’ı hapse atmadı mı?
İstiklal Marşı’na Irkçı dayatma diyorsun öyle mi?
Şimdi sana sunulan imkân ve barış elini yanlış anladın sanırım. Sen o kan ve silah üzerine kurduğun baskılarla şaibeli bir şekilde seçilerek bugün Milletin Meclisi’nde Milletin vergisi ile maaş alarak, Millet adına dokunulmazlık zırhına bürünerek, Millete, milletin ortak değeri olan ve senin maaş aldığın Milletin Meclisi’nin kabul ettiği İstiklal Marşı’na “Irkçı dayatma” diyorsun öyle mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti döneminde size elini uzattı. Gönlünüzü aldı. Terör örgütünün oyununa gelmesin diye Kürt halkının çoluğuna çocuğuna devletten harçlık verdi. Fakire yardım dağıttı. Aç ve açıkta olanı kolladı. Yollarınızı, suyunuzu, havaalanlarınızı yaptı. Hem de senin temsil ettiğin terör örgütünün tüm yakma ve yıkma çabalarına rağmen. Taleplerinizi karşıladı. Dilimizi konuşamıyoruz dediniz, dilinizi serbest bırakma ile yetinmedi devletin televizyonunu sizin dile özel yayına tahsis etti. Barış diye yıllarca yakıp yıktınız ama o gerçek barışı size sundu. İstediğiniz gibi özgürlüğünüzü verdi. Çözüm süreci dedi ve size gönlünü açtı. Sizi hapishanelerden çıkarıp siyaset fırsatı sundu. Bütün bunlar milletin meclisine girerek ihanetinizi sürdürmeniz için yapılmadı. Ak Parti hükümeti bugün de hala elini uzatmış durumda. Ama siz hala ihanetin, ırkçı düşüncenin ve içinizdeki kinin esiri olarak orada duruyorsunuz.
Peki, sen kimsin Selahattin?
Tüm bu verilenlere rağmen sen Recep Tayyip Erdoğan’a hala ve İstiklal Marşı’na kin kusuyorsun öyle mi? Çünkü senin ipin dış mihrakların elinde… Çünkü sen uluslararası bir projenin temsilcisisin. Suriye ve Irak’ta olan gelişmelerin Türkiye’ye yansıması için kurgulanan senaryonun oyuncususun. Senin derdin Kürt halkı falan da değil… Kürtler bunu sonunda öğrenecek zaten. Senin görevin, Türkiye’yi Süriye’ye çevirince sona erecek. İşte seni bu işle görevlendirenler ise o zaman ilk seni öldürecekler. Çünkü onların kuralı budur. Zannetme ki amacınıza ulaştığınızda size yaşam hakkı tanıyacaklar. Sizi ve Irk adına yola koydukları terör örgütünüzü dahi görevi bitince yok edecekler. Çünkü esas amaç Büyük İsrail Projesi’ne hizmettir. Siz kime hizmet ettiğinizi sanıyorsunuz?
Ama yıllarca Kürt sorunu diye ezdiğiniz, terör ile ürkütmeye çalıştığınız Türk milletini de yok saymayın. Şehitleri de ölü zannetmeyin. Emin olun, yaptıklarınızın bedeli size kesinlikle geri dönecektir. Bugün sizi her gün televizyonlarda konuşturanlar, köşe yazılarında allayıp, pullayıp millete şirin gösterenler, o gün geldiğinde de sizi hain ilan edeceklerdir. Çünkü bu işin kuralı hep böyle olmuştur Selahattin.
Kurtuluş savaşını kimler yaptı ise İstiklal marşı da onlara adanmıştır Selahattin. İşte oradaki Irk bu savaşta bulunan tüm ırklardır. Ama sizin meseleniz zaten Irk falan değil ki Selahattin. Sizin meseleniz İsrail’e ve onun senaryosuna uşak olmaktır.
Haram olsun, zehir zıkkım olsun
Ha bu arada hatırlatayım Selahattin. Sen ve senin zihniyetine hizmet eden, Milletin Meclisi üzerinden Milletin vergisinden maaş alan herkese, bana düşen pay kadar hakkım haram olsun. Zehir zıkkım olsun. Yediğiniz her maaşta huzur bulmayasınız. Yedirdikleriniz de huzur bulmasın.
Bu dileğim Allah’a… Çünkü gerçek hüküm sahibi o dur…