İYİ Parti lideri Meral Akşener, üzerine yapılan tüm çullanmalara, kurulan büyük baskılara rağmen "Abdullah Gül çatı adayı" tezgahını bozdu da şer odakları "eyvallah" deyip sahayı terk mi ettiler?.. Hayır!.. Nişantaşı baronları ile kol kola girip, her zamanki üslubuyla "Pişmiş aşı önüme getirin de afiyetle yiyeyim" diyen Abdullah Gül, "olmadı" diye bir kenara mı çekildi? Ona da kocaman bir hayır!..
Bakın!.. Gayet net olarak söylüyorum; "A" planı çökünce Abdullah Gül de, Nişantaşı baronları da pes etmedi. "B" planı devreye sokuldu. Nice zamandır sabrediyorum. Gırtlağımın yanı sıra kalemim de boğum boğum oldu. Ülke geleceği, millet devlet bekası açısından adeta sırat köprüsünden geçtiğimiz günlerdeyiz. Haftalarıdır doluya koyuyorum olmuyor, boşa veriyorum hiç olmuyor. Abdullah Gül, Nişantaşı baronları ve finansörlerinin hangi anket manipülasyonları ile neler yaptıklarını ve kamuoyunun aklını nasıl çelmek istediklerini bir iletişim uzmanı olarak yakından takip ediyorum. Perde arkasında devam eden siyasetin ayak oyunlarını da!.. Çok kez elim gitti gitti geldi. Çırpıvereyim çuvalı dedim... İtiraf ediyorum!.. Ancak bir kesimin "Vay Meral'ci mi oldun?" veya diğer bir kesimin "Ne oldu döndün de Erdoğan'a mı çalışıyorsun?" demelerinden çekindim. Bugüne kadar, kaleme aldığım tek satırda bile şunun menfaatine uygun düşer veya bunun aleyhine olur kaygısıyla hareket etmedim. Ve etmeyeceğimi de en iyi sıkı takipçilerim bilir. Vatan, millet, devlet tek tasam ve kaygımdır. Gerisini hiç hesaba katmam!..
Lafı daha fazla dolandırmaya gerek yok!.. Bugün okuyacağınız şu yazıyı, Cumhuriyet gazetesinde HDP eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin röportajını okuyunca kaleme almaya karar verdim.
"Olası bir ikinci turda ortaklaşmanın sağlanması için muhalefet partilerinin nasıl bir yöntem izlemesi gerekiyor? Sizin bu konuda yöntem öneriniz var mı?" sorusuna ne cevap vermiş Temelli;
"25 Haziran'dan sonra bu çok hızlı bir şekilde yapılabilir. Bu öneri, hem Demirtaş hem de bizim çağrımızda var. Bir protokole ihtiyaç var. Bu protokol çok hızlı sağlanabilir. Hiç teferruatta boğulmaya gerek yok. Ya Erdoğan rejimi, ya demokrasi. Biz demokraside buluşacağımıza inanıyoruz. Nasıl bir demokrasi başlığının altını doldurmaya yönelik çağrı yapıyoruz. Diğer muhalefet partilerinde de bu yönde çalışmalar olduğunu biliyorum. Eşit yurttaşlık temelinde çalışmalar var. Artık herkes ana dilinde eğitim konusunda bir konsensüsü ortaya koydu. Eşit yurttaşlık, inançlar meselelerinde ortaklaşma ortaya kondu. Temel başlıkları belli bir protokol çok hızlı bir şekilde hayata geçirilebilir. Buna göre kabine şekillenebilir. Parlamento ve kabinenin nasıl çalışacağı belirlenebilir. Biz 18 ay ile 30 ay arasında bu sürecin tamamlanabileceğine inanıyoruz. Erdoğan bu ülkeye çok fazla zarar verdi. Ortada bir enkaz var. Bu enkazı ancak biz kaldırabiliriz."
Protokol istiyor HDP!.. Şartlar dayatılıyor... Ama ayrıntıları verilmiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2'nci tur göründü ya... İşi sağlam kazığa bağlamak için şart koşuyorlar. Kim var bu dümenin perde arkasında?.. Abdullah Gül... Nişantaşı baronları... Vee, İYİ Parti ve Meral Akşener aleyhine bir süredir çakma anket şirketlerini fonlayan karanlık finansörler... İkinci tura kim kalsın?.. Bunu söylemek benim ve de bir gazetecinin işi değil. Bir oyum var onu da gider sandıkta kullanırım. Ve Allah, vatanım ve milletim için hayırlısını nasip etsin diye dua ederim. Ancak, Abdullah Gül olmayınca, oyun bozulunca Meral Akşener olmasın da ikinci tura Muharrem İnce kalsın diye karanlık çevrelerle iş tutanların kirli yüzlerini de faş etmek benim hem vatandaşlık hem de gazetecilik görevim. Evet!.. Bu karanlık çevreler uzun süredir CHP'de ve Muharrem İnce'nin etrafında sinsi bir kulis faaliyeti yürütüyor. Bu da HDP eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin protokol talebi ile ortaya çıktı. Nişantaşı baronları, eğer Muharrem İnce 2'nci tura kalırsa HDP'den bir isim ile Saadet Partisi'ne sıcak gelecek diğer bir ismin Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak açıklanması için şart koşuyor. Kim bu isimler?.. HDP'den TBMM Başkanvekili seçilen Mardin Milletvekili Mithat Sancar ile, CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu...
Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce bu oyunu yer mi?.. Bilemem... Ancak, Abdullah Gül'ün yine perde arkasında kalarak, elini ateşe değdirmeden nasıl çalıştığının altını da kalın çizgilerle işaretlerim. Bu da, "Abdullah Gül aday olmadı da neden ortalığa çıkıp kötü gidişatı eleştirmiyor?.. Neden bir şeyler konuşmuyor" diyenlere cevap olsun!.. Gül ve Nişantaşı baronları sadece CHP'de kulis atmıyor, çatı adayı formülündeki Saadet Partisi içine konuşlandırdıkları lobi, orada da hummalı bir şekilde çalışıyor...
Son günlerin moda deyimi olan "kek"ten ve onun üzerinden yürüyen polemiklerden çok şey çıkartmamız gerekiyor aslında!.. Keklenmemek adına...
Bu ara, Türkiye'ye gelecek kargo paketlerine...
Format değiştiren PKK'ya...
Yumuşayan "çözüm süreci" söylemlerine...
İngiltere ve ABD'nin Türkiye'de çevirdikleri ikili oyunlara...
Çok dikkat edin. Keklenmemek adına!..
(Yeniçağ'dan)